Zülfikar Gençtürk

Zülfikar Gençtürk


ŞU BAŞKANLAR VE BİZİM BAŞKAN'IMIZ ERDOĞAN

01 Aralık 2011 - 10:55

ŞU BAŞKANLAR VE BİZİM BAŞKAN'IMIZ ERDOĞAN
   01 Aralık 2011 10:55
    "Şu Başkanlar ve Bizim Başbakanımız(Başkanımız) Sayın Recep Tayyip Erdoğan"
25-30-40 Yıldır yönettikleri ülkeleri, İdare ettikleri insanlardan farklı olarak ayrıcalıklarıyla kendileri için meşru gördükleri köşkler, villalar sahibi şu başkanları düşününüz!..
Yıllarca yönettikleri ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar.. Çünkü bu başkanlar görev başında iken, Kendileri için kabul ettikleri şeref, değer, yüksek seviye, haklar ve hakimiyette hiçbir kimsenin eşitliğine razı olmazlardı...
Kanunların üzerinde yaşarlardı, aleyhlerinde dava açılması mümkün değildi! İstediklerini ve gayri meşru’ arzularını yerine getirme hakkına sahiptiler... Öyle ya onları mahkemeye şikayet etmek hiç kimse için mümkün olmadığı gibi hiçbir mahkemenin de savunmalarını isteme yetkisi yoktu!.. Bütün dünya hatalarına tanık olduğu halde, Ülkelerindeki Petrol ve Doğalgaz rezervlerinden dolayı, haklarında kullanılan söz, başkanlar, baş reisler hata etmezler, sözüdür!..
Büyüklük ve kuvvete sahip olduklarından dolayı şahsi menfaat ve kişisel hedeflerden kendilerini ayıramadılar. İnsanlar huzurlarında sanki hayatları, ölümleri ve geçimleri ellerinde imiş gibi el bağlayarak, korkarak ve ürpererek ayakta duruyorlardı... İdare ettikleri kimselerin kanlarını emiyor, üstelik gayri meşru’ vesilelerle mallarını sömürüyorlar. Sonra bu haksız mal ve servet yığınlarını; köşkleri, villaları, arabaları, süsleri ve rahatlıkları için hiç çekinmeden savuruyorlardı!...
Öyle ki, besledikleri köpeklerinin yiyip içtiği şeyleri; vergileriyle ekonomiyi ayakta tutanlar bulamıyorlardı... Peki bu adalet midir?... Millet fertlerine tanınmayan haklar onlara aitti. Sanki onlar tertemiz diğerleri pis!.. Onlar şerefli, diğerleri rezil!.. Onlar yüce, başkaları sefil!.. Onlar soyar ve sömürür, diğerleri soyulur ve sömürülür!.. 
Arzularının gerçekleşmesinde bütün insanların, mallarının ve namuslarının kurban edilmesinde tereddüt göstermezler.. Karşı koyanların cezası, keskin nişancı, tank veya, uçaklardan atılan bomba ve kimyasal silah.. Peki bu adalet midir? 
SONLARI; Ya ülkelerini terk etmek, darağacı, veya linç edilerek öldürülmek Ne acı ki Ülkelerini terk ederken geride Irak örneği düne kadar insanla dolu, bölgeler çöl haline geldi ,Köyleri şehirleri kül ve enkaz yığınları oldu, 
İnsanların sinek kadar bile değeri yok her gün onlarca insan öldürüldü öldürülmeye devam ediliyor. Kadınların iffeti ve namusları ayaklar altında, küçük çocuklar, hastalar, yaşlılar ezilmekte katledilmekte ve sokaklar ölü insan cesetleriyle dolu. Irak’ta resmi verilere göre 1,5 milyon gayri resmi 2 milyon kadın tecavüze uğradı, bu durum Mısır, Yemen, Gazzede, Libya da, Suriye’de devam etmekte,  
Suriye’de yaşananlar ise, Son yüz yılın en büyük katliamı, bu katliamın en büyük destekçileri .Her fırsatta bize karşı demokrasi havariliği yapan Avrupa bu yaşananlar karşısında ve Somali’deki İnsanların ölümünü Seyirciler, 
LİBYA Söz konusu olunca Leş kargaları gibi hemen bir araya gelebiliyorlar Çünkü Libya’nın 2 Milyon Metreküpün üzerinde Doğalgaz rezervi bir o kadarda Petrol rezervi var. Bu başkanların Amerikan Avrupa Bankalarındaki Milyar dolarları, Emperyalizm tarafından el konulup gasp edilmekte, Müslüman halkları için harcamadıkları dolarları İslam düşmanlığı için kullanılıyor..
Akıllı ve bilgin kişilerden bir kısmı şöyle sesleniyor: “Bunu ameliyat ediniz, kesip alınız, onun kesilmesiyle her şey düzelecektir. “Bazıları ise şöyle diyor: Bütün kötülük ve bozukluğun kaynağı diktatörlüktür. Onu yok ediniz. Her şey düzelecek. “Başka bir kesim: “Bütün bozukluk ve bozgunculuk, sömürgecilik nedeni ile var olmaktadır, yargılamanızda onu Mahkum ediniz.” Diye haykırıyor!.. Başka bir grup ise şöyle feryat ediyor:
“Yeryüzünü Cehenneme çeviren Emperyalizmdir, onun köklerini kesiniz... Bu insanlara ne oldu ki hiç bir şey anlamayacak duruma geldiler! Dalları kökler sanıyorlar. Köklerin dallardan ayrı şeyler olduklarını bilemiyorlar. Oysa, kökler yerde olduğu sürece dalların gelişmesi ve çoğalması kaçınılmazdır. Hatta zamanlarını dalları kesmek üzere kıyamete kadar harcasalar bile !...
İnsanın Allah’tan başka herhangi birinin hakimiyetine teslim olup boyun eğmesi var ya; işte o. Bütün pislikleri doğuran şeydir; kötülüklerin, haksızlıkların, zulümlerin kaynağı da ondan başka bir şey değildir. Dallarını yeryüzünün her tarafına uzatan ve bela meyvelerini insanların üzerine saçan o fesat kaynağı, pis ağaç da aynı kaynaktan beslenir..  
Bizim Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’IN anlayışı ise, Yeryüzünde adaletin bulunmasından başka bir yol olmadığıdır.
Hükümetimizin, Anayasada yaptığı değişiklerle, İnsan hayatını düzenleyen esaslar. Bütün vatandaşları tarak dişleri gibi eşit gören, hiçbir ferde, aileye, zümreye, bölgeye ve vatandaşa ayrıcalık tanımayan, bir insana dost, diğerine düşman, birine yardımcı ötekine hasım, buna taraftar, ona kindar olmayan bir Başbakanımız var.  Vatandaşlarının refah ve saadetini sağlamak ve artırmak için, ekibiyle gecesini gündüzüne katarak çalışmaktalar. 
Hepimizin malumu şu an ülkemiz ekonomisiyle gelişme ve büyümede Dünyada birinci sırada. Bu güzel gidişi engellemek için her türlü illegal alçaklığı yaptılar, Yapmaya da devam ediyorlar. Şu anda tüm Türkiye insanının bildiği gibi Sayın Başbakanımızın sağlığı üzerinden bile düştükleri komik duruma aldırış etmeden siyaset yapıyorlar. Sayın Başbakanımıza acil şifalar dileriz.
          Zülfikar Genctürk   01/ARALIK/2011  Mesaj Gazetesi 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum