Türk'ün kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı doğdu; 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun...

26 Ağustos’ta başlayan ve 5 gün 5 gece süren Büyük Taarruz, Türk ordusunun Yunan’a karşı kesin zaferiyle sonuçlandı. Gazi Mustafa Kemal, Büyük Zafer’den iki yıl sonra “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini verdiği Çalköy’de o günleri anlattı: Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır. Türk ulusu bu zaferle, gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koydu

Türk'ün kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı doğdu; 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun...
07 Eylül 2022 - 01:15

Türk’ün kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı doğdu; 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun...

Giriş Tarihi: 30.08.2022  07:17 Güncelleme Tarihi: 30.08.2022 10:16

Yunan cephesine sızıp savaşın kaderini değiştirdi: 5'inci Süvari Kolordusu

Türk'ün şanlı zaferi: 30 Ağustos! 'Göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır'.

26 Ağustos'ta başlayan ve 5 gün 5 gece süren Büyük Taarruz, Türk ordusunun Yunan'a karşı kesin zaferiyle sonuçlandı. Gazi Mustafa Kemal, Büyük Zafer'den iki yıl sonra "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emrini verdiği Çalköy'de o günleri anlattı: Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır. Türk ulusu bu zaferle, gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koydu.

Yunan cephesine sızıp savaşın kaderini değiştirdi: 5'inci Süvari Kolordusu

Aylarca süren hazırlık sürecinin ardından Türk milleti, 30 Ağustos’ta Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde makus talihini yendi ve dünyanın en güçlü devletleri tarafından desteklenen Yunan işgal güçlerini topraklarından attı. Zafere giden yolda ise kritik anlarda yaptığı önemli hamlelerle Fahrettin Altay ve komuta ettiği 5. Süvari Kolordusu’nun rolü çok büyüktü.

Türk’ün kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı doğdu; 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun...

26 Ağustos 1922'de başlayıp 30 Ağustos 1922 gününe kadar 5 gün 5 gece devam eden Büyük Taarruz, Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandı. Planlaması büyük bir gizlilik ve titizlik içinde yapılan taarruzun ne zaman olacağından Gazi Mustafa Kemal Paşa ve yanındaki Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) ile Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'dan (İnönü) başka kimse bilmiyordu.

26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz'un sabahında Tınaztepe, Belentepe ve Çiğiltepe yokluklarla mücadele eden ve yüreğinde vatan sevgisiyle dolu Türk askeri tarafından düşmanın elinden alındı.

27 Ağustos sabahı, Afyon'dan kurtuluşun müjdesi verildi. 28-29 Ağustos taarruzları sonrası 30 Ağustos'ta Mustafa Kemal Paşa'nın Kütahya Zafertepe'den idare ettiği Başkomutanlık Meydan Muhaberesi ile düşman büyük bir yenilgiye uğratıldı.

KIRIK KAĞNININ ÜZERİNDE...

Büyük Zafer'in ertesi günü, 31 Ağustos'ta Zafertepe Çalköy'de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir'e girme görüşünde birleşti. Nihayet Zafertepe Çalköy'de, o tarihi emir verildi: "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" 9 Eylül'de şanlı Türk ordusu İzmir'e girerek, son hamlesini yaptı ve 1919 yılında başlayan işgal resmen bitirildi.

Zaferden iki yıl sonra 30 Ağustos 1924'te Dumlupınar'da Büyük Zafer'in Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın da katıldığı bir törenle hem zafer kutlandı hem de şehitler anıldı.

Atatürk, 30 Ağustos 1924'te, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı'nın temel atma törenine katılmak üzere Zafertepe Çalköy'e geldi. Atatürk burada yaptığı konuşmada "Yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.

Türk ulusu burada kazandığı zaferle, açığa vurduğu gücü ve istemiyle, bu belli gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koymuş bulunuyor. Türk'ün kurtuluş güneşi, 30 Ağustos sabahı ufuktan tüm parlaklığı ile doğdu" dedi.

Yunan cephesine sızıp savaşın kaderini değiştirdi: 5'inci Süvari Kolordusu

Aylarca süren hazırlık sürecinin ardından Türk milleti, 30 Ağustos’ta Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde makus talihini yendi ve dünyanın en güçlü devletleri tarafından desteklenen Yunan işgal güçlerini topraklarından attı. Zafere giden yolda ise kritik anlarda yaptığı önemli hamlelerle Fahrettin Altay ve komuta ettiği 5. Süvari Kolordusu’nun rolü çok büyüktü.

Yunan cephesine sızıp savaşın kaderini değiştirdi: 5'inci Süvari KolordusuDerleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Türk milleti, Mustafa Kemal Paşa liderliğinde verdiği kurtuluş mücadelesinde, aylarca süren hazırlık sürecinin ardından düşmana son darbeyi indirecek güce ulaşmıştı. Türk orduları 1683’teki II. Viyana Kuşatması’ndan sonra 300 yıldan fazla süredir taarruz harekatı düzenlememiş, çağdaşı olan devletlerden geri kalan Osmanlı Devleti günbegün küçülerek Avrupa tarafından ‘hasta adam’ olarak nitelendirilmeye başlamıştı. ‘Hasta adam’ I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılmış, İtilaf Devletleri Osmanlı’nın başkentine girmiş ve Anadolu topraklarının önemli bir kısmını işgal etmişti. Egemen güçler, Türk milletini boyunduruk altına almaya hazırlanıyordu. Tarih ise tahmin edilenden çok farklı bir şekilde yazılacaktı.

Yunan cephesine sızıp savaşın kaderini değiştirdi: 5inci Süvari Kolordusu

Türk milletinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlattığı Milli Mücadele 30 Ağustos ile birlikte yeni bir evreye girdi. Büyük Zafer’in ardından işgal güçleri Anadolu’dan çıkarıldı. 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile birlikte Milli Mücadele’nin silahlı aşaması sona erdi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan edilmesine giden yolda önemli bir eşik aşıldı.

Fahrettin Altay komutasındaki 5'inci Süvari Kolordusu da kritik anlarda yaptığı önemli hamleler ile Milli Mücadele’nin kazanılmasındaki kilit aktörlerden biri olarak biliniyor.

Milli Mücadele Dönemi, süvari birliklerinin Türk harp tarihi içinde yer aldıkları son savaşların dönemi oldu. Toprakların işgali üzerine mücadeleye başlayan, halkın oluşturduğu “Kuvâ-yi Milliye” süvarileri Sakarya Savaşı'ndan sonra "5'inci Süvari Kolordusu" olarak teşkilatlandırıldı.

YUNAN HATLARININ GERİSİNE SARKTILAR

5'inci Süvari Kolordusu Milli Mücadele boyunca hızı ve manevra kabiliyeti sayesinde sık sık Yunan hatlarının gerisine sarkarak işgal ordusunun ikmal hatlarını kesti ve savaşın seyrinin değişiminde önemli bir rol oynadı. Fahrettin Paşa komutasındaki süvari kolordusu, 26 Ağustos’ta başlayan taarruzun ardından hızla çekilen Yunan ordusunu İzmir’e kadar takip etti. 9 Eylül 1922’de ise İzmir’e giren ilk Türk birliği oldu ve şehrin 3 yıllık işgali sona erdi. Mustafa Kemal Paşa, 10 Eylül 1922’de İzmir’e girdiğinde onu ilk karşılayan da Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Paşa’ydı.

TÜM DÜNYAYA ONLAR GÖSTERDİ

Süvari Kolordusu, Milli Mücadele’de oynadığı önemli rolün yanı sıra Türk ordusunun zafere yakın olduğunun dünyaya duyurulmasını sağladı. Mustafa Kemal Paşa'nın Sovyetler Birliği ve Azerbaycan büyükelçileri ile birlikte gerçekleştirdiği denetlemelerde tüm dikkatleri üzerine çekti. Konya’nın Ilgın ilçesinde konuşlanan süvari kolordusu, 15 Nisan 1922’de düzenlenen geçit töreni ve ardından gerçekleştirilen “Büyük Süvari Manevrası” ile de herkesin beğenisini topladı. Öyle ki Mustafa Kemal Paşa belinde Azerbaycan Türklerinin hediye ettiği kılıçla bu manevraları izledi, sonra da bu kılıcı 5'inci Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altay’a hediye etti.

Yunan cephesine sızıp savaşın kaderini değiştirdi: 5inci Süvari Kolordusu

Kolordu Komutanı Fahrettin Altay, o günü, “Bu geçit resminde Atatürk’ün önünden geçen her subay ve er onun takdir ve ümitle parlayan gök gözlerinden aldığı enerji ve iftihar duyguları istikbal zaferimizin habercisi olmuştur. O geçit resminin fotoğraflarında Atatürk’ün boynunda asılı görülen ve Azerbaycanlılar tarafından hediye edilmiş olan gümüş kaplı eski bir kılıcı daha sonra bana vermek lütfunda bulunmuşlardır. Ben bu kılıcı yine kendisi tarafından verilmiş soyadım gibi bütün istikbâl Altaylarına yadigâr bırakmakla iftihar duymaktayım. Şimdi evimde her zaman gözlerimin önünde duran kılıca baktıkça süvari birliklerinin geçişi sırasında Mustafa Kemal’in gözlerinde parlayan ümit ışıklarını görür gibi oluyorum” anlatmıştı.

Yunan cephesine sızıp savaşın kaderini değiştirdi: 5inci Süvari Kolordusu

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacını karşılaması için tasarlanan tank da adını Fahrettin Paşa'nın soyadından alıyor.

SOYADINI ATATÜRK VERDİ

Fahrettin Paşa’ya “Altay” soyadını veren de Mustafa Kemal Atatürk’tü. Altay, soyadının hikayesini hatıralarında şu sözlerle aktarmıştı:

“Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Paşa ile mütareke yıllarında İzmir’i ziyaretimizde Altay bir İngiliz donanma karması ile Alsancak’ta oynuyordu. Maçı beraber izledik. Altay çok güzel bir oyundan sonra İngilizleri yenince Ulu Önder çok duygulandı, gururlandı ve Altay için takdirlerini belirtti. Aradan epey zaman geçti. Gazi Mustafa Kemal Paşa, İran ile bir sınır anlaşmazlığını halletmek üzere beni görevlendirdi ve Tebriz’e gittim. Tebriz’de bulunduğum sırada Meclis'te soyadı kanunu müzakere edilmiş ve ittifakla Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Atatürk soyadı verilmişti. Bütün yurt kendisini yeni soyadından dolayı tebrik ediyordu. Ben de hemen bir telgraf çekmiş ve kendilerini kutlamıştım. Atatürk’ten ertesi gün gelen cevab-ı telgraf şöyle idi: Sayın Fahrettin Altay Paşa, Ben de seni tebrik eder Altay gibi şanlı şerefli günler dilerim. Telgrafı aldığım zaman gözlerim dolu idi. Atatürk çok mutehassıs olduğu ve beraberce izlediğimiz Altay maçının hatırasına izafeten bana Altay soyadını layık görmüştü.”

İlk emrin verildiği yerde! İlber Ortaylı o tepede Hürriyet’e ‘Zafer’i anlattı

İlk emrin verildiği yerde İlber Ortaylı o tepede Hürriyet’e ‘Zafer’i anlattı

Musa Kesler / Fotoğraflar: Levent KULU

30 Ağustos Zaferi’nin 100’üncü yılında ünlü tarihçi İlber Ortaylı ile Afyon Kocatepe’de buluştuk. Büyük Taarruz’un ilk emrinin verildiği tepede Ortaylı o günleri anlattı: “14 Ağustos gecesi ilk yürüyüş başladı. İlk emir de burada verildi. Orduların süratle harekete geçirilişi ile 12 gün içinde evvela İzmir sonra Bursa işgalden kurtuldu. Kuzeybatı Ege’deki merkezler için mücadele iki gün daha devam etti.”

Bu zaferin en önemli özelliği nedir?

Hiç şüphesiz ki kurtarıcı bir zafer. Anlaşıldı ki küçük Asya topraklarını Türklerden almak mümkün değil. O günün motorize ve teknoloji şartları içerisinde Afyon ve Kocatepe’den adamların kalkıp, koşup işgal ordusunu sürmesi anlaşılır bir şey değil. Çok zor şartlar içinde verilmiş bir mücadele çünkü. Kuruculuğu üzerinde de beklentiler var. Meclis hükümeti, henüz padişah bile gitmiş değil. O yüzden kuruculuğundan anayasal olarak bahsedemeyiz. Ama görünen köy kılavuz istemez zaten...

İlk hareket ne zaman başladı?

14 Ağustos gecesi ilk yürüyüş başladı. İlk emir de burada verildi. Orduların süratle harekete geçirilişi ile 12 gün içinde evvela İzmir sonra Bursa işgalden kurtuldu. Kuzeybatı Ege’deki merkezler için mücadele iki gün daha devam etti.

İlk emrin verildiği yerde İlber Ortaylı o tepede Hürriyet’e ‘Zafer’i anlattı

Ordunun durumu nasıldı?

Garp Cephesi Komutanlığı’nın yaptığı hesaplamalara göre taarruz planına uygun olarak birliklerin yeniden tertiplenmesi için 10 güne ihtiyaç vardır. İki gün de son hazırlıklar için gerekliydi. Böylelikle 14 Ağustos gecesi ilk yürüyüş başladı. İki tarafın kuvvetleri arasında ilk anda eşitlik göze çarpabiliyor ama stratejik silahlarda ve özellikle mekanize nakliyatta Yunan kuvveti halen üstündür.

Netice?

Atatürk’ün askeri liderliği tartışmasız hale geldi. Siyasi liderliğin de yolu açıldı. Diplomasiyi de kullanıyor. 1921 Eylül’üyle 30 Ağustos 1922 arasında dünya askeri tarihinde ünlü bir komutan ortaya çıktı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehası, bizim ülkemizdeki kasıtlı bazı cahillerin dışında hiçbir yerde tartışılmıyor. Osmanlı’nın 19. yüzyılda başlayan kurmay eğitimi Cumhuriyet döneminde devam ediyor. Bugün ordunun bayramıdır ama aynı zamanda milletindir.

 

İlk emrin verildiği yerde İlber Ortaylı o tepede Hürriyet’e ‘Zafer’i anlattı

Savaş öncesi Atatürk’e baskı var mıydı?

Bilen bilmeyen konuşuyor. Anadolu bu. Politikacının belirli vasıfları olur. Ama aynı zamanda o kitlenin kendine has meziyet veya kusurları vardır. Art niyet de olabilir tabii. Meclis’te muhalif grup vardı. Ağustos 1922 ile Eylül 1921 arasındaki 11 ay Mustafa Kemal Paşa ve yakın arkadaşlarının, bu muhalefeti yer yer telkin, yer yer sertlikle yönlendirmesi ve durdurması ile geçti.

KURMAY ZEKÂ VE TECRÜBE

Neden ağustos?

Yazın sonunda muharebe hazırlamak kaçınılmaz. İklim o zaman çok müsait, ana konu bu. Kışın ortasında muharebe hazırlanmaz. Kurmay zeka ve tecrübe bu planlamayı yapar zaten. Hesap bellidir zaten.

İlk emrin verildiği yerde İlber Ortaylı o tepede Hürriyet’e ‘Zafer’i anlattı

Bu tür konuları konuşmak gurur duymak hamaset midir?

Hamaset değildir, iyidir. Dünyada herkes bunu yapar. Ama Türkiye’de çok enteresan unsurlar var. Tarihle bağı yok, coğrafyayla bağı yok, kendi kimliğiyle meselesi var. Ondan başka bir şey bekleyemem tabi. Niye bekleyim ki...

Şehirlerin kurtarılışı niye kutlanmasınŞehirlerin kurtarılışı niye kutlanmasınHaberi Görüntüle

100 yıl uzun bir süre mi devletler için?

Hayır hiç değil. Bizim hafızamız ve kavrayışımız açısından. Ben 100 sene evvelki Türkleri çok tarihi, menkıvevi tipler olarak görmüyorum. Hepsi benim adamlarım. Ben o zaman savaşan askerlerle trende dedikodu yapıp, yiyip içip seyahat etmişim.

 

İlk emrin verildiği yerde İlber Ortaylı o tepede Hürriyet’e ‘Zafer’i anlattı

Sizce 30 Ağustos’un ruhu iyi anlaşıldı mı?

Hayır anlaşılmadı. Anlamıyor insanlar. Öyle bir arayışı ve beklentisi yok. Zaten her zaman insanları derine götüremezsin. Her toplumda vardır. Yüzde 10’unu geçmez bir toplumda bunlar. 

İlk emrin verildiği yerde İlber Ortaylı o tepede Hürriyet’e ‘Zafer’i anlattı

B PLANI

Zafer olmasa ne olurdu?

Zaferin peşindeler her zaman. Ama yenilgiyi de hesaplıyorlar. Kurmaylık bunu gerektirir. Kayseri’ye çekilip oradan savaşa devam etmek gibi bir planları da var.

‘Mustafa Kemal bütün askerî kavramları yıktı’Büyükelçi Sherrill’in değerlendirmesi şöyleydi: “Bu büyük savaşta, hiçbir Yunan birliğinin tam ve zedelenmemiş olarak Yunanistan’a varamadığını söylemek, düşmanın bu mağlubiyetinin ağırlığını ortaya koyacaktır. Yunan askerleri darmadağınık bir hâlde İzmir’e koşuyor ve orada vatanlarına dönmek üzere gemilere atlıyorlardı.”

‘Mustafa Kemal bütün askerî kavramları yıktı’

 

DUMLUPINAR MUHAREBESİ

Türk ordusu (kırmızı renk), üç Yunan tümenini Afyon-Karahisar’da ezdikten sonra, Yunanların, İzmir’e doğru kaçmalarını engellemek için yön değiştiriyor.
Bütün muharebe boyunca, Yunan hatları Eskişehir’e kadar uzanıyorlardı, ama Mustafa Kemal sadece savunmanın zayıf noktasına saldırır: Afyon-Karahisar çatalı, İzmir’den uzanan yardım hattının birleştiği nokta.

‘Mustafa Kemal bütün askerî kavramları yıktı’

 

Başkomutan Mustafa Kemal ve kurmay kadro sürekli olarak toplantılar yaparak işgal kuvvetlerinin Anadolu topraklarından nasıl atılacağı üzerinde fikir geliştiriyordu.

Büyük Taaruz anne duasıyla başladı

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRBüyük Taaruz anne duasıyla başladıHaberi Görüntüle

Başkomutan Ruslara gücünü göstermek istedi

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRBaşkomutan Ruslara gücünü göstermek istediHaberi Görüntüle

‘Dört günlük ay hilal gibi duruyordu’

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR‘Dört günlük ay hilal gibi duruyordu’Haberi Görüntüle

Büyük Mareşal Fevzi Çakmak Büyük Taarruz’u anlatıyor: ‘Üzüm çuvalının üzerinde yattık’

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRBüyük Mareşal Fevzi Çakmak Büyük Taarruz’u anlatıyor: ‘Üzüm çuvalının üzerinde yattık’Haberi Görüntüle

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz: ‘Kurtuluşun mührü kuruluş anahtarı’

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİREmekli Tümgeneral Ahmet Yavuz: ‘Kurtuluşun mührü kuruluş anahtarı’Haberi Görüntüle

‘Mustafa Kemal bütün askerî kavramları yıktı’

KROKİLERİ BİZZAT ÇİZMİŞ‘Mustafa Kemal bütün askerî kavramları yıktı’Haberi Görüntüle

Ya Nazan ya Vatan

KAHRINDAN ÇOK FAZLA YAŞAMADIYa Nazan ya VatanHaberi Görüntüle


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum