Son dakika: Başkan Erdoğan o detayı ilk kez açıkladı: Obama arayıp destek istedi

Son dakika: Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Göç Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. ABD'de Barack Obama döneminde yaşanan göç krizi ile ilgili bir detayı ilk kez anlatan Başkan Erdoğan, "Obama görevdeyken şahsımı aradı ve Kobani'deki Kürtlerin zor durumda olduğunu ve bu konuda özellikle kapılarımızı açmamız için destek istedi." dedi. İşte Başkan Erdoğan'ın son dakika açıklamalarından öne çıkanlar...

Son dakika: Başkan Erdoğan o detayı ilk kez açıkladı: Obama arayıp destek istedi
22 Şubat 2021 - 19:56 - Güncelleme: 22 Şubat 2021 - 20:38

'dan 'Göç: Önümüzdeki Yirmi Yılın Projeksiyonu ve Ötesi' programında önemli açıklamalar

Giriş Tarihi: 22.2.2021  18:49 Son Güncelleme: 22.2.2021  19:52

Son dakika haberi... , ' Göç: Önümüzdeki Yirmi Yılın Projeksiyonu ve Ötesi' programında önemli açıklamalarda bulundu. Avupa Birliği'nin ikiyüzlü tavrını eleştiren Başkan Erdoğan, "AB Yunanistan'a 100 bin sığınmacı için, 3 milyar Avro destek verirken, Türkiye'deki 4 milyon sığınmacı için elini taşın altına koymadı." ifadelerini kullandı. ABD'li generalin terör örgütü PKK'ya destek çıkan açıklamalarına da tepki gösteren Erdoğan, Suriye sınırına yeni bir operasyonun sinyalini verdi.

Başkan Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Başkan Erdoğan, 'Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası Konferansı Göç: Önümüzdeki Yirmi Yılın Projeksiyonu ve Ötesi' programında önemli açıklamalarda bulundu.

: Başkan Erdoğan o detayı ilk kez açıkladı: Obama arayıp destek istedi

: Başkan , Uluslararası Göç Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. ABD'de Barack Obama döneminde yaşanan göç krizi ile ilgili bir detayı ilk kez anlatan Başkan Erdoğan, "Obama görevdeyken şahsımı aradı ve Kobani'deki Kürtlerin zor durumda olduğunu ve bu konuda özellikle kapılarımızı açmamız için destek istedi." dedi. İşte Başkan Erdoğan'ın son dakika açıklamalarından öne çıkanlar...

Son dakika: Başkan Erdoğan o detayı ilk kez açıkladı: Obama arayıp destek istedi

Son dakika: Başkan Erdoğan Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Göç Konferansı'nda konuştu.

ABD'nin 44. Başkanı Barack Obama döneminde Suriye'de yaşanan göç krizi ile ilgili bir detayı ilk kez anlatan Başkan Erdoğan, "Obama görevdeyken şahsımı aradı ve Kobani'deki Kürtlerin zor durumda olduğunu ve bu konuda özellikle kapılarımızı açmamız için destek istedi" dedi.

Başkan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
Göç önümüzdeki 20 yılın projeksiyonu ve ötesi temasıyla düzenlenen konferansın başarılı geçmesini özellikle temenni ediyorum. Göç alanında uzmanları bir araya getiren 9 Eylül Üniversitesi'ni tebrik ediyorum. Konferansın mültecilerin statüsü hakkında Cenevre Sözleşmesi'nin 77. yıldönümünde tertiplenmesi bu buluşmaya ayrı bir anlam katıyor. Konferansa yurt içi ve yurt dışından iştirak eden tüm akademisyenlerimize ve uzmanlarımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Her sene milyonlarca insan savaşlar, iç çatışmalar, istikrarsızlık, kıtlık, terör ve yoksulluk gibi sebeplerle evlerini terk ediyor. Dünya genelinde göçmenlerin sayısı 272 milyona, mültecilerin sayısı 26 milyona yaklaşmıştır. Dünya nüfusunun yüzde 3'ü göçmen olarak hayatını sürdürmektedir. Bu insan hareketliliğiyle zaman zaman içimizi acıtan pek çok manzara ile karşılaşıyoruz.

İNSANLIK EGE VE MERİÇ'TE DE SINIFTA KALMIŞTIR
Geride bıraktığımız dönemde kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. Sahra Çölü'nün kızıl kumları milyonlarca göçmene mezar oldu. Aylan bebek başta olmak üzere Ege'de yaşanan insani durumları unutamayız. Azgın dalgalara meydan okuyan bu mazlumların, özellikle botlarının nasıl kasten batırıldığını gayet iyi hatırlıyoruz. İnsanlık Ege ve Meriç'te de sınıfta kalmıştır.

AVRUPA'YA SIĞINAN ON BİNLERCE ÇOCUĞUN NEREDE OLDUĞU BİLİNMİYOR
Sadece 2020 yılında Ege'de 9 bine yakın geri itme vakası yaşandı. Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı bilinmiyor. Bu meselede asıl yükü taşıyan gelişmekte olan ülkelerdir. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar, insan hayatıyla ilgili bu kriz karşısında sorumluluk üstlenmiyor. BM Yüksek Komiserliği'nin verileri bu gerçeği çok yalın bir şekilde ortaya koyuyor.

2020 yılında dünyada üçüncü ülkelere yerleştirmeyi bekleyen 1 milyon 440 bin mülteciden sadece 39 bin 500'ü 25 batı ülkesine yerleştirilebilmiştir. Türkiye sayıları 4 milyonu bulan insanlara ev sahipliği yapmıştır, yapmaktadır. Türkiye ile Yunanistan sınırında mültecilere Yunan güvenlik güçleri tarafından açıkça zulmedildiği utanç verici sahneler yaşandı. Türkiye göç olgusuna asla yabancı değildir. Asırlardır doğudan batıya, kuzeyden güneye insan hareketliliğinin merkezinde biz yer alıyoruz.

Engizisyondan kaçan museviler başta olmak üzere inancı, rengi, kültürü dolayısıyla ayrımcılığa maruz kalan milyonlarca insana biz kapımızı açtık. 'Tahtımı, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumları asla vermem' diyen bir devlet geleneğine biz sahibiz. Kafkasya'daki kardeşlerimizle Balkanlar'daki soydaşlarımız başları dara düşünce hep bizim topraklarımızı sığındı. Nazilerin gardirine uğrayanlara bizim ülkemiz sahip çıktı.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan AB'ye mülteci eleştirisi!

OBAMA İLE YAPTIĞI KONUŞMAYI ANLATTI
Hem Halepçe katliamı hem de 1. Körfez Savaşı'nda Irak'tan kaçan binlerce Kürt kardeşimize kapılarımızı açtık. Kırım, Ahiska, Bulgaristan'dan göç eden soydaşlarımızı yine biz bağrımıza bastık. Sınırlarımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Suriye'de tarihi sorumluluğumuzu milyonlarca muhacire ev sahipliği yaptık. Suriyeli Türkmenlere sahip çıktığımız gibi Kobanili Kürt kardeşlerimize, özellikle sayın Obama görevde iken bir gece şahsımı aradı ve Kobani'deki Kürtlerin zor durumda olduğunu bu konuda özellikle kapılarımızı açma noktasında destek istedi. Dedim ki, 'şu anda bunlar nasıl'. Bana verdiği cevap 'ölümle karşı karşıya'. Peki ne yapacaksınız? Aldığım cevap şu, 'Biz uçaklarla gerekirse her türlü mühimmatı indireceğiz'. Yapacağınız bu operasyona katılamam. Çünkü o operasyonun ötesini görüyorum. Ciddi bir savaş sözkonusuydu. Nitekim öyle oldu. Binlerce, onbinlerce Kürt kardeşimiz o operasyonda öldü. Onbinlerce Kobanili Kürt şu anda hala bizim ülkemizde. Biz onlara kapımızı kapamadık.

BAŞKAN ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI

Göç önümüzdeki 20 yılın projeksiyonu ve ötesi temasıyla düzenlenen konferansın başarılı geçmesini özellikle temenni ediyorum. Göç alanında uzmanları bir araya getiren 9 Eylül Üniversitesi'ni tebrik ediyorum. Konferansın mültecilerin statüsü hakkında Cenevre Sözleşmesi'nin 77. yıldönümünde tertiplenmesi bu buluşmaya ayrı bir anlam katıyor. Konferansa yurt içi ve yurt dışından iştirak eden tüm akademisyenlerimize ve uzmanlarımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

272 MİLYON GÖÇMEN VAR

Her sene milyonlarca insan savaşlar, iç çatışmalar, istikrarsızlık, kıtlık, terör ve yoksulluk gibi sebeplerle evlerini terk ediyor. Dünya genelinde göçmenlerin sayısı 272 milyona, mültecilerin sayısı 26 milyona yaklaşmıştır. Dünya nüfusunun yüzde 3'ü göçmen olarak hayatını sürdürmektedir. Bu insan hareketliliğiyle zaman zaman içimizi acıtan pek çok manzara ile karşılaşıyoruz.

Geride bıraktığımız dönemde kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. Sahra Çölü'nün kızıl kumları milyonlarca göçmene mezar oldu. Aylan bebek başta olmak üzere Ege'de yaşanan insani durumları unutamayız. Azgın dalgalara meydan okuyan bu mazlumların, özellikle botlarının nasıl kasten batırıldığını gayet iyi hatırlıyoruz. İnsanlık Ege ve Meriç'te de sınıfta kalmıştır.

ONBİNLERCE SURİYELİ ÇOCUĞUN NEREDE OLDUĞU BELLİ DEĞİL

Sadece 2020 yılında Ege'de 9 bine yakın geri itme vakası yaşandı. Avrupa'ya sığınan onbinlerce Suriyeli çocuğun nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı bilinmiyor. Bu meselede asıl yükü taşıyan gelişmekte olan ülkelerdir. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar, insan hayatıyla ilgili bu kriz karşısında sorumluluk üstlenmiyor. BM Yüksek Komiserliği'nin verileri bu gerçeği çok yalın bir şekilde ortaya koyuyor.

YUNANİNTAN AÇIKÇA ZÜLM ETTİ

2020 yılında dünyada üçüncü ülkelere yerleştirmeyi bekleyen 1 milyon 440 bin mülteciden sadece 39 bin 500'ü 25 batı ülkesine yerleştirilebilmiştir. Türkiye sayıları 4 milyonu bulan insanlara ev sahipliği yapmıştır, yapmaktadır. Türkiye ile Yunanistan sınırında mültecilere Yunan güvenlik güçleri tarafından açıkça zulmedildiği utanç verici sahneler yaşandı. Türkiye göç olgusuna asla yabancı değildir. Asırlardır doğudan batıya, kuzeyden güneye insan hareketliliğinin merkezinde biz yer alıyoruz.

TAHTIMI, TACIMI VERİRİM AMA DEVLETİME SIĞINAN MAZLUMLARI ASLA VERMEM

Engizisyondan kaçan museviler başta olmak üzere inancı, rengi, kültürü dolayısıyla ayrımcılığa maruz kalan milyonlarca insana biz kapımızı açtık. 'Tahtımı, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumları asla vermem' diyen bir devlet geleneğine biz sahibiz. Kafkasya'daki kardeşlerimizle Balkanlar'daki soydaşlarımız başları dara düşünce hep bizim topraklarımızı sığındı. Nazilerin gardirine uğrayanlara bizim ülkemiz sahip çıktı.

OBAMA İLE YAPTIĞI GÖRÜŞMEYİ ANLATTI

Hem Halepçe katliamı hem de 1. Körfez Savaşı'nda Irak'tan kaçan binlerce Kürt kardeşimize kapılarımızı açtık. Kırım, Ahiska, Bulgaristan'dan göç eden soydaşlarımızı yine biz bağrımıza bastık. Sınırlarımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Suriye'de tarihi sorumluluğumuzu milyonlarca muhacire ev sahipliği yaptık. Suriyeli Türkmenlere sahip çıktığımız gibi Kobanili Kürt kardeşlerimize, özellikle sayın Obama görevde iken bir gece şahsımı aradı ve Kobani'deki Kürtlerin zor durumda olduğunu bu konuda özellikle kapılarımızı açma noktasında destek istedi. Dedim ki, 'şu anda bunlar nasıl'. Bana verdiği cevap 'ölümle karşı karşıya'. Peki ne yapacaksınız? Aldığım cevap şu, 'Biz uçaklarla gerekirse her türlü mühimmatı indireceğiz'. Yapacağınız bu operasyona katılamam. Çünkü o operasyonun ötesini görüyorum. Ciddi bir savaş sözkonusuydu. Nitekim öyle oldu. Binlerce, onbinlerce Kürt kardeşimiz o operasyonda öldü. Onbinlerce Kobanili Kürt şu anda hala bizim ülkemizde. Biz onlara kapımızı kapamadık.

ABD HALE TERÖRLE BERABER

Halep'teki Arap kardeşlerimize biz sahip çıktık. Müslümanlar yanında Hristiyanlara, Ezidilere, Süryanilere kapılarımızı sonuna kadar açtık. Şu anda yeni gelişmeler. Suriye'nin kuzeyinde bakıyorsunuz Amerikalı general, çok ilginç, diyor ki, 'biz şu anda PKK/YPG/PYD ile beraberiz'. Bu nasıl NATO'da ittifak? Bunların mültecilere sahip çıkmak gibi dertleri yok. Hala bunlar terörle beraberler, teröristlerle beraberler. Biz de terörle ve teröristlerle mücadelemizi her yerde sürdürüyoruz, bundan sonra da sürdüreceğiz. Dostlar, dostluğunu icra ettiği müddetçe biz de gönlümüzü açarız. Ama etmezlerse bugüne kadar ne yaptıysak bundan sonra da onu yaparız.

52 BİN KONUT YAPILDI

Mağdur durumdaki bu insanlara kendi vatandaşımıza hangi hizmeti veriyorsak, hiçbir karşılık beklemeden hizmete sunduk. Bütün bunlarda çıkar hesabı, reklam olsun diye değil, inancımızın, imanımızın, kültürümüzün gereği olarak yaptık. Bu süreçte ülkemize verilen sözlerin çoğunun tutulmadığını gördük. İsim vermeyeceğim, hepinizin çok iyi tanıdığı bildiği liderler bunlar. İdlib'te, Suriye'nin kuzeyinde briket konutlar yapalım dedik. 'Ne kadar yaparsınız' diye sorduğumuzda, 'ne kadar yapalım' dediler. Biz 50 bin 100 bin yapacağız bunun bir kısmını da siz üstlenin dedik. İnanır mısınız 50 dereden su taşıdılar verdikleri sözü tutmadılar. Şu an 52 bin konut yaptık.

DOĞRU KONUŞMUYORSUNUZ

Aramızdaki dostlar notlarını alırlarsa, bu 50 bin briket konutta bu insanlar yaşasın istedik. Şu depremde bile burada konteynırlarla yine depremzedeleri misafir ediyoruz. AB Yunanistan'a 100 bin sığınmacı için, 3 milyar Avro destek verirken, Türkiye'deki 4 milyon sığınmacı için elini taşın altına koymadı. Bir araya gelip konuştuğunuzda kesinlikle hep yalan, yalan, yalan. Doğru konuşmuyorsunuz. 18 Mart mutabakatında 6 milyan Avro aradan geçen süreye rağmen halen tam olarak gönderilmedi. Uluslararası basın kuruluşları bile bu gerçeği yeni yeni görmeye başladı. Uluslararası medyada yayınlanan habere göre Suriyeli mültecilere sahip çıkan tek devlet Türkiye'dir.

420 BİN SIĞINMACI GERİ DÖNDÜ

Muhtemel katliamların önündeki yegane engel de Türkiye'nin bu bölgede askeri varlığıdır. Biz paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan, dünyayı iyiliğin değiştireceğine iman eden insanlarız. Bizim böyle bir farkımız var. Suriye'nin kuzeyindeki güvenlik ortamı iyileştikçe, ülkemizdeki Suriyelilerin güvenli ve gönüllü olarak ülkeye dönüşleri hızlanıyor. Ülkemizden 420 bin sığınmacı geri döndü.

SALDIRILAR DEVAM EDERSE GEREKEN ADIMI ATARIZ

Suriye'deki istikrarsızlıktan beslenen bölücü terör örgütünün son günlerde güvenli bölgelere yönelik terör eylemlerini arttırdığını görüyoruz. PKK, YPG'nin kalleş saldırıları sebebiyle bir ay içinde onlarca masum sivil ve çocuk hayatını kaybetti. Nasıl daha önce gerektiğinde kimseye bakmadan terör yuvalarını imha etmişsek, saldırıların devam etmesi halinde diğer bölgelere gereken adımları atmaktan çekinmeyiz. Göçle kurulan bizzat ataları göçmen olan toplumların göç meselesine salt güvenlik odaklı bir anlayışla yaklaşmaları büyük bir çelişkidir.

YENİ GÖÇ DALGASINA NEDEN OLABİLİR

Göç olgusuna geniş bir perspektifle bakılması gerekiyor. Suriye bağlamında yaşananlar bize duvarları yükseltmenin, sınırları dikenli tel ile çevirmenin, hatta botları batırmanın çare olmadığını göstermiştir. Bu tür politikalar göçe kaynaklık eden sorunların derinleşmesine, yeni göç dalgaların oluşmasına sebep olacak. Göç meselesinin üstesinden yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile gelineceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır.

KORONAVİRÜS VURGUSU

Koronavirüs salgını ise göçmenlerin sıkıntılarını arttırmış, kırılgan bir iklim yaşayan bu insanların d urumunu daha da arttırmıştır. Her yıl milyonlarca insanı evlerini, yurtlarını terk etmeye zorlayan sebeplerdir. Bu yüzleşmeye göç meselesinin elbette güvenlik boyutu da olan ama asıl insani, siyasi, sosyal mesele olduğunu kabul ederek başlayabiliriz. Her göç yeni bir buluşmadır. Etnik kimliği, dini, dili, kültürü farklı insanların kucaklaşmasıdır. Göçle ilgili önyargılarımızı bir tarafa bırakarak göçmenlerin gittikleri ülke ve topluma katkıları da görmemiz gerekiyor.

YUNANİSTAN BOTLARI ŞİŞLEYEREK İNSANLARI ÖLDÜRÜYOR

Aynı şekilde ülkemize yerleşen sığınmacılardan da gayretleri ve birikimleriyle bize çok değerli katkılar sunanlar var. Doktor, mühendis, hemşire, mimarlar var. Bunlardan birçok yerde istifade ediyoruz. 1960'dan beri göç veren ve asırlardır göç alan bir ülke olarak göç olgusuna yalnızca güvenlikçi pencereden bakmıyoruz. Yarının büyük ve güçlü Türkiyesini içe kapanarak değil dışa açılarak gerçekleşeceğinin farkındayız. Eğitim, akademi, bilim, sanat, ticarette bu ülkeye katkı sunmak isteyenlere gereken kolaylığı göstereceğiz. Ülkemizde eğitim görmüş, Türkiye ile gönül bağı insanlara yönelik farklı adımlar atacağız. Göç ve göçmenlerle ilgili politikalarımızı olumlu yönde yenilemeye devam edeceğiz. Özellikle çok açık ve net söylemek zorundayım, o botları şişleyenleri herhalde sizler de en az benim kadar biliyorsunuz. Komşu Yunanistan polisi ve sahil güvenlikleriyle o botları nasıl şişlediğini ve insanların o denizin sularında nasıl öldüğünü biliyorsunuz. Bunu tüm dünyaya anlatıyoruz, ne anlatırsan anlat bir kulaktan girip öbür kulaktan çıkıyor. Ama yine de anlatmaya devam edeceğiz.

Son dakika: Başkan Erdoğan'dan AK Parti İzmir 7. Olağan İl Kongresi'nde önemli açıklamalarSON DAKİKA: BAŞKAN ERDOĞAN'DAN AK PARTİ İZMİR 7. OLAĞAN İL KONGRESİ'NDE ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

YPG/PKK'YA DESTEK VEREN ABD'YE TEPKİ
Halep'teki Arap kardeşlerimize biz sahip çıktık. Müslümanlar yanında Hristiyanlara, Ezidilere, Süryanilere kapılarımızı sonuna kadar açtık. Şu anda yeni gelişmeler. Suriye'nin kuzeyinde bakıyorsunuz Amerikalı general, çok ilginç, diyor ki, 'biz şu anda PKK/YPG/PYD ile beraberiz'. Bu nasıl NATO'da ittifak? Bunların mültecilere sahip çıkmak gibi dertleri yok. Hala bunlar terörle beraberler, teröristlerle beraberler. Biz de terörle ve teröristlerle mücadelemizi her yerde sürdürüyoruz, bundan sonra da sürdüreceğiz. Dostlar, dostluğunu icra ettiği müddetçe biz de gönlümüzü açarız. Ama etmezlerse bugüne kadar ne yaptıysak bundan sonra da onu yaparız.

Mağdur durumdaki bu insanlara kendi vatandaşımıza hangi hizmeti veriyorsak, hiçbir karşılık beklemeden hizmete sunduk. Bütün bunlarda çıkar hesabı, reklam olsun diye değil, inancımızın, imanımızın, kültürümüzün gereği olarak yaptık. Bu süreçte ülkemize verilen sözlerin çoğunun tutulmadığını gördük. İsim vermeyeceğim, hepinizin çok iyi tanıdığı bildiği liderler bunlar. İdlib'te, Suriye'nin kuzeyinde briket konutlar yapalım dedik. 'Ne kadar yaparsınız' diye sorduğumuzda, 'ne kadar yapalım' dediler. Biz 50 bin 100 bin yapacağız bunun bir kısmını da siz üstlenin dedik. İnanır mısınız 50 dereden su taşıdılar verdikleri sözü tutmadılar. Şu an 52 bin konut yaptık.

 

Aramızdaki dostlar notlarını alırlarsa, bu 50 bin briket konutta bu insanlar yaşasın istedik. Şu depremde bile burada konteynırlarla yine depremzedeleri misafir ediyoruz. AB Yunanistan'a 100 bin sığınmacı için, 3 milyar Avro destek verirken, Türkiye'deki 4 milyon sığınmacı için elini taşın altına koymadı. Biraraya gelip konuştuğunuzda kesinlikle hep yalan, yalan, yalan. Doğru konuşmuyorsunuz. 18 Mart mutabakatında 6 milyan Avro aradan geçen süreye rağmen halen tam olarak gönderilmedi. Uluslararası basın kuruluşları bile bu gerçeği yeni yeni görmeye başladı. Uluslararası medyada yayınlanan habere göre Suriyeli mültecilere sahip çıkan tek devlet Türkiye'dir.

Muhtemel katliamların önündeki yegane engel de Türkiye'nin bu bölgede askeri varlığıdır. Biz paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan, dünyayı iyiliğin değiştireceğine iman eden insanlarız. Bizim böyle bir farkımız var. Suriye'nin kuzeyindeki güvenlik ortamı iyileştikçe, ülkemizdeki Suriyelilerin güvenli ve gönüllü olarak ülkeye dönüşleri hızlanıyor. Ülkemizden 420 bin sığınmacı geri döndü.

Suriye'deki istikrarsızlıktan beslenen bölücü terör örgütünün son günlerde güvenli bölgelere yönelik terör eylemlerini arttırdığını görüyoruz. PKK, YPG'nin kalleş saldırıları sebebiyle bir ay içinde onlarca masum sivil ve çocuk hayatını kaybetti. Nasıl daha önce gerektiğinde kimseye bakmadan terör yuvalarını imha etmişsek, saldırıların devam etmesi halinde diğer bölgelere gereken adımları atmaktan çekinmeyiz. Göçle kurulan bizzat ataları göçmen olan toplumların göç meselesine salt güvenlik odaklı bir anlayışla yaklaşmaları büyük bir çelişkidir.

Göç olgusuna geniş bir perspektifle bakılması gerekiyor. Suriye bağlamında yaşananlar bize duvarları yükseltmenin, sınırları dikenli tel ile çevirmenin, hatta botları batırmanın çare olmadığını göstermiştir. Bu tür politikalar göçe kaynaklık eden sorunların derinleşmesine, yeni göç dalgaların oluşmasına sebep olacak. Göç meselesinin üstesinden yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile gelineceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır.

O BOTLARI KİMİN ŞİŞLEDİĞİNİ SİZLER DE BENİM GİBİ BİLİYORSUNUZ
Koronavirüs salgını ise göçmenlerin sıkıntılarını arttırmış, kırılgan bir iklim yaşayan bu insanların durumunu daha da arttırmıştır. Her yıl milyonlarca insanı evlerini, yurtlarını terk etmeye zorlayan sebeplerdir. Bu yüzleşmeye göç meselesinin elbette güvenlik boyutu da olan ama asıl insani, siyasi, sosyal mesele olduğunu kabul ederek başlayabiliriz. Her göç yeni bir buluşmadır. Etnik kimliği, dini, dili, kültürü farklı insanların kucaklaşmasıdır. Göçle ilgili önyargılarımızı bir tarafa bırakarak göçmenlerin gittikleri ülke ve topluma katkıları da görmemiz gerekiyor. Aynı şekilde ülkemize yerleşen sığınmacılardan da gayretleri ve birikimleriyle bize çok değerli katkılar sunanlar var. Doktor, mühendis, hemşire, mimarlar var. Bunlardan birçok yerde istifade ediyoruz. 1960'dan beri göç veren ve asırlardır göç alan bir ülke olarak göç olgusuna yalnızca güvenlikçi pencereden bakmıyoruz. Yarının büyük ve güçlü Türkiyesini içe kapanarak değil dışa açılarak gerçekleşeceğinin farkındayız. Eğitim, akademi, bilim, sanat, ticarette bu ülkeye katkı sunmak isteyenlere gereken kolaylığı göstereceğiz. Ülkemizde eğitim görmüş, Türkiye ile gönül bağı insanlara yönelik farklı adımlar atacağız. Göç ve göçmenlerle ilgili politikalarımızı olumlu yönde yenilemeye devam edeceğiz. Özellikle çok açık ve net söylemek zorundayım, o botları şişleyenleri herhalde sizler de en az benim kadar biliyorsunuz. Komşu Yunanistan polisi ve sahil güvenlikleriyle o botları nasıl şişlediğini ve insanların o denizin sularında nasıl öldüğünü biliyorsunuz. Bunu tüm dünyaya anlatıyoruz, ne anlatırsan anlat bir kulaktan girip öbür kulaktan çıkıyor. Ama yine de anlatmaya devam edeceğiz.

Son dakika haberi: 15 Temmuz şehidi ikiz polislerin mezarına saldırı

Giriş Tarihi: 21.2.2021  17:52 Son Güncelleme: 21.2.2021  18:56

Son dakika haberi: 'nın Ali Hocalı Mezarlığında bulunan 15 Temmuz şehidi polis Ali ve Mehmet Oruç kardeşlerin bulunduğu mezarların taşları kırıldı. Olay yerinde yapılan araştırma sonucu kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce, şehitlikteki Türk bayraklarının sökülüp yere atıldığı ve mezarlıktaki 79 yakın mezar taşının daha kırıldığını belirledi. İşte olayla ilgili son dakika gelişmeleri ve elde edilen görüntüler

Şehitlerin mezarlarına saldırdılar! şehitlerinin kabirleri dahil 79 ! Mezar taşları kırıldı, Türk bayrakları yere atıldı

'da, FETÖ'nün  2016'daki  sırasında şehit olan polis memuru ikizler Ahmet ve 'un kabirlerinin de arasında bulunduğu 79 ın taşları kırıldı. Şehitlikteki Türk bayraklarının sökülüp yere atıldığı ve mezarlıkta gözyaşlarına boğulan şehit polislerin babası 'un sözleri yürekleri sızlattı.

AJANSLAR

Şehitlerin kabirleri dahil 79 mezara saldırı!

Kimlikleri henüz tespit edilemeyen kişi veya kişiler tarafından Adana'da şehit kabirlerinin de arasında olduğu 79 mezar tahrip edildi.

Adana'da, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında şehit olan polis memuru ikizler Ahmet ve Mehmet Oruç'un kabirlerinin de arasında bulunduğu 79 mezarın taşlarına zarar verildi.

Merkez Yüreğir ilçesi Alihocalı Mahallesi'ndeki 15 Temmuz Şehitleri Ahmet ve Mehmet Oruç Kardeşler Mezarlığı'nda bulunan 79 kabrin taşları tahrip edildi.

Olayın bildirilmesi üzerine polis ekipleri mezarlık ve çevresinde inceleme başlattı.

ŞEHİT İKİZ POLİSİN BABASI GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

Yakınlarının mezarlarının tahrip edildiğini öğrenerek bölgeye gidenler arasındaki şehit polis memuru ikizlerin babası Ali Oruç, gazetecilere gözyaşları içinde yaptığı açıklamada, "Vatanı ve bayrağı için canlarını feda eden şehitlerim Ahmet ve Mehmet'imi burada bile rahat bırakmıyor hainler. Allah'tan bulsunlar. Ben onları Allah'a havale ediyorum. Bizler, 'Vatanı ve bayrağı için canını vermeye hazırız.' diyen insanlarız. Bu, şehitlere yapılacak bir şey mi?" dedi.

Polis ekiplerinin, 79 mezarın tahrip edildiği olayla ilgili araştırması sürüyor.

AK PARTİ'Lİ ÇELİK: ADANA'DA MEZARLIĞA YAPILAN SALDIRIYI LANETLİYORUZ

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Adana'mızın Yüreğir ilçesinde şehitlerimizin naaşlarının da bulunduğu mezarlığa yapılan barbarca saldırıyı lanetliyoruz. İlgili tüm birimler olayı tüm boyutuyla soruşturuyor. Şehitlerimizin ve vatandaşlarımızın mezarlarına bu saygısızlığı yapanlar hukuk önünde hesap verecekler" dedi.

Polis ekiplerinin, 79 mezarın tahrip edildiği olayla ilgili araştırması sürüyor.

AK PARTİ'DEN SERT TEPKİ

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana'da, aralarında şehit kabirlerinin de yer aldığı 79 mezarı tahrip edenlerin hukuk önünde hesap vereceğini belirtti.

Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı:

"Adana'mızın Yüreğir ilçesinde şehitlerimizin naaşlarının da bulunduğu mezarlığa yapılan barbarca saldırıyı lanetliyoruz. İlgili tüm birimler olayı tüm boyutuyla soruşturuyor. Şehitlerimizin ve vatandaşlarımızın mezarlarına bu saygısızlığı yapanlar, hukuk önünde hesap verecekler."

"MEZARLARIMIZI TEKRAR ESKİ HALİNE GETİRECEĞİZ"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de şehitlerin babası Ali Oruç'u telefonla arayarak, geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Olaya çok üzüldüklerini belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Arkadaşlar bakıyor, detaylı bir şekilde soruşturuyorlar. Hepimiz çok üzüldük. Şehitlerimizle beraber başka mezarlara da tahribat yapmışlar. 79 mezar tahrip edilmiş. Bu alçaklar kimse buluruz, eninde sonunda. Ayrıntılı şekilde bakılıyor. Mezarlarımızı da tekrar eski haline getireceğiz. Yapacağımız iş, bu alçakları bulmak ve mezarları eski haline getirmek. Geçmiş olsun. Şehitlerimize onların vereceği zarar yok. Onların makamını Cenabıallah tayin ediyor. Hepimizin yüreğinde o alçaklar alçaklıklarıyla beraber kalırlar. Emniyet güçlerimiz onları bulur. Gereken yapılır. Adliye gereken cezayı verir. Allah rahmet eylesin şehitlerimize."

"BELLİ BİR İPUCU DA ELDE EDİLMİŞ DURUMDA"

Vali Süleyman Elban ise tahrip edilen mezarları inceledikten sonra yaptığı açıklamada, olayın bildirilmesiyle polis ekiplerinin inceleme başlattığını aktardı.

Şüphelilerle ilgili işlemin en kısa sürede yapılacağını dile getiren Elban, şöyle devam etti:

"Mezarlıkta 2 şehit mezarımızla birlikte 79 mezar tahrip edilmiş. Gördüğümüz kadarıyla tekmeyle vurmak suretiyle tahrip edilmiş. Arkadaşlarımız gerekli delilleri topladılar. Görüntüler de incelenmeye başlandı. Belli bir ipucu da elde edilmiş durumda. Yapanlarla ilgili gerekli işlem en kısa zamanda başlatılacak. Üzgünüz. Bunu yapanların insan olduğunu düşünmek mümkün değil. Burada hem şehitlerimizin hem diğer ebediyete irtihal etmiş insanlarımızın mezarı tahrip edilmiş. Ailelerin duyguları incinmiş. İçinde şehitler olunca insanın üzüntüsü ve incinmişlik daha da artıyor. Bu menfur olayla ilgililer yakalandıktan sonra, gerekli işlemler yapılınca gerçek durum tam anlamıyla ortaya çıkacaktır."

Elban, bir gazetecinin "Herhangi bir terör bağlantısı var mı?" sorusu üzerine, "Hayır. 79 mezar içerisinde 2'si şehit mezarı, diğerleri sivil mezarlar." yanıtını verdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu da baba Ali Oruç ile telefonla görüşmesinde, emniyetin tüm birimlerinin seferber edildiğini ve bunu yapanların kısa sürede bulunacağını belirtti.

"BU ALÇAKLIĞI ASLA KABUL ETMİYORUZ"

AK Parti Adana İl Başkanı Mehmet Ay ise mezarlıkta baba Oruç ile görüşerek, olaydan dolayı çok büyük üzüntü duyduklarını dile getirdi.

Son dakika | 15 Temmuz şehidi ikiz polislerin mezarına saldırı

Olayı kınayan Ay, "15 Temmuz'un sembol isimlerinden Ahmet ve Mehmet şehitlerimizin mezarına yapılan bu alçaklığı asla kabul etmiyoruz. Bu olaya sebebiyet verenlerin bir an önce bulunması için emniyet güçleri çalışma başlattı. En kısa zamanda yargının önüne çıkmasında emniyet güçleri gerekeni yapacaktır." diye konuştu.

Olayın takipçisi olacaklarını vurgulayan Ay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şehitlerimize ve sivil vatandaşlarımızın mezarlarına yapılan bu saldırı hem cezai anlamda bir suç teşkil ediyor hem de örf, adet ve inançlarımızda mezarlıkların korunması, saygıyla ve hürmetle mezarlıklara bakılması gerekiyor. Bu olaya sebebiyet veren hainlerin, alçakların bir an önce hukuk önüne çıkarılması için olayı sıkı sıkıya takip edeceğiz. Büyük üzüntü duyduk. Buranın korunması için gereken bütün hassasiyetler, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da yapılacaktır. Herkesin büyük hassasiyeti var. Bu şehitler Türkiye'nin şehitleri. Mezarlarına gözümüz gibi bakmalıyız. Bu hepimizin sorumluluğunda."

 

"BENİ AFFEDİN, SİZLERİ KORUYAMADIM"

Baba Ali Oruç, yaklaşık 2 hafta önce ikizlerin mezarındaki bayrağa zarar verildiğini hatırlattı.

Gözyaşları içerisinde, bunu yapanların muhakkak cezasını çekeceğini belirten Oruç, şunları söyledi:

"Buradan vicdansızlara seslenmek istiyorum; hain, ne istedin benim bu evlatlarımdan? Ne kastın var bu çocuklara? Vatanı için canını seve seve veren çocuklardan ne istedin? Hiç mi Allah'tan korkmadın? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Vicdansız. Bu vatanı sevmiyorsan çek git. Biz seni istemiyoruz, çek git. Niye zarar veriyorsun bu kadar insana? Yazık, günah. Bu evlatlar Türkiye'ye mal olmuş. Allah'tan korkmaz mı insan? Vicdan merhamet... Şurada hiç mi korkun yoktu. Şehitlere nasıl uzandı elin. Ben onu Allah'a havale ediyorum. Bu dünyada da, öbür tarafta da yer bulamaz. Yaptığının cezasını muhakkak çekecek."

Oruç, oğullarının mezar taşlarındaki fotoğraflarını okşayıp, "Beni affedin, sizleri koruyamadım." ifadesini kullandı.

Son dakika haberi: 15 Temmuz şehidi ikiz polislerin mezarına saldırı

Son dakika... 15 Temmuz darbe girişiminde Ankara Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı'nda, F-16'ların füzeli saldırısında şehit düşen ve merkez Yüreğir ilçesine bağlı Alihocalı Mahallesi'ndeki şehitliğe defnedilen Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşlerin mezar taşlarının kırıldığını gören mezarlık görevlisi, durumu polise bildirdi. Olay yerinde yapılan araştırma sonucu kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce, şehitlikteki Türk bayraklarının sökülüp yere atıldığı ve mezarlıktaki 79 yakın mezar taşının daha kırıldığını belirledi.

Haberi alır almaz şehitliğe gelen şehitlerin babası Ali Oruç, mezar taşlarının kırıldığını görünce gözyaşı döktü. Şehit babası, adeta yıkıldı. "Vatanı, bayrağı için canlarını feda eden şehitlerim Ahmet'im, Mehmet'imi rahat bırakmıyor hainler. Ben onları Allah'a havale ediyorum. Biz vatanı için canını seve seve vermeye hazır olan insanlarız. Şu hale bakın. Bu şehitlere yapılacak şey mi bu? Ne yaptı benim çocuklarım size?" diyerek gözyaşı döktü.

Olay yerine sevk edilen çok sayıda polis ekibi, şüpheli ya da şüphelilerin kimliklerinin belirlenmesi ve yakalanması için çalışma başlattı.

Yaklaşık 15 gün önce de yine şehit ikizlerin mezarlarının bulunduğu yerdeki Türk bayrakları kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından yırtılıp tahrip edilmişti.

AK PARTİ'Lİ ÇELİK: ADANA'DA MEZARLIĞA YAPILAN SALDIRIYI LANETLİYORUZ

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Adana'mızın Yüreğir ilçesinde şehitlerimizin naaşlarının da bulunduğu mezarlığa yapılan barbarca saldırıyı lanetliyoruz. İlgili tüm birimler olayı tüm boyutuyla soruşturuyor. Şehitlerimizin ve vatandaşlarımızın mezarlarına bu saygısızlığı yapanlar hukuk önünde hesap verecekler" dedi.

"MEZARLARIMIZI TEKRAR ESKİ HALİNE GETİRECEĞİZ"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de şehitlerin babası Ali Oruç'u telefonla arayarak, geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Olaya çok üzüldüklerini belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Arkadaşlar bakıyor, detaylı bir şekilde soruşturuyorlar. Hepimiz çok üzüldük. Şehitlerimizle beraber başka mezarlara da tahribat yapmışlar. 79 mezar tahrip edilmiş. Bu alçaklar kimse buluruz, eninde sonunda. Ayrıntılı şekilde bakılıyor. Mezarlarımızı da tekrar eski haline getireceğiz. Yapacağımız iş, bu alçakları bulmak ve mezarları eski haline getirmek. Geçmiş olsun. Şehitlerimize onların vereceği zarar yok. Onların makamını Cenabıallah tayin ediyor. Hepimizin yüreğinde o alçaklar alçaklıklarıyla beraber kalırlar. Emniyet güçlerimiz onları bulur. Gereken yapılır. Adliye gereken cezayı verir. Allah rahmet eylesin şehitlerimize."

"BELLİ BİR İPUCU DA ELDE EDİLMİŞ DURUMDA"

Vali Süleyman Elban ise tahrip edilen mezarları inceledikten sonra yaptığı açıklamada, olayın bildirilmesiyle polis ekiplerinin inceleme başlattığını aktardı.

Şüphelilerle ilgili işlemin en kısa sürede yapılacağını dile getiren Elban, şöyle devam etti:

"Mezarlıkta 2 şehit mezarımızla birlikte 79 mezar tahrip edilmiş. Gördüğümüz kadarıyla tekmeyle vurmak suretiyle tahrip edilmiş. Arkadaşlarımız gerekli delilleri topladılar. Görüntüler de incelenmeye başlandı. Belli bir ipucu da elde edilmiş durumda. Yapanlarla ilgili gerekli işlem en kısa zamanda başlatılacak. Üzgünüz. Bunu yapanların insan olduğunu düşünmek mümkün değil. Burada hem şehitlerimizin hem diğer ebediyete irtihal etmiş insanlarımızın mezarı tahrip edilmiş. Ailelerin duyguları incinmiş. İçinde şehitler olunca insanın üzüntüsü ve incinmişlik daha da artıyor. Bu menfur olayla ilgililer yakalandıktan sonra, gerekli işlemler yapılınca gerçek durum tam anlamıyla ortaya çıkacaktır."

Elban, bir gazetecinin "Herhangi bir terör bağlantısı var mı?" sorusu üzerine, "Hayır. 79 mezar içerisinde 2'si şehit mezarı, diğerleri sivil mezarlar." yanıtını verdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu da baba Ali Oruç ile telefonla görüşmesinde, emniyetin tüm birimlerinin seferber edildiğini ve bunu yapanların kısa sürede bulunacağını belirtti.

"BU ALÇAKLIĞI ASLA KABUL ETMİYORUZ"

AK Parti Adana İl Başkanı Mehmet Ay ise mezarlıkta baba Oruç ile görüşerek, olaydan dolayı çok büyük üzüntü duyduklarını dile getirdi.

Olayı kınayan Ay, "15 Temmuz'un sembol isimlerinden Ahmet ve Mehmet şehitlerimizin mezarına yapılan bu alçaklığı asla kabul etmiyoruz. Bu olaya sebebiyet verenlerin bir an önce bulunması için emniyet güçleri çalışma başlattı. En kısa zamanda yargının önüne çıkmasında emniyet güçleri gerekeni yapacaktır." diye konuştu.

Olayın takipçisi olacaklarını vurgulayan Ay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şehitlerimize ve sivil vatandaşlarımızın mezarlarına yapılan bu saldırı hem cezai anlamda bir suç teşkil ediyor hem de örf, adet ve inançlarımızda mezarlıkların korunması, saygıyla ve hürmetle mezarlıklara bakılması gerekiyor. Bu olaya sebebiyet veren hainlerin, alçakların bir an önce hukuk önüne çıkarılması için olayı sıkı sıkıya takip edeceğiz. Büyük üzüntü duyduk. Buranın korunması için gereken bütün hassasiyetler, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da yapılacaktır. Herkesin büyük hassasiyeti var. Bu şehitler Türkiye'nin şehitleri. Mezarlarına gözümüz gibi bakmalıyız. Bu hepimizin sorumluluğunda."

- Şehit ikizlerin babası gözyaşları içerisinde konuştu

Baba Ali Oruç, yaklaşık 2 hafta önce ikizlerin mezarındaki bayrağa zarar verildiğini hatırlattı.

Gözyaşları içerisinde, bunu yapanların muhakkak cezasını çekeceğini belirten Oruç, şunları söyledi:

"Buradan vicdansızlara seslenmek istiyorum; hain, ne istedin benim bu evlatlarımdan? Ne kastın var bu çocuklara? Vatanı için canını seve seve veren çocuklardan ne istedin? Hiç mi Allah'tan korkmadın? Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Vicdansız. Bu vatanı sevmiyorsan çek git. Biz seni istemiyoruz, çek git. Niye zarar veriyorsun bu kadar insana? Yazık, günah. Bu evlatlar Türkiye'ye mal olmuş. Allah'tan korkmaz mı insan? Vicdan merhamet... Şurada hiç mi korkun yoktu. Şehitlere nasıl uzandı elin. Ben onu Allah'a havale ediyorum. Bu dünyada da, öbür tarafta da yer bulamaz. Yaptığının cezasını muhakkak çekecek."

Oruç, oğullarının mezar taşlarındaki fotoğraflarını okşayıp, "Beni affedin, sizleri koruyamadım." ifadesini kullandı.

Şehitlerin mezarlarına saldırdılar! AK Parti'den sert tepki geldi: Yapılan barbarca saldırıyı lanetliyoruz

Adana'da 15 Temmuz şehitleri polis memuru ikizler Ahmet ve Mehmet Oruç'un kabirlerinin de arasında bulunduğu 79 mezarın taşlarına zarar verildi. Konuya ilişkin açıklamada bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik "Şehitlerimizin ve vatandaşlarımızın mezarlarına bu saygısızlığı yapanlar, hukuk önünde hesap verecekler." ifadelerini kullandı.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum