Protokol krizi sonrası Erdoğan düşmanlarının eli boş kaldı! Der Spiegel: Türkiye'nin suçu yok!

Son dakika haberine göre; Hakkari'nin merkeze bağlı Kırıkdağ köyünde 9 Mart 2016'da kaybolan ve "Zap Suyu'nda boğuldu" denilen Hamza Adıyaman'ın PKK kampında olduğu ortaya çıktı. Adıyaman ailesi, 5 yıldır evlatları için mücadele veriyor.. Çocuklarının Zap Suyu’nda boğulduğu söylenen Hakkârili aile, örgütün servis ettiği videoda oğullarının örgüt kampında olduğunu öğrendi. Adıyaman ailesi, 5 yıldır evlatları için mücadele veriyor

Protokol krizi sonrası Erdoğan düşmanlarının eli boş kaldı! Der Spiegel: Türkiye'nin suçu yok!
10 Nisan 2021 - 10:56 - Güncelleme: 10 Nisan 2021 - 12:58

Son dakika | İşte protokol krizinin perde arkası! Her şeyi o planlamış

Giriş Tarihi: 10.04.2021 Güncelleme Tarihi: 10.04.2021 

Protokol krizi sonrası Erdoğan düşmanlarının eli boş kaldı! Der Spiegel: Türkiye'nin suçu yok!

Son dakika haberi!  dergisi Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı  ve AB Konseyi Başkanı 'in Ankara'da Başkan  ile görüşmeleri sırasında yaşanan protokol olayıyla ilgili Türkiye'nin suçu olmadığını yazdı. Avrupa basınında Türkiye'nin protokol krizinde herhangi bir suçu olmadığı yazılırken Türkiye düşmanları yine faturayı Erdoğan'a kesmeye çalışsa da başarılı olamadılar.

Der Spiegel: Türkiye'nin suçu yok!

Alman Der Spiegel dergisi Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in Ankara'da Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeleri sırasında yaşanan protokol olayıyla ilgili Türkiye'nin suçu olmadığını yazdı.

LEYEN KANDIRILDI
Derginin internet sitesinde yer alan "AB dünya sahnesinde kendini nasıl gülünç duruma düşürüyor" başlıklı değerlendirmede, "AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Türkiye ziyareti sırasında kandırıldı. Hata ev sahibi Erdoğan'da değil, Konsey Başkanı Charles Michel'deydi. Tuhaf bir güç mücadelesinin sahneleri." ifadeleri yer aldı.

FİYASKONUN SEBEBİ İKİLİ ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK
Yaşanan protokol olayının fiyasko olarak nitelendirildiği değerlendirmede, bu fiyaskonun sorumlusunun Michel ve Leyen arasındaki anlaşmazlıklar olduğu kaydedildi.

Değerlendirmede, Ursula von der Leyen ile Charles Michel arasında aylardır özellikle dış politika konusunda belirgin bir didişme olduğu vurgulanarak, Michel'in AB zirvelerine ev sahipliği yapmaktan daha fazlasını istediği Leyen'in ise ticaret ve düzenleyici gücüyle dünyayı gölgede bırakan bir jeopolitik komisyona liderlik etmek istediğine dikkat çekildi.

Ankara'ya Kovid-19 nedeniyle Ursula von der Leyen'in protokol memurlarının gelmediği, onun yerine Michel'in protokol memurlarının geldiği ve buradaki ayarlamaların o memurlarca yapıldığı ifade edildi.

DAHA ÖNCE DE BENZER DURUM YAŞANDI
Spiegel'deki değerlendirmede mart ayı sonunda en son AB'nin çevrim içi zirvesinden sonra Michel'in ekibinin yayınladıkları bir fotoğraf örnek gösterilerek 27 devlet ve hükümet başkanının tümünün Michel'in yanında, diğerlerinin dört katı büyüklüğünde görülebildiği ancak o fotoğraflarda Ursula von der Leyen'in görülmediğine yer verildi.

TÜRK TARAFININ ÖRNEK REAKSİYONU
Dergideki değerlendirmede, Ankara'daki protokol olayından önce tarafların çalışma yemeğinde bir araya geldikleri ve burada da bir protokol gerginliğinden son anda dönüldüğü belirtilerek, Külliyedeki protokol çalışanlarının örnek müdahalesi övüldü.

URSULA VON DER LEYEN'E DE BÜYÜK BİR KOLTUK TAHSİS ETTİKLERİ VURGULANDI
Yemekte Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile sadece Charles Michel'in oturacakları koltukların diğer koltuklardan belirgin bir şekilde büyük olduğunun görüldüğü ve Leyen'in bir danışmanın bunu fark ederek durumu Türk tarafına bildirdiği ve Külliyedeki protokolün derhal koltuğu değiştirerek Ursula von der Leyen'e de büyük bir koltuk tahsis ettikleri vurgulandı.

Öte yandan Avrupa Birliği (AB) yönetiminin 6 Nisan'daki Ankara ziyaretinde yaşanan protokol olayında Türkiye'nin haklılığını ortaya koyan detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.

LEYEN VE MICHEL'İN EKİPLERİ ARASINDA GERGİNLİK!
Sabah'ta yer alan habere göre, kabul öncesi AB tarafının protokole ilişkin taleplerini iletmek üzere Ankara'ya gelen ekip, AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in ekibiydi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in protokol görevlileri bu görüşmelere katılmadı. Kabul günü de Michel ve Von der Leyen'in ekipleri arasında gerginlik yaşandı. Türk yetkililer Michel ve Von der Leyen'in ekipleri arasında yükselen tansiyonu düşürmek için yapıcı önerilerde dahi bulundu.

LEYEN'İ DIŞLADILAR
Politico gazetesine konuşan Avrupalı diplomatik kaynaklar da Türkiye'nin haklılığını vurgulayarak, "Oturma düzenini Ankara değil AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in heyeti belirledi" dedi. Avrupalı diplomatlar, Michel'e bağlı ekibin hazırlıklar sırasında AB Komisyonu ekibi ile protokol çalışmalarını yürütecek Türkiye'deki AB delegasyonunu "dışladığını" belirtti.

Kovid-19 salgını tedbirleri nedeniyle Leyen'in protokol ekibinin Ankara'ya gitmediği, Michel'in ekibinin ise ziyaret öncesinde Türkiye'ye giderek Türk makamlarıyla hazırlıkları yaptığı ifade edildi. Gerçeklerin ortaya çıkmasıyla sessizliğini gecikmeli de olsa bozan Michel de protokol düzeninin AB tarafından belirlendiğini ve bundan Ankara'nın sorumlu olmadığını itiraf etti.



AB İÇİNDE ANLAŞMAZLIK VAR
AB Komisyonu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile protokolde aynı şekilde davranılması gerektiğini savunuyor. Deneyimli birçok diplomat ve hatta AB Komisyonu'nun eski başkanı Jean-Claude Juncker ise AB protokolünde AB Konseyi Başkanı'nın birinci sırada, AB Komisyonu Başkanı'nın ise ikinci sırada geldiğini söylüyor.

TÜRKİYE VE ERDOĞAN DÜŞMANLARI BAŞARILI OLAMADI
Avrupa basınında Türkiye'nin protokol krizinde herhangi bir suçu olmadığı yazılırken Türkiye düşmanları yine faturayı Erdoğan'a kesmeye çalışsa da başarılı olamadılar.

Tartışmalara çekilmek istenen Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AB Konseyi Başkanı Charles Michel arasındaki görüşmeden yeni detaylar geldi. Beştepe’deki oturma düzenini AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in ekibi belirledi. Kabul günü Leyen ve Michel’in ekipleri arasında gerginlik yaşandı. Avrupalı diplomatlar da Charles Michel’i suçluyor. İşte son dakika haberinin ayrıntıları...

Son dakika haberi...Beştepe’deki oturma düzenini AB Konseyi Başkanı ’in ekibi belirledi. Kabul günü Leyen ve Michel’in ekipleri arasında gerginlik yaşandı. Avrupalı diplomatlar da Charles Michel’i suçluyor. Öte yandan Alman basını da yaşanan krize ilişkin önemli bir tespitte bulundu. Der Spiegel dergisi  (AB) Komisyonu Başkanı Leyen ve AB Konseyi Başkanı Michel'in Ankara'da Başkan Erdoğan ile görüşmeleri sırasında yaşanan protokol olayıyla ilgili Türkiye'nin suçu olmadığını yazdı.

GÜNDEMSabah

Son dakika | İşte protokol krizinin perde arkası! Her şeyi o planlamış

 (AB) yönetiminin 6 Nisan'daki Ankara ziyaretinde yaşanan protokol olayında Türkiye'nin haklılığını ortaya koyan detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.

SABAH'ın ulaştığı bilgilere göre, kabul öncesi AB tarafının protokole ilişkin taleplerini iletmek üzere Ankara'ya gelen ekip, AB Konseyi Başkanı 'in ekibiydi. AB Komisyonu Başkanı 'in protokol görevlileri bu görüşmelere katılmadı. Kabul günü de Michel ve Von der Leyen'in ekipleri arasında gerginlik yaşandı. Türk yetkililer Michel ve Von der Leyen'in ekipleri arasında yükselen tansiyonu düşürmek için yapıcı önerilerde dahi bulundu.

LEYEN'İ DIŞLADILAR
Politico gazetesine konuşan Avrupalı diplomatik kaynaklar da Türkiye'nin haklılığını vurgulayarak, "Oturma düzenini Ankara değil AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in heyeti belirledi" dedi. Avrupalı diplomatlar, Michel'e bağlı ekibin hazırlıklar sırasında AB Komisyonu ekibi ile protokol çalışmalarını yürütecek Türkiye'deki AB delegasyonunu "dışladığını" belirtti. Kovid-19 salgını tedbirleri nedeniyle Leyen'in protokol ekibinin Ankara'ya gitmediği, Michel'in ekibinin ise ziyaret öncesinde Türkiye'ye giderek Türk makamlarıyla hazırlıkları yaptığı ifade edildi. Gerçeklerin ortaya çıkmasıyla sessizliğini gecikmeli de olsa bozan Michel de protokol düzeninin AB tarafından belirlendiğini ve bundan Ankara'nın sorumlu olmadığını itiraf etti.

AB İÇİNDE ANLAŞMAZLIK VAR
AB Komisyonu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile protokolde aynı şekilde davranılması gerektiğini savunuyor. Deneyimli birçok diplomat ve hatta AB Komisyonu'nun eski başkanı  ise AB protokolünde AB Konseyi Başkanı'nın birinci sırada, AB Komisyonu Başkanı'nın ise ikinci sırada geldiğini söylüyor.

"TÜRKİYE'NİN SUÇU YOK"
Derginin internet sitesinde yer alan "AB dünya sahnesinde kendini nasıl gülünç duruma düşürüyor" başlıklı değerlendirmede, "AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Türkiye ziyareti sırasında kandırıldı. Hata ev sahibi Erdoğan'da değil, Konsey Başkanı Charles Michel'deydi. Tuhaf bir güç mücadelesinin sahneleri." ifadeleri yer aldı.

Yaşanan protokol olayının fiyasko olarak nitelendirildiği değerlendirmede, bu fiyaskonun sorumlusunun Michel ve Leyen arasındaki anlaşmazlıklar olduğu kaydedildi.

Değerlendirmede, Ursula von der Leyen ile Charles Michel arasında aylardır özellikle dış politika konusunda belirgin bir didişme olduğu vurgulanarak, Michel'in AB zirvelerine ev sahipliği yapmaktan daha fazlasını istediği Leyen'in ise ticaret ve düzenleyici gücüyle dünyayı gölgede bırakan bir jeopolitik komisyona liderlik etmek istediğine dikkat çekildi.

Ankara'ya Kovid-19 nedeniyle Ursula von der Leyen'in protokol memurlarının gelmediği, onun yerine Michel'in protokol memurlarının geldiği ve buradaki ayarlamaların o memurlarca yapıldığı ifade edildi.

DAHA ÖNCE DE BENZER DURUM YAŞANDI
Spiegel'deki değerlendirmede mart ayı sonunda en son AB'nin çevrim içi zirvesinden sonra Michel'in ekibinin yayınladıkları bir fotoğraf örnek gösterilerek 27 devlet ve hükümet başkanının tümünün Michel'in yanında, diğerlerinin dört katı büyüklüğünde görülebildiği ancak o fotoğraflarda Ursula von der Leyen'in görülmediğine yer verildi.

TÜRK TARAFININ ÖRNEK REAKSİYONU
Dergideki değerlendirmede, Ankara'daki protokol olayından önce tarafların çalışma yemeğinde bir araya geldikleri ve burada da bir protokol gerginliğinden son anda dönüldüğü belirtilerek, Külliyedeki protokol çalışanlarının örnek müdahalesi övüldü.

Yemekte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sadece Charles Michel'in oturacakları koltukların diğer koltuklardan belirgin bir şekilde büyük olduğunun görüldüğü ve Leyen'in bir danışmanın bunu fark ederek durumu Türk tarafına bildirdiği ve Külliyedeki protokolün derhal koltuğu değiştirerek Ursula von der Leyen'e de büyük bir koltuk tahsis ettikleri vurgulandı.

Türkler mağdur oldu"TÜRKLER MAĞDUR OLDU"


AB İÇİNDE ANLAŞMAZLIK VAR
AB Komisyonu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile protokolde aynı şekilde davranılması gerektiğini savunuyor. Deneyimli birçok diplomat ve hatta AB Komisyonu'nun eski başkanı Jean-Claude Juncker ise AB protokolünde AB Konseyi Başkanı'nın birinci sırada, AB Komisyonu Başkanı'nın ise ikinci sırada geldiğini söylüyor.

Beştepe'deki 'koltuk krizinde' sürpriz gelişme! Baş aktör Michel son noktayı koydu

Almanya'nın Der Spiegel dergisi "koltuk krizini" detaylı bir makaleyle okuyucularına aktardı. AB Konseyi Başkanı Michel de "Sorun Türkiye kaynaklı değil" dedi.

Video Player

00:00 | 00:20

Use Up/Down Arrow keys to increase or decrease volume.
  • Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki çeşitli sorunların görüşülmesi için, Michel ve Leyen Türkiye'ye geldi.
  • Beştepe'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme gerçekleştirdiler. Toplantı 1 saate yakın sürdü. Görüşmeye "koltuk krizi" damga vurdu.
  • Bu fırsata çevirmeye çalışan yabancı basın Leyen'in ayakta kalmasına Türkiye'nin sebep olduğunu iddia etti.
  • Ancak gerçek kısa sürede ortaya çıktı. Çavuşoğlu, "AB'nin istediği protokolü uyguladık" dedi.
  • Yeni açıklama yapan Charles Michel, "Sorun Türkiye kaynaklı değil" dedi.
  • Alman Der Spiegel gazetesi ise, sorunun Michel ve Leyen arasındaki rekabetten kaynaklandığını belirterek, "Avrupa Birliği dünya sahnesinde kendisini nasıl komik duruma düşürüyor" ifadelerini kullandı.

Almanya'nın Der Spiegel dergisi "koltuk krizini" detaylı bir makaleyle okuyucularına aktardı. Derginin Brüksel temsilcisi Markus Becker imzalı makalede "Avrupa Birliği dünya sahnesinde kendisini nasıl komik duruma düşürüyor" başlığı kullanıldı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in ziyaret sırasında kandırıldığını belirten Becker, bunun bir güç mücadelesinin sonucu olduğunu söyleyerek, "Hata Erdoğan'da değil, AB Konseyi Başkanı Charles Michel'de" ifadelerini kullandı.

"MICHEL DAHA FAZLA ROL İSTİYOR"

Yazıda von der Leyen ile Michel arasında uzun süredir bir anlaşmazlık bulunduğu, bunun temel sebebinin dış politikadaki görüş ayrılıklarına dayandığı belirtildi. Michel'in AB zirveleri dışında daha fazla etkin rol almak istediği, bunun için de von der Leyen'i gölgede bırakmaya çalıştığı aktarıldı.


SON DAKİKA: “Zap’ta boğuldu” diye taziye çadırı kurulan Hamza Adıyaman'ı PKK'nın kaçırdığı ortaya çıktı
Giriş Tarihi: 6.4.2021  07:01 Son Güncelleme: 6.4.2021  07:25
Son dakika haberi! Çocuklarının ’nda boğulduğu söylenen Hakkârili aile, örgütün servis ettiği videoda oğullarının örgüt kampında olduğunu öğrendi. Adıyaman ailesi, 5 yıldır evlatları için mücadele veriyor. Kaçırıldığı günden bu yana çocuğundan haber alamadığını belirten Adıyaman, "Çocuğumuzu istiyoruz. Daha 9 yaşındayken götürdüler. 5 yıldır nasıl yatıp kalkıyoruz, nasıl yaşıyoruz bilmiyoruz. Bu çocuğun eline silah verilir mi? Bu nasıl bir vicdansızlıktır" diyerek tepki gösterdi.

“Zap’ta boğuldu” dediler PKK kampında çıktı

Hakkâri'nin merkeze bağlı Kırıkdağ köyünde 9 Mart 2016'da kaybolan ve "Zap Suyu'nda boğuldu" denilen Hamza Adıyaman'ın ailesi, bir süre sonra çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını öğrendi. Çocuklarını aramak için Irak'ın kuzeyine giden acılı anne ve baba, günlerce izini sürdükleri Hamza'yı alamadan dönmek zorunda kaldı.

Evlatlarına kavuşmak için mücadele eden aile, oğullarını, Suriye'de terör örgütü PKK/YPG kampında teröristlerce silah eğitimi verilen çocukların görüntüleri arasında tespit etti. Hamza'yı terör örgütünün elinden kurtarmak için her yolu deneyen aile, bu kez, çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eyleminde seslerini yükseltti. Diyarbakır, Hakkâri ve Van'da HDP il binaları önündeki eylemlere katılan aile, çocuklarına seslenerek dönmesi için çağrıda bulunuyor.



ÖLDÜ DİYE TAZİYE ÇADIRI KURDUK
İlkokul öğrencisi oğlu Hamza'nın okul çıkışında kaybolduğunu belirten baba Adnan Adıyaman, kendilerine oğullarının top oynarken Zap Suyu'na düşerek kaybolduğunun söylendiğini anlattı. "Bir ay boyunca Zap Suyu'nda çocuğumuzu aradık. Bulamayınca da ümidimizi kesip 'öldü' diye taziye kurduk" diyen Adıyaman, "5-6 ay sonra çocuğumun videosunu gördük. Bir kampta eğitim veriliyordu. Hayatta olduğunu öğrenince tekrar aramaya gittik. Irak'a gittik, birçok yerde aradık ama çocuğumu bana göstermediler" ifadelerini kullandı.

"BU NASIL BİR VİCDANSIZLIKTIR"
Sabah'ta yer alan habere göre, kaçırıldığı günden bu yana çocuğundan haber alamadığını belirten Adıyaman, "Kuzey Irak'ta çocuğumu Hakurk'taki PKK'lıların içinde gördüm. 'Bu benim çocuğum' diye bağırdım, onu oradan kaçırdılar. Ondan sonra da ne yaptıysak çocuğumuzu bulamadık. İki yıl sonra bize mektup geldi. Mektup Suriye'den gelmişti, Kamışlı'da bir evde olduğu yazılmıştı.

Biz de mektubu devlete götürdük. Çocuğumuzu istiyoruz. Daha 9 yaşındayken götürdüler. 5 yıldır nasıl yatıp kalkıyoruz, nasıl yaşıyoruz bilmiyoruz. Bu çocuğun eline silah verilir mi? Bu nasıl bir vicdansızlıktır" diyerek tepki gösterdi.

EVLAT NÖBETİNDE 581'İNCİ GÜN
Bu arada çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi de dün 581'inci gününü geride bıraktı. Aileler evlat nöbetini kararlılıkla sürdürüyor.

"Zap’ta boğuldu" dedikleri Hamza Adıyaman PKK kampında çıktı
Son dakika haberine göre; 'nin merkeze bağlı Kırıkdağ köyünde 9 Mart 2016'da kaybolan ve "'nda boğuldu" denilen Hamza Adıyaman'ın  kampında olduğu ortaya çıktı. Adıyaman ailesi, 5 yıldır evlatları için mücadele veriyor.
Zap’ta boğuldu dedikleri Hamza Adıyaman PKK kampında çıktı

'nin merkeze bağlı Kırıkdağ köyünde 9 Mart 2016'da kaybolan ve "'nda boğuldu" denilen Hamza Adıyaman'ın ailesi, bir süre sonra çocuklarının terör örgütü  tarafından kaçırıldığını öğrendi. Çocuklarını aramak için 'ın kuzeyine giden acılı anne ve baba, günlerce izini sürdükleri Hamza'yı alamadan dönmek zorunda kaldı.

Evlatlarına kavuşmak için mücadele eden aile, oğullarını, 'de terör örgütü PKK/YPG kampında teröristlerce silah eğitimi verilen çocukların görüntüleri arasında tespit etti. Hamza'yı terör örgütünün elinden kurtarmak için her yolu deneyen aile, bu kez, çocuklarının dağa kaçırılmasından 'yi sorumlu tutan  annelerinin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eyleminde seslerini yükseltti. Diyarbakır,  ve 'da HDP il binaları önündeki eylemlere katılan aile, çocuklarına seslenerek dönmesi için çağrıda bulunuyor.



ÖLDÜ DİYE TAZİYE ÇADIRI KURDUK

"BU NASIL BİR VİCDANSIZLIKTIR"



Biz de mektubu devlete götürdük. Çocuğumuzu istiyoruz. Daha 9 yaşındayken götürdüler. 5 yıldır nasıl yatıp kalkıyoruz, nasıl yaşıyoruz bilmiyoruz. Bu çocuğun eline silah verilir mi? Bu nasıl bir vicdansızlıktır" diyerek tepki gösterdi. Bu arada çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi de dün 581'inci gününü geride bıraktı. Aileler evlat nöbetini kararlılıkla sürdürüyor


 

Zap’ta boğuldu dediler PKK kampında çıktı!

.Boğuldu dediler PKK kampından çıktı"BOĞULDU" DEDİLER PKK KAMPINDAN ÇIKTI

Son dakika: PKK/KCK'ya İstanbul'da gece yarısı operasyonu

'da son dakika: Kan donduran tecavüz çığlığı!

Giriş Tarihi: 4.1.2021  07:35 Son Güncelleme: 4.1.2021  08:13

SON DAKİKA: Terör örgütü PKK'dan kaçan kadın teröristten kan donduran itiraflar: Tecavüz edip ölümle tehdit ettiler

Son dakika haberi! 2013'te PKK'ya katılan B.T. kod adlı kadın terörist, Türk güvenlik güçlerine teslim oldu ve verdiği ifadelerde; örgüt içindeki iğrenç tecavüz olaylarını da ifşa etti. Örgüte katıldığı 45'inci günde, banyo yapmak için kullandıkları dere yatağındayken kendilerinden sorumlu '' kod adlı terörist 'ın tecavüzüne uğradığını anlatan B.T., "Terörist Aslan Kalkan bana saldırarak tecavüz etti. Bağırışlarıma kimse gelmedi. Silahla Kalkan'ı ayağından vurdum. Örgüt üst yönetimi olayı anlattığımda beni öldürmekle tehdit etti. 4 yıl sonra mevzide yalnızken 'in tecavüzüne uğradım." dedi.

Sabah

PKK'da kan donduran tecavüz çığlığı

2013'te PKK'ya katılan B.T. kod adlı kadın terörist, Türk güvenlik güçlerine teslim oldu ve verdiği ifadelerde; örgüt içindeki iğrenç tecavüz olaylarını da ifşa etti. Örgüte katıldığı 45'inci günde, banyo yapmak için kullandıkları dere yatağındayken kendilerinden sorumlu 'Yusuf Zerdeş' kod adlı terörist Aslan Kalkan'ın tecavüzüne uğradığını anlatan B.T., daha sonra ise, yine İnterpol tarafından Kırmızı Bültenle aranan terörist 'Baver Dersim' kod adlı Süleyman Şahin tarafından tekrar tecavüze uğradığını, bu nedenle aşırı kanama yaşadığını, hastalığının aylarca sürdüğünü, tedavi olmasına izin verilmediğini de anlattı.

B.T., hastalığının ilerlemesiyle Suriye'de gönderildiği hastanede kaçış planı yaparak örgütten kaçtı. İşte B.T.'nin, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne verdiği ifadesinden alıntılar:

Mayıs 2013'te Gare Alanı/Biye bölgesinde 20 erkek, 7 kadın örgüt eğitimi alıyorduk. 45. Günde derede banyo yapacağım sırada bizden sorumlu 'Yusuf Zerdeş' kod adlı örgüt mensubu Aslan Kalkan, tek başına dere yatağına gelerek tecavüz etmek için bana saldırdı.

ZERDEŞ BANA TECAVÜZ ETTİ
Bağırışlarıma korkudan hiç kimse gelmedi. Zerdeş bana tecavüz etti. Beni bıraktığında ona ait silahı alarak onu ayağından vurdum. Bu olayı örgütün üst yönetimine bildirdiğimde yanımda tanık olmasına rağmen kimse inanmadı. Hatta bu olayı kimseye söylemememi, söylersem beni öldüreceklerini söylediler. Bu olayın ben istediğim için olduğu yalanını bana dayatmaya çalıştılar. Ağustos 2017'de 8 ay boyunca eğitimler aldım. Nöbet tuttum. ABD'nin gönderdiği silahları konumlandırdım ve mevzi yapım işlerine katıldım.

ELEBAŞI ŞAHİN TECAVÜZ ETMEK İÇİN BANA SALDIRDI
Mervan Taburunda mevzide beklerken 'Baver Dersim' kod adlı kırmızı bültenle aranan örgüt elebaşı Süleyman Şahin birlikte geldiği korumalarını gönderdikten sonra tek olduğumu anlayınca tecavüz etmek üzere bana saldırdı. Karşı koydum ancak bana vurması üzerine baygınlık geçirdim. Kendime geldiğimde KDP'ye ait hastanede olduğumu, örgüt mensubunun bana tecavüz ettiğini ve aşırı derecede kanamam olduğunu gördüm. Doktorlar yapabilecekleri bir şeyleri olmadığını Kerkük'teki başka bir hastaneye gittim. Tedavi sonrası döndüm ama kanamalarım devam ediyordu ve korkumdan önce kimseye tecavüze uğradığımı söyleyemedim.

KAÇIŞ PLANI YAPTIM
Bir türlü iyileşemedim. Hastalığımı söylediğimde kimse bana inanmadı. Yoğun kanamalarımın devam etmesi ve sık sık baygınlık geçirmemden dolayı Suriye Derik'e tedaviye gönderildim. Temmuz 2018'de hastalığımın çok ciddi olduğu, tedavime daha iyi bir hastanede devam edilmesi gerektiği aksi takdirde öleceğimi söylediler. Rejim güçlerine ait Şam'daki hastaneye kargo tipi uçakla gönderildim. 15 ay hasta bakım evinde kaldım. Ocak 2020'de örgüte ait hastanede kaçış planı yapmaya başladım. Şengal'deki hastanede tedavim sürerken burada güvenliğin zayıf olduğunu gördüm. Tanımadığım bir köylünün evine giderek telefonunu istedim ve Almanya'daki annemi arayarak kaçtığımı, kurtulmak istediğimi söyledim. 10 ay boyunca annemin gönderdiği parayla Zaho'da saklandım. Türk güvenlik güçlerinin ikna çalışmaları sonucu Türkiye'ye teslim olmaya karar vererek KDP güçlerine tekrardan teslim oldum. 23 Aralık 2020'de Türk güvenlik güçlerine Habur kapısında teslim edildim...

PKK kampında uğradığı tecavüzü anlattı!ŞİKAYETÇİYİM
B.T örgütten kaçmak isteyen birçok insan olduğunu ancak korkudan bunu yapamadıklarını söyleyerek "Fakat benim gibi ilk fırsat bulduğunda pekçok örgüt mensubu kaçıyor. Bana tecavüz eden 2 teröristle ilgili davacı ve şikayetçiyim" dedi.

'da son dakika: Kan donduran tecavüz çığlığı!

Son dakika haberi! Terör örgütünden kaçan B.T. isimli kadın üst üste yaşadığı tecavüz olaylarını anlattı. İfadesinde kan donduran detaylayın olduğu B.T. tecavüze uğradıktan sonra yaşadıklarını da bir bir aktardı. B.T. "Örgütteki eğitimimin 45'inci gününde derede yıkanırken bizden sorumlu terörist  bana saldırarak tecavüz etti. Bağırışlarıma kimse gelmedi. Silahla Kalkan'ı ayağından vurdum" dedi. İşte o anlarda ve sonrasında yaşananlara dair kaçarak güvenlik güçlerine sığınan teröristin son dakika ifadesi

PKK'da son dakika: Kan donduran tecavüz çığlığı!

PKK'da son dakika haberi ve kan donduran tecavüz çığlığı! Terör örgütünden kaçan kadın yaşadığı cinsel saldırıları tek tek anlattı. İşte ilk uğradığı tecavüz ve örgüt yöneticilerinin adeta sıraya geçerek uyguladıkları cinsel saldırıların anlatıldığı o ifade:

"Örgütteki eğitimimin 45'inci gününde derede yıkanırken bizden sorumlu terörist Aslan Kalkan bana saldırarak tecavüz etti. Bağırışlarıma kimse gelmedi. Silahla Kalkan'ı ayağından vurdum. Örgüt üst yönetimi olayı anlattığımda beni öldürmekle tehdit etti. 4 yıl sonra mevzide yalnızken Süleyman Şahin'in tecavüzüne uğradım. Tecavüz sonrası hastalandım. Uzun süre tedavime izin verilmedi. Hastalığımın ciddi olduğu ortaya çıkınca Suriye'de bir hastaneye gönderildim. Fırsatını bulunca da kaçtım"

İşte kan donduran cinsel saldırılar ve silahların konuştuğu tecavüz sonrası anlar;

2013'TE KATILDIĞI ÖRGÜTÜN GERÇEK YÜZÜYLE DEREDE TECAVÜZ İLE TANIŞTI!

Bundan 8 yıl önce 2013'te PKK'ya katılan B.T. kod adlı kadın terörist, Türk güvenlik güçlerine teslim oldu ve verdiği ifadelerde; örgüt içindeki iğrenç tecavüz olaylarını da ifşa etti. Örgüte katıldığı 45'inci günde, banyo yapmak için kullandıkları dere yatağındayken kendilerinden sorumlu 'Yusuf Zerdeş' kod adlı terörist Aslan Kalkan'ın tecavüzüne uğradığını anlatan B.T., daha sonra ise, yine İnterpol tarafından Kırmızı Bültenle aranan terörist 'Baver Dersim' kod adlı Süleyman Şahin tarafından tekrar tecavüze uğradığını anlattı.

İKİNCİ TECAVÜZ VE AŞIRI KANAMA İLE ÖLÜMÜN EŞİĞİNE GELİŞ

İkinci kez tecavüze uğraması nedeniyle aşırı kanama yaşadığını, hastalığının aylarca sürdüğünü, tedavi olmasına izin verilmediğini de anlattı. B.T., hastalığının ilerlemesiyle Suriye'de gönderildiği hastanede kaçış planı yaparak örgütten kaçtı. İşte B.T.'nin, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne verdiği ifadesinden alıntılar:

7 KADIN EĞİTİM ALIYORDUK, BANYO İÇİN DEREYE GİRDİĞİMİZDE...
Mayıs 2013'te Gare Alanı/Biye bölgesinde 20 erkek, 7 kadın örgüt eğitimi alıyorduk. 45. Günde derede banyo yapacağım sırada bizden sorumlu 'Yusuf Zerdeş' kod adlı örgüt mensubu Aslan Kalkan, tek başına dere yatağına gelerek tecavüz etmek için bana saldırdı. Bağırışlarıma korkudan hiç kimse gelmedi. Zerdeş bana tecavüz etti.

KALKAN'I VURDUM!

Beni bıraktığında ona ait silahı alarak onu ayağından vurdum. Bu olayı örgütün üst yönetimine bildirdiğimde yanımda tanık olmasına rağmen kimse inanmadı. Hatta bu olayı kimseye söylemememi, söylersem beni öldüreceklerini söylediler. Bu olayın i ben istediğim için olduğu yalanını bana dayatmaya çalıştılar. Ağustos 2017'de 8 ay boyunca eğitimler aldım. Nöbet tuttum.

DAHA SONRA SÜLEYMAN ŞAHİN GELDİ!

ABD'nin gönderdiği silahları konumlandırdım ve mevzi yapım işlerine katıldım. Mervan Taburunda mevzide beklerken 'Baver Dersim' kod adlı kırmızı bültenle aranan örgüt elebaşı Süleyman Şahin birlikte geldiği korumalarını gönderdikten sonra tek olduğumu anlayınca tecavüz etmek üzere bana saldırdı. Karşı koydum ancak bana vurması üzerine baygınlık geçirdim.

KENDİME GELDİĞİMDE HER YER KANDI

Kendime geldiğimde KDP'ye ait hastanede olduğumu, örgüt mensubunun bana tecavüz ettiğini ve aşırı derecede kanamam olduğunu gördüm. Doktorlar yapabilecekleri bir şeyleri olmadığını Kerkük'teki başka bir hastaneye gittim. Tedavi sonrası döndüm ama kanamalarım devam ediyordu ve korkumdan önce kimseye tecavüze uğradığımı söyleyemedim. Bir türlü iyileşemedim. Hastalığımı söylediğimde kimse bana inanmadı.

ÖLMEK ÜZEREYKEN SURİYE'DE BİR HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜM

Yoğun kanamalarımın devam etmesi ve sık sık baygınlık geçirmemden dolayı Suriye Derik'e tedaviye gönderildim. Temmuz 2018'de hastalığımın çok ciddi olduğu, tedavime daha iyi bir hastanede devam edilmesi gerektiği aksi takdirde öleceğimi söylediler. Rejim güçlerine ait Şam'daki hastaneye kargo tipi uçakla gönderildim. 15 ay hasta bakım evinde kaldım.

TECAVÜZLER SONRASI KAÇIŞ PLANI

Ocak 2020'de örgüte ait hastanede kaçış planı yapmaya başladım. Şengal'deki hastanede tedavim sürerken burada güvenliğin zayıf olduğunu gördüm. Tanımadığım bir köylünün evine giderek telefonunu istedim ve Almanya'daki annemi arayarak kaçtığımı, kurtulmak istediğimi söyledim. 10 ay boyunca annemin gönderdiği parayla Zaho'da saklandım. Türk güvenlik güçlerinin ikna çalışmaları sonucu Türkiye'ye teslim olmaya karar vererek KDP güçlerine tekrardan teslim oldum. 23 Aralık 2020'de Türk güvenlik güçlerine Habur kapısında teslim edildim...

ŞİKAYETÇİYİM: B.T örgütten kaçmak isteyen birçok insan olduğunu ancak korkudan bunu yapamadıklarını söyleyerek "Fakat benim gibi ilk fırsat bulduğunda pekçok örgüt mensubu kaçıyor. Bana tecavüz eden 2 teröristle ilgili davacı ve şikayetçiyim" dedi.

Foto: Arşiv

PKK kampında uğradığı tecavüzü anlattı: Kalkan'ı bacağından vurdum,

2013'te PKK'ya katılan B.T. kod adlı kadın terörist,  güçlerine teslim oldu. Teslim olan terörist, "Örgütteki eğitimimin 45'inci gününde derede yıkanırken bizden sorumlu terörist  bana saldırarak tecavüz etti. Bağırışlarıma kimse gelmedi. Silahla Kalkan'ı ayağından vurdum. Örgüt üst yönetimi olayı anlattığımda beni öldürmekle tehdit etti." sözleriyle örgüt içindeki iğrenç tecavüz olaylarını ifşa etti.

PKK kampında uğradığı tecavüzü anlattı: Kalkan'ı bacağından vurdum

2013'te PKK'ya katılan B.T. kod adlı kadın terörist,  güçlerine teslim oldu ve verdiği ifadelerde; örgüt içindeki iğrenç tecavüz olaylarını da ifşa etti. Örgüte katıldığı 45'inci günde, banyo yapmak için kullandıkları dere yatağındayken kendilerinden sorumlu '' kod adlı terörist 'ın tecavüzüne uğradığını anlatan B.T., daha sonra ise, yine İnterpol tarafından Kırmızı Bültenle aranan terörist '' kod adlı  tarafından tekrar tecavüze uğradığını, bu nedenle aşırı kanama yaşadığını, hastalığının aylarca sürdüğünü, tedavi olmasına izin verilmediğini de anlattı.

B.T., hastalığının ilerlemesiyle 'de gönderildiği hastanede kaçış planı yaparak örgütten kaçtı. İşte B.T.'nin, 'ne verdiği ifadesinden alıntılar:



Mayıs 2013'te Gare Alanı/Biye bölgesinde 20 erkek, 7 kadın örgüt eğitimi alıyorduk. 45. Günde derede banyo yapacağım sırada bizden sorumlu 'Yusuf ' kod adlı örgüt mensubu Aslan Kalkan, tek başına dere yatağına gelerek tecavüz etmek için bana saldırdı. Bağırışlarıma korkudan hiç kimse gelmedi. Zerdeş bana tecavüz etti. Beni bıraktığında ona ait silahı alarak onu ayağından vurdum. Bu olayı örgütün üst yönetimine bildirdiğimde yanımda tanık olmasına rağmen kimse inanmadı. Hatta bu olayı kimseye söylemememi, söylersem beni öldüreceklerini söylediler. Bu olayın i ben istediğim için olduğu yalanını bana dayatmaya çalıştılar.

Ağustos 2017'de 8 ay boyunca eğitimler aldım. Nöbet tuttum. 'nin gönderdiği silahları konumlandırdım ve mevzi yapım işlerine katıldım. Mervan Taburunda mevzide beklerken 'Baver Dersim' kod adlı kırmızı bültenle aranan örgüt elebaşı Süleyman Şahin birlikte geldiği korumalarını gönderdikten sonra tek olduğumu anlayınca tecavüz etmek üzere bana saldırdı. Karşı koydum ancak bana vurması üzerine baygınlık geçirdim. Kendime geldiğimde 'ye ait hastanede olduğumu, örgüt mensubunun bana tecavüz ettiğini ve aşırı derecede kanamam olduğunu gördüm. Doktorlar yapabilecekleri bir şeyleri olmadığını Kerkük'teki başka bir hastaneye gittim.

Tedavi sonrası döndüm ama kanamalarım devam ediyordu ve korkumdan önce kimseye tecavüze uğradığımı söyleyemedim. Bir türlü iyileşemedim. Hastalığımı söylediğimde kimse bana inanmadı. Yoğun kanamalarımın devam etmesi ve sık sık baygınlık geçirmemden dolayı Suriye Derik'e tedaviye gönderildim. Temmuz 2018'de hastalığımın çok ciddi olduğu, tedavime daha iyi bir hastanede devam edilmesi gerektiği aksi takdirde öleceğimi söylediler. Rejim güçlerine ait Şam'daki hastaneye kargo tipi uçakla gönderildim. 15 ay hasta bakım evinde kaldım.

Ocak 2020'de örgüte ait hastanede kaçış planı yapmaya başladım. Şengal'deki hastanede tedavim sürerken burada güvenliğin zayıf olduğunu gördüm. Tanımadığım bir köylünün evine giderek telefonunu istedim ve Almanya'daki annemi arayarak kaçtığımı, kurtulmak istediğimi söyledim. 10 ay boyunca annemin gönderdiği parayla Zaho'da saklandım. Türk güvenlik güçlerinin ikna çalışmaları sonucu Türkiye'ye teslim olmaya karar vererek KDP güçlerine tekrardan teslim oldum. 23 Aralık 2020'de Türk güvenlik güçlerine Habur kapısında teslim edildim...


ŞİKAYETÇİYİM

İşte ’nın iğrenç yüzü! Tecavüz ettikleri 5 kadına bombalı infaz!

Eli kanlı terör örgütü ’nın iğrenç yüzü her gün yeni bir haberle daha da ortaya çıkıyor. Gelen son dakika haberinde ’ta etkisiz hale getirilen PKK elebaşlarından Hülya Eroğlu’nun mide bulandıran infazı terörist itirafları ile ortaya çıktı. Eroğlu kendisine tecavüze uğradıklarını söyleyen 5 kadın teröristi üzerlerine el bombası atarak infaz etti.

Son dakika haberi: PKK'nın kadın yapılanması YJA Star'ın başındaki isim olan Hülya Eroğlu 4 milyon ödüllü kırmızı listede aranırken, 2 Kasım 2017'de Şırnak'ın Besler Dereler bölgesinde SİHA'lı operasyonla etkisiz hale getirildi. "Delal Amed " kod adlı terörist elebaşının etkisiz hale getirişmeden 3 ay önce Kandil'de Kaşura Kampı'nda, tecavüze uğradıklarını söyleyen Suriyeli 5 kadın teröristi, üzerlerine el bombası atarak infaz ettiği ortaya çıktı. Kan donduran detayları olan tecavüz ve infaz anlarına ilişkin tüm karanlık noktalar aydınlandı. İşte pimi çekerek 5 kadın teröristin üzerine bomba atan Eroğlu'nun PKK kampında yaptıkları;

TESLİM OLAN 22 YAŞINDAKİ KADIN TERÖRİST İTİRAF ETTİ
Sözde PKK/ KCK'nın Beşli Yürütme Konseyinde yer alan ve 25 yıldır bulunduğu örgüt içinde Türkiye'de 46 ayrı olayda 215 güvenlik görevlisinin şehit edilmesinden sorumlu Eroğlu'nun yaptığı bu korkunç infaz Suriye'nin kuzeyindeki terör gruplarından kaçarak bu yılın Mart ayında hudut karakoluna teslim olan Zeynep Rohani kod adlı N.Z (22) adlı kadın teröristtin ifadesiyle ortaya çıktı.

"SİZ BAŞTAN ÇIKARDINIZ..."
Türkiye'de herhangi bir silahlı eyleme katılmadığı belirlenince, ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Zeynep Rohani, "Ruhumdan silemediğim olaylardan biri Eylül 2017'de, Irak'ın Haftanin alanında bulunan Kaşura Kampında yaşanan bir olay. Kadın yapılanması YJA-Star'ın ana karargâh komutanı Hülya Eroğlu, sık ormanların bulunduğu eğitim alanında, kampta bulunan kadınlarla toplantı yaptı.

"SİZ DE KADINSINIZ NEDEN BİZE YARDIM ETMİYORSUNUZ?" DEDİLER VE...
PKK'daki kadın mücadelesini överken, yanımda oturan, Suriye uyruklu Sarya ve Canda, Kelereş kampında kamp sorumlusu olan Özgür Gever'in tecavüzüne uğradıklarını söyledi. Hülya Eroğlu ise, 'Konumuz bu değil. Siz Özgür arkadaşı yoldan çıkarmış olmayasınız' diye bağırdı. Bu defa yine Suriyeli olan Zozan, Tolhindan ve Berivan, 'Biz de Avaşin Kampı'na yeni geldiğimizde aynı kötülüğe maruz kaldık. Siz de kadınsınız, niçin bizi suçlu görüyorsunuz da yardım etmiyorsunuz?' dedi.

"BEKLEYİN KAHPELER" DEDİ VE
Oturduğu yerden hışımla kalkan Hülya Eroğlu, 'Burada, bir dava uğruna hepimiz bir takım bedeller ödedik kahpeler. Bekleyin burada geliyorum' diyerek oradan ayrıldı. 15-20 dakika sonra geri dönüp, 'sordum soruşturdum. Siz yalan söylüyorsunuz' diye bağırdı. Korumalarıyla birlikte 5 kadını kaldırıp, 100-150 metre ilerideki dere yatağına götürdü. Ardından hepimiz el bombası sesiyle irkildik.

GERİ GELDİĞİNDE "ARTIK ŞİKAYETLERİ KALMADI" DEDİ
Dere yatağından tekrar yanımıza gelen Hülya Eroğlu, kahkahalar atarak, 'artık şikâyet edecekleri konu kalmadı' deyip oradan ayrıldı. Belindeki kuşağına takılı 2 el bombasından birinin yerinde olmadığını fark ettik. Onları el bombası ile öldürdüğünü anladık. Bu olaya şahit olan 30-35 kadın, bir hafta sonra başka kamplara gönderildik. Beni de Suriye'deki Mümbiç'e gönderdiler" dedi.

SONRA DA KLASİK "HAREKÂTTA ÖLDÜ" YALANINI UYDURDULAR
İstihbarat ekipleri, infaz edilen teröristlerin Tolhıldan Kobane, Sarya Kobane, Canda Kobani, Berivan Ayhan ve Zozan Zilan kod adlı Suriyeli teröristler olduğunu tespit etti. Zeynep Rohani de istihbarat ekiplerinin bilgisayar ortamında gösterdiği son 3 yılda örgütün öldüğünü açıkladığı yüzlerce terörist fotoğrafının arasından, infaz edilen 5 kadını teşhis etti. Örgüt ise her zamanki gibi yalana sarılarak, 5 kadın teröristin farklı zamanlardaki hava harekatlarında öldüklerini açıkladı.

HDP'Lİ VEKİLLER CENAZESİNE KATILMIŞTI
2 Kasım 2017'de telsiz konuşmasından yeri belirlenen Hülya Eroğlu, Şırnak'ın Bestler- Dereler bölgesi kırsalına SİHA ile düzenlenen operasyonda, nokta atışıyla, yanındaki Botan saha sorumlusu olan "Aze Malazgirt" kod adlı Aslı Özkaya ve 5 korumasıyla etkisiz hale getirilmişti. HDP'li milletvekilleri Feleknas Uca, Sibel Yiğitalp, Berdan Öztürk, Nadir Yıldırım, Ahmet Yıldırım ve Leyla Birlik, Eroğlu'nun Diyarbakır'daki cenazesine ve taziyesine katılmışlardı.

İçişleri Bakanlığı'nın suç duyurusuyla 6 HDP milletvekili hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı. Hülya Eroğlu'nun 'Kandil hatırası' fotoğraf karesinde Selahattin Demirtaş da yer alıyor.

PKK çocukları hedef aldı! Kalleş saldırıPKK ÇOCUKLARI HEDEF ALDI! KALLEŞ SALDIRI

PKK terör örgütü kendini nasıl finanse ediyor? PKK Avrupa’da varlığı neye dayanıyor?PKK TERÖR ÖRGÜTÜ KENDİNİ NASIL FİNANSE EDİYOR? PKK AVRUPA’DA VARLIĞI NEYE DAYANIYOR?

PKK tarafından kızı kaçırılan anne Selahattin Demirtaş'a özgürlük isteyen HDP'ye tepki gösterdi! Bakan Süleyman Soylu o anı paylaştıPKK TARAFINDAN KIZI KAÇIRILAN ANNE SELAHATTİN DEMİRTAŞ'A ÖZGÜRLÜK İSTEYEN HDP'YE TEPKİ GÖSTERDİ! BAKAN SÜLEYMAN SOYLU O ANI PAYLAŞTI

PKK tarafından kaçırılan kızına böyle seslendi: Kardeşin askere gidecek onu mu öldüreceksin?PKK TARAFINDAN KAÇIRILAN KIZINA BÖYLE SESLENDİ: KARDEŞİN ASKERE GİDECEK ONU MU ÖLDÜRECEKSİN?

PKK gençleri artık kandıramıyor! Katılım sıfıra indiPKK GENÇLERİ ARTIK KANDIRAMIYOR! KATILIM SIFIRA İNDİ

PKK'nın iğrenç yüzünü itiraf etti: Arkadaşlarım tecavüze uğradıPKK'NIN İĞRENÇ YÜZÜNÜ İTİRAF ETTİ: ARKADAŞLARIM TECAVÜZE UĞRADI


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum