Cem Garipoğlu gibiler Osmanlı'da da vardı: Münevver Karabulut cinayetine yol açan Mayasız Ayin nedir?  

Cem Garipoğlu gibiler Osmanlı'da da vardı: Münevver Karabulut cinayetine yol açan Mayasız Ayin nedir? 

Giriş Tarihi: 14.08.2023  01:06 Güncelleme Tarihi: 14.08.2023  02:55

Münevver Karabulut cinayeti soruşturmasında avukat Rezan Epözdemir, 'Mayasız Ayin' ritüeline dikkat çekince Yahudi düşmanı yaftasına maruz kaldı. Oysa Cem Garipoğlu ile babasına cinayet için ilham veren ezoterik inanışın tarihsel bir geçmişi bulunuyor. Osmanlı devrinde adli kayıtlar, çocukları kaçırıp onların kanını İğneli Fıçı'da yahut vücutlarını keserek akıtan grupların vahşi cinayetleriyle dolu...

1/51

Cem Garipoğlu'nun 3 Mart 2009 tarihinde Münevver Karabulut'u başını keserek katletmesi, aradan yıllar geçmesine rağmen unutulmuyor.

2/51

Lise öğrencisi talihsiz genç kızın kurban gittiği vahşi cinayetin ardından Karabulut ailesinin avukatlığını üstlenen Rezan Epözdemir, soruşturma dosyasında gündeme gelmiş konulardan birine dikkat çektiği için 'antisemit' yaftasıyla karşılaştı.   

3/51

Katıldığı bir internet yayınında soruşturma sürecinde karşılaştığı olaylardan bahseden ve dosyadaki bazı ayrıntıları anlatan Epözdemir, Cezayir göçmeni Yahudi Garipoğlu ailesinin Münevver Karabulut'u bir ritüel gereği katletmiş olabileceğine işaret etti.     

4/51

"Olayın oluş şekline bakın: 29 bıçak kesisi, 5'i münferiden öldürücü... Ölmeden önce testere kullanılmış. Boyunda 'V' kesikleri. Bilekte çizikler..." diyen Epözdemir, şunları söyledi:     

5/51

"Münevver Karabulut, Bahçeşehir'de öldürülüyor. Cem Garipoğlu, korsan taksiyle tam 40 kilometre gidip, maktulenin cesedini babaannesinin evinin önündeki çöp konteynerine bırakıyor. Neden? Kime neyi ispat ediyorsunuz? Yargılama safhası sırasında burada bir tartışma oldu: Mayasız Ayin..."

6/51

"Cezayir asıllı bir aile... Yahudi kökenli... Osmanlı İmparatorluğu'nda da Yahudi kökenli birçok ailenin infaz edilmesinin müsebbibi buymuş. Mayasız Ayin... Nedir bu; 18 yaşına gelmiş bir erkek... Bakire genç bir kızı katledip rüştünü ispat ediyor."     

7/51

"Böyle bir ayin türü var... Dosyada, tutanaklara girdi; mahkeme kayıtlarında var. Mahkeme bunun üzerinde durdu yani, dedi ki... 'Bakire bir kız'... Bahçeşehir'de öldürülüyor. Babaannenin evine götürülüyor. Sebep Mayasız Ayin mi? Bu birinci ihtimal..."     

8/51

"İki: Annenin bir sırrını mı öğrendi? Çünkü 'Zeytinburnu sürtüğü' diye bir klasör yapmış. Zeytinburnu'ndan yazıştığı bir kız arkadaşı var, onunla yazışmalarını oraya koymuş Cem Garipoğlu. Hastalıklı bir ruh hali var. Maktule Münevver Karabulut'la olan yazışmaları da var, onları da koymuş."     

9/51

"Orada diyor ki: Seni sevgimle boğacağım. Bütün Türkiye bizi konuşacak. Senin için gitar çalmayı öğreniyorum. Panjurları kapatacağım, seni sıkacağım ve sevgimle boğacağım...     

10/51

Ailenin acaba bir sırrını mı öğrendi? Çünkü testere önceden alınmış, planlanmış. Bu ikinci ihtimaldi..."     

11/51

"Üç: Maktule direnmiş. Tırnaklarında Garipoğlu ailesindeki erkeklere ait DNA örnekleri var. Cem Garipoğlu'na cinayet sırasında kesin direnmiş. Cem bir şey yapmak istedi, tecavüz etmek istedi, bu nedenle mi cinayet işledi? Bu üçüncü ihtimaldi."     

12/51

"Dört: Baba (Mehmet Nida Garipoğlu) ve Cem birlikte yargılandığı için babanın da genç kızlara ilgisi olduğu söyleniyor, acaba baba mı maktuleye bir şey yapmak istedi? Onun genç kızlara ilgisi olduğu iddiası var."     

13/51

"Mahkeme binlerce sayfa, onlarca klasör üzerinden bu 4 ihtimal üzerinde durdu ama gerekçeyi somutlaştıramadı."     

14/51

Avukat Rezan Epözdemir, cinayeti 17 yaşındayken işleyen ve 197 günlük kaçışının ardından yakalandıktan sonra hapsedilen Cem Garipoğlu'nun 10 Ekim 2014 günü 22 yaşındayken Silivri Cezaevi'ndeki hücresinde çamaşır ipiyle kendini astığını hatırlattı.     

15/51

Cem Garipoğlu'nun cesedinin savcılık tarafından fotoğraflandığını, cesetten alınan DNA örneklerinin Garipoğlu ailesi ile uyuştuğunu kaydeden Epözdemir, eldeki mevcut verilere göre Cem Garipoğlu'nun intihar ederek öldüğünün kesin olduğunu dile getirdi.     

16/51

Rezan Epözdemir, gazeteci Fatih Altaylı ile söyleşisinin Youtube platformunda yayınlanmasıyla birlikte birdenbire tepkilerin odağına oturdu.     

17/51

Cinayetin nedenlerine ilişkin ihtimallerden biri olan Mayasız Ayin'i hatırlattığından ötürü sosyal medyada linç edilmeye çalışılan Epözdemir, bazı Musevîler tarafından 'antisemitik' olarak yaftalandı.     

18/51

Oysa bu tip cinayetlerin tarihsel bir arkaplanı bulunuyor. Yahudilerin 'Hamursuz Bayramı' sırasında Kabalacı bazı sapkın grupların küçük çocukları kaçırarak İğneli Fıçı'ya koyduğu ve burada biriken kanları maya katılmayan ekmekte kullandıkları biliniyor.     

19/51

Avrupa, Amerika, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde pek çok adli vaka kayıtlarına giren bu tip cinayetler, genellikle İsrailoğullarının ezoterik kanunlara bağlı olan ve Tevrat'tan ziyade gizli-şeytanî öğretileri benimsemiş kesimlerce işleniyor.   

20/51

Kan içme, cinsel sapkınlıklar, bakire kızları öldürerek kendini ispat etme gibi ritüellere bu tip sapkın Yahudi gruplar başvuruyor.    

21/51

Münevver Karabulut cinayetine benzeyen olayların tarihteki seyrini 1930'larda yazdığı 'İğneli Fıçı' adlı kitapta toplayan yazar Cevat Rıfat Atilhan, geçmişteki bu tip cinayetleri çarpıcı biçimde anlatıyor.     

22/51

Adli kayıtlardan biri, Nisan 1875'te Şam'da Hanri Abdünnur adlı çocuğun öldürülmüş halde bir kuyuda bulunduğunu bildiriyor. Çocuğun bir Yahudi tarafından İğneli Fıçı'ya konulup kanının alındığı şayiası şehir geneline yayılınca Şam halkı ayaklandı.   

23/51

Meselenin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarılması için titizlikle hareket eden dönemin Osmanlı hükümeti, kuyudan çıkarılan çocuğun otopsisine doktorlardan oluşan bir 'konsorsiyum' davet etti. Heyette Türk, İngiliz, İtalyan, Romen, Yunan ve Yahudi hekimler vardı.     

24/51

6 yaşındaki çocuğun toprak ve çamurla kaplanmış elbiselerini çıkaran ekip, çocuğun bileğinde, orta parmak hizasında, tarak kemikleri yanında iki santimetre boy ve yarım santim genişlikte keskin bir aletle açılmış oyuk buldu.     

25/51

Çocuğun iç organları çıkarıldı ve ne ciğerinde ne de kalbinde tek damla kana rastlanmadı. Yazar Cevat Rıfat Atilhan, Şam'da cinayete kurban gitmiş çocuğun otopsisine ilişkin satırları şöyle bitiriyor:     

26/51

"Mide deliğinde leblebi ile yemek vardı, hiçbir mayi ihtiva etmiyordu. Teşrih esnasında kokma yüzünden parçalandı. Barsaklarda bolca gaz vardı. Cesedin teşrihi bitti ve açıkça kan nezfi olduğu anlaşıldı ve bunun, bu çocuğun kanını almak için irtikab edilmiş bir cinayet olduğu anlaşıldı. Halkın iddia ettiği gibi bir İĞNELİ FIÇI vakası olduğuna ittifakla karar verildi."     

27/51

Cevat Rıfat Atilhan sonrasını ise şöyle anlatıyor:

"Bu rapor, katilleri dehşet, korku ve heyecan içinde bıraktı. Osmanlı tabiiyetinde Müslüman, Hıristiyan, hatta Yahudi doktorlardan oluşan hekimlerin elbirliğiyle verdikleri bu rapor üzerine, satılmış vicdanlar şaşırdı. Yahudi parasına kanmış bu kalpsiz insanlar, hayasızlıklarında o kadar ısrar ettiler ki, kanı son damlasına kadar alınmış çocuğun tesadüfen boğularak öldüğünü, ilmin ve hekimliğin haksızlık yaptığını ve toplumda nifak yaratmak için böyle bir rapor tanzim edildiğini iddia edecek kadar küstahlaştılar."     

28/51

"Tarihin resmi vesikalara dayanarak önümüze sürdüğü sayısız facialarda Yahudiler daima iki şeye müracaat etmişlerdir: Para ve propaganda... Bu iki kuvvet sayesinde cinayetlerini örtbas etmeye, canileri kurtarmaya çalışmışlardır."     

29/51

"Buna rağmen ekseriya cinayetleri cezasız kalmamış ve katiller asılarak yok edilmişlerdir. Bu zavallı Hanri Abdünnur adlı çocuğun vücudundaki bütün kan aspiratör denilen bir aletle alınmış ve bu kan, hamursuza konmuştur."     

30/51

1885 yılında Kahire'de yayınlanan Habip Faris imzalı bir eserde de 1881 yılında İzmir'deki 'hamursuz' cinayetinden bahsediliyor. Bir Yunan çocuğun kaçırıldığı olay, iddiaya göre şöyle cereyan etti:     

31/51

"Bu senenin sonunda Hamursuz Bayramı yaklaşırken Stefo isminde Yunan tebaasından bir çocuk ortadan kaybolmuş ve halkla hükümetin uzun araştırmasından sonra kanı hamursuz için son damlasına kadar alınmış halde bulunan ceset denizden çıkarılmış, bunun üzerine Osmanlı ve Yunan tebaalı Rumlar, Karataş Yahudi mahallesine hücum ederek hayli tahribat yapmışlardır."     

32/51

Cevat Rıfat Atilhan, 1900 yılında Manastır şehrinde vuku bulan bir hadiseyi ise dönemin kayıtlarından yola çıkarak şöyle anlatıyor:     

33/51

"Sene 1315 Rumî... (1900) Mayıs ayının 12'si... Manastır şehrinde Yahudi mahallesinde bir yangın çıkmış ve bir kısım evler yanıp kül olmuştur. Yangın söndürüldükten bir gün sonra taş bir evin bodrumundan bir inilti duyulmuş, itfaiye ve halkın yardımıyla bodruma girilmiş ve orada tüyler ürpertici, müthiş bir manzara ile karşılaşılmıştır."     

34/51

"Manastır'ın Magarava köyünden Kosti oğlu Dobre isminde 15 yaşlarında bir Bulgar çocuğu, insanlıktan çıkmış, şuurunu kaybetmiş, yüzü sapsarı kesilmiş bir halde sabit nazarlarla gelenlere bakıyordu. Bu, İğneli Fıçı'da kanı alınmak üzere iken yangın nedeniyle kurtulabilmiş bir bedbahttı. Bu hadise halk arasında müthiş bir heyecan yaratmış ve tekmil Bulgar köylüleri şehre akın etmişlerdir."     

35/51

"Sadır olan irade-i seniyye (Padişah fermanı) üzerine bir Divan-ı Harb (mahkeme) kurulmuş ve elde edilen caniler isticvab edilmişlerdir (sorguya çekilme)."     

36/51

"Haham Şaban, terzi Mişon ve kundura tamircisi Salomon isimli caniler idama ve yardımcıları olan üç şahıs da müebbed kürek cezasına mahkûm edilmişlerdir. Hüküm, cinayet mahalli olan evin önünde infaz edilmiştir."     

37/51

Bu olayı 1902 yılında İstanbul'un Balat semtinde başka bir vaka daha takip etti. O dönem İstanbul'da yayınlanan Malumat gazetesi muhabiri Faruk Bey, Balat'taki tuhaf olayı şöyle anlatıyor:     

38/51

"Şehri hâlin yirminci günü Balat'ta İskele Caddesi'nde 63 numaralı evde oturmakta olan ve eskicilikle meşgul bulunan 1287 (1872) tevellütlü (doğumlu) Avram oğlu Moiz'in sırtında taşıdığı müstamel (eski) eşyaya mahsus çuvalın vaziyeti ile merkumun (âdi insan) hali nazarı kati calip görüldüğünden (şüpheli durumu dikkat çektiğinden)..."     

39/51

"...polis memuru Fahreddin oğlu Ali Rıdvan Efendi tarafından takip edilmiş ve İskele Caddesi'nin sağındaki dar sokağa saparken mahalle bekçisi Şebinkarahisarlı Zekai oğlu Satılmış'ın yardımıyla tevkif edilerek Balat Karakolu'na sevk edilmiştir."     

40/51

"Evvela büyük bir telaş ve havf (korku) içinde firara teşebbüs eden merkum Moiz, etrafta toplanan ve adetleri yirmiye baliğ olan bazı Yahudilerin ika' eyledikleri (yaptıkları) şamata ve müdahaleleriyle kurtarılmak istenmiş ve..."     

41/51

"...ayrıca Tahtakale'de boya ve hırdavat ticaretiyle meşgul olan 1279 (1864) tevellütlü Mizrahi Saltiyel'in karısı Sara binti Ester tarafından polis memuruna 50 ve bekçiye 25 altın rüşvet teklif edilmiş ise de memurlarımız Ester'i de bu fiilinden dolayı karakola sevk ederek bir zabıtname tanzim etmişlerdir."     

42/51

"Karakolda Komiser Hasan Saffet Efendi, Polis Yusuf Ziya Efendi ve diğer şahitler huzurunda çuval küşad edilince (açılınca), içinde ağzı sıkı sıkı bağlanmış 6-7 yaşlarında sünnetli bir Müslüman çocuğu bulunduğu dehşet içinde müşahade edilmiştir. Bu çocuğun Sultan Selim Caddesi 27 numaralı hanede mukim ve Çarşı-i Kebîr'de terlikçilikle iştigal eden Süleyman oğlu Fevzi Efendi'nin Bayram ismindeki oğlu olduğu tahkikat sonucu anlaşılmıştır."     

43/51

"Karakol önünde heyecan içinde toplanan halk, kendi paralarıyla 3 fayton tutarak ve bir kısım halk da yaya olarak faytonun peşine takılarak polis ve bekçi refakatinde Sultan Selim Caddesi'ndeki haneye giderek çocuğun valdesi Fitnat Hanımı karakola getirmişlerdir. Fitnat Hanım evladını şaşkın bir halde görünce düşüp bayılmıştır."     

44/51

"Karakol civarında mukim ve Eminönü'nde tababetle iştigal eden doktor Vahram Fenerciyan'a müdavemat-ı iptidaiye (sağlık muayenesi) yaptırıldıktan sonra çocuk ebeveynine teslim edilmiş, halk tarafından kiralanan faytonla evlerine gönderilmiştir. Mücrim (zanlı) evrakı ile zaptiye nezareti celilesine sevk edilmiştir."   

45/51

Ancak gazeteci Faruk Bey'in bu haberi Malumat gazetesinde basılacağı sırada Zaptiye Nezareti'nden gönderilen memurlar, halkın galeyana gelebileceğini öne sürerek haberin yayınlanmasına engel oldu.     

46/51

Bu endişede, birkaç yıl önce Rumların İzmir'de Yahudi mahallesini basarak ortalığı birbirine katmasının şüphesiz ki payı büyüktü.     

47/51

Yazar Cevat Rıfat Atilhan, Balat'taki bu olayın şahitlerinden biri olarak 1930'larda hâlâ hayatta olan Malumat gazetesi yazarlarından Konsolitçi Asaf Bey'i gösteriyor.     

48/51

Sapkın ezoterik tarikatların çocuk kanı akıtma yolunda neler yaptıklarına ilişkin tafsilatlı örnekler 'İğneli Fıçı' kitabında yeterince mevcut.   

49/51

Münevver Karabulut cinayetinde 'Mayasız Ayin' ritüeline dikkat çekenleri 'antisemit' olarak yaftalamadan önce bir kez daha düşünmek gerekiyor.

50/51

51/51

Münevver Karabulut cinayeti soruşturmasında avukat Rezan Epözdemir, 'Mayasız Ayin' ritüeline dikkat çekince Yahudi düşmanı yaftasına maruz kaldı. Oysa Cem Garipoğlu ile babasına cinayet için ilham veren ezoterik inanışın tarihsel bir geçmişi bulunuyor. Osmanlı devrinde adli kayıtlar, çocukları kaçırıp onların kanını İğneli Fıçı'da yahut vücutlarını keserek akıtan grupların vahşi cinayetleriyle dolu...

Mayasız ayini nedir, nasıl yapılır? Münevver Karabulut cinayetinde ayin iddiası!

Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir, Münevver Karabulut cinayetindeki "Mayasız Ayin" iddiasını açıkladı.

Münevver Karabulut cinayeti, yine Türkiye'nin gündeminde...

Cem Garipoğlu'nun bundan 14 yıl önce Münevver Karabulut'u katlettiği dava dosyası dikkatleri tekrar çekti.

Fatih Altaylı YouTube kanalında Münevver Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir'i konuk aldı.

Avukat Epözdemir, Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.

Münevver Karabulut davasının nasıl başladığını açıklamasıyla ilk günden günümüze kadar geçen süreci tekrar aktardı.

Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan avukat Rezan Epözdemir'in açıklamalarında dikkat çeken nokta, ''Münevver Karabulut cinayetindeki 'Mayasız Ayin' iddiası'' oldu.

Mayasız Ayini nedir

Epözdemir, Garipoğlu'nun ailesinin, Cezayir göçmeni Yahudi kökenli bir aile olduğunu, Münevver Karabulut'u 'rüştünü ispat etmek' üzere Yahudilere has bir ayinle öldürülmüş olabileceğini açıkladı.

Münevver Karabulut'un avukatı şu ifadeleri kullandı:

Yargılama esnasında bir tartışma oldu: mayasız ayini. Cezayir asıllı bir aile, Yahudi kökenli. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de birçok Yahudi kökenli ailenin infaz edilmesinin müsebbibi buymuş: Mayasız Ayini.

Nedir bu? 18 yaşına gelmiş bir erkek; bakire genç bir kızı katledip rüştünü ispat edecek. Böyle bir ayin türü var. Mahkeme tutanaklarına da girdi. Bunun üzerinde duruldu. Bakire bir kız, Bahçeşehir'de öldürülüyor, babannenin evine getiriliyor. Acaba bu mu?