Dünya için eski Tunç Soyer için yeni bilgi; Türkleri camilere doldurup diri diri yaktılar!

CHP'li Tunç Soyer, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluş töreninde, yüzyıllar boyu savaşarak kendisine vatanı emanet eden Osmanlı'ya kin kustu, 'denize dökülen düşman'ı hiç ağzına almadı. CHP'nin hiç anmadığı Yunan’ın İzmir işgaliyle binlerce Türk katledildi. Camiler, içine toplananlarla birlikte yakıldı. Kentte taş üstünde taş bırakılmadı. Bugün ise İzmir’i yöneten Tunç Soyer ve diğer CHP’liler bu vahşeti görmezden geliyor.

Dünya için eski Tunç Soyer için yeni bilgi; Türkleri camilere doldurup diri diri yaktılar!
18 Eylül 2022 - 10:22 - Güncelleme: 18 Eylül 2022 - 11:58
Dünya için eski Tunç Soyer için yeni bilgi; Türkleri camilere doldurup diri diri yaktılar!
Giriş Tarihi: 18.9.2022  07:04 Son Güncelleme: 18.9.2022  10:06
İşgalci Yunan Türkleri camilere doldurup yaktı! İşte CHP'nin görmediği Yunan vahşetiİşgalci Yunan Türkleri camilere doldurup yaktı! İşte CHP'nin görmediği Yunan vahşeti
Sabah
İşgalci Yunan Türkleri camilere doldurup yaktı! İşte CHP’nin görmediği Yunan vahşetiCHP'li Tunç Soyer, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluş töreninde, yüzyıllar boyu savaşarak kendisine vatanı emanet eden Osmanlı'ya kin kustu, 'denize dökülen düşman'ı hiç ağzına almadı. CHP'nin hiç anmadığı Yunan’ın İzmir işgaliyle binlerce Türk katledildi. Camiler, içine toplananlarla birlikte yakıldı. Kentte taş üstünde taş bırakılmadı. Bugün ise İzmir’i yöneten Tunç Soyer ve diğer CHP’liler bu vahşeti görmezden geliyor.

İşgalci Yunan Türkleri camilere doldurup yaktı! İşte CHP'nin görmediği Yunan vahşeti
Yunan’ın İzmir işgaliyle binlerce Türk katledildi. Camiler, içine toplananlarla birlikte yakıldı. Kentte taş üstünde taş bırakılmadı. Bugün ise İzmir’i yöneten Tunç Soyer ve diğer CHP’liler bu vahşeti görmezden geliyor.
Dünya için eski Tunç Soyer için yeni bilgi; Türkleri camilere doldurup diri diri yaktılar!
 

Bugün İzmir'i yöneten CHP'li Tunç Soyer'in, İzmir'in Yunan İşgalinden kurtarılmasının yıldönümü için hazırlanan kutlama programında, işgali yapan Yunan'a tek bir söz söylemeden Osmanlı'ya sövmesi, aslında "rehinenin kendisini rehin alan kişiye âşık olması" olarak tarif edilen "Stockholm sendromu" hastalığını akıllara getirdi.

I. Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan emperyalist güçlerin kararıyla harekete geçen Yunanistan Krallığı, 15 Mayıs 1919'da başlayan işgal harekâtında tam anlamıyla bir kıyıma girişmişti. 3 yıl süren işgal sürecinde (9 Eylül 1922) yüzlerce İzmirli katledildi. Daha işgalin ilk günü 400 Türk süngülenmişti.

 Askerler, kadınlara tecavüz ediyor, göğüslerini kesip şehit ediyordu. Müslümanlar, barbarların saldırısından korunmak için girdiği camilerde canlı canlı ateşe verildi. İşte Rum ve Ermeni çetelerinin desteğini alan Yunan katliamının gerçek hikâyesi...

YABANCILAR ANLATIYOR

Tarihçi Justin McCarthy'ye göre Yunanların Müslümanları katletmek veya uzaklaştırmak için kullandığı yöntemler, daha önceki savaşlarda özellikle Balkan Savaşları sırasında uygulananların aynısıydı. Yunanların İzmir'e ayak basmasıyla Müslümanlar katledilmeye başlandı ve 1920-1921 yıllarında yüksek gerilime ulaşan devlet destekli bir terör uygulandı.

 İzmir'de yaşayan İngiliz Donald Whitall, katliamı şu sözlerle anlattı: "Gümrük Dairesi ile Kramer Oteli arasındaki sahada elleri havada yürütülen yaklaşık 30 kadar silahsız erkeğin katledilmesine istemeyerek şahit oldum. Bu katliamın tamamı Yunan askerleri tarafından yapılmıştı."

 Arizona adlı Amerikan savaş gemisi kumandanının anlattıkları da katliamı gözler önüne seriyor: "Silahsız yaşlı erkekler ve hiç kimseye zararı dokunmayan halktan Türkler, Rumlar tarafından yere serildi. Bıçak ve süngülerle hançerlenmelerin ardından üzerlerindeki elbiselerle değerli eşyaları alınıp vücutları denize savruldu. Hatta bir tanesi deniz atıldıktan sonra, bu kez Yunan askerleri tarafından tekrar kurşunlandı."

"YABANİ KUDURGANLAR"

 Sovyet Büyükelçisi Aralov anılarında Yunan zulmünü "Kaçmakta olan düşman, yabani bir kudurganlık içinde, yolda rastladığı her şeyi yakıp yıkıyordu. Uşak, Aydın, Manisa şehirleri ve köylerin çoğu yakılmıştı" diye anlatır. Aralov, 2 Eylül 1922 günü Ankara'dan Moskova'ya gönderdiği telgrafta da Türk köylerinin çoğunluğunun sakinleriyle birlikte yakıldığı haberini geçmiştir.

KATLİAM ÖRTBAS EDİLDİ

 İtilaf güçleri vahşet olaylarını yerinde incelemek üzere İzmir'e 1919 Temmuz ayında bir Fransız, bir İtalyan, bir İngiliz ve bir de Amerikalı delegenin liderliğinde bir komisyon gönderdi. İşgali takip eden olaylardan dolayı Yunan askerleriyle subayları suçlu bulundu ve işledikleri mezalim, "Yunan katliamı ve soygunu" diye adlandırıldı. Fakat rapor örtbas edildi. İngilizler raporun duyurulmasının Anadolu üzerindeki emellerini zora sokacağını hissetti.

TARİHİ DEĞİŞTİREN EMİR

 Takvim yaprakları 26 Ağustos 1922'yi gösterdiğinde Türk ordusu sabah saat 05.00 sularında topçu atışlarıyla birlikte Büyük Taarruz'u başlatmıştı. 31 Ağustos 1922 "Başkomutan Meydan Muharebesi" büyük bir destan yazılarak kazanıldı. 9 Eylül 1922'de ise Türk Kuvvetleri'nin İzmir'e girilmesi emri verildi. Böylece Yunan mezalimi ve işgali sonlandırılmış oldu.

'OSMAN KALK DÖNDÜK'
 Gazeteci Murat Bardakçı ise Bursa'nın Yunan işgali altında bulunduğu dönemde, Yunan Kralı Konstantin'in Türk topraklarını işgale çalışan askerlerine moral vermek maksadıyla, 1921 yazında Anadolu'ya geldiğini yazar: "Yunan Kralı, Başbakanı Dimitri Gunaris ve komutanı Anastas Papulas ile Bursa'da Osman Gazi'nin kabrine gitti, içeriye çizmeleriyle ve kılıcıyla girip sandukayı tekmeledi, 'Osman, kalk da bak! Döndük' dedi. Tarihçilerin anlatımına göre Yunanlar, Bursa'da Osman Gazi Türbesi'ne Kral Konstantin'in resmini astılar. Şehzade mezarlarına insan dışkısı bıraktılar. İşgal Kuvvetleri Komutanı Sofokles ise türbelerine dayanıp hatıra pozu verdi.

KATLETMEDEN ÖNCE IRZLARINA GEÇTİLER

 McCarthy, İtalyan Konsolusu M. Miazzi'nin Bursa'da bir Türk köyünü ziyaret etmesinin şu şekilde rapor edildiğini yazıyor: "Burada Yunanlılar 60 kadın ve çocuğu işkenceye tabi tuttuktan sonra katletmişlerdi. Öldürülmeden önce çoğunun ırzına geçilmişti. Kadınların memeleri kesilmişti. Sonradan bu olay yöreyi ziyaret eden Fransız konsolosu Yüzbaşı Kocher tarafından da doğrulandı."

ÇATILARDAN TOP ATEŞİNE TUTTULAR

 McCarthy, Aydın'ın 27 Mayıs'ta işgal edilmesinden sonra çatılara makineli tüfekler yerleştirilerek Türk mahallelerinin top ateşine tutulduğunu ve yakıldığı ifade ediyor: "Silah sesleri ve çığlıkları duymak tüyler ürperticiydi. Aydın'daki olaylar sonucunda şehirde yaşayan 30 bin Türk'ten geriye 5 aile kalmıştı. Şehrin civarındaki 81 köy de yakıldı."

MÜSLÜMANLARIN MEZARLARINI ÇİĞNEYİP KİRLETTİLER

Türklerin evleriyle hükümet binaları harap edildi. Müslümanların dini binaları ve kuruluşlarıyla İslamiyet'in en belirgin sembolleri belirgin bir şekilde hakarete maruz kaldı. Yunan işgalciler Manisa'ya girer girmez şehirdeki tüm camilerle derviş tekkelerini, din okullarını ve Müslüman mezarlarını çiğneyip kirletti. Aydın vilayetine bağlı Karatepe Köyü 14 Şubat 1922'de hem Yunan birlikleri hem de yerli Rum çeteleri tarafından sarılmıştı. Tüm yerli halk köyün camisine tıkıldı ve cami ateşe verildi. Alevlerin arasından dışarı kaçmayı başarabilen birkaç kişi de kurşunlandı.

YARIN: YUNAN VE ERMENİLERİN KATLİAM SİCİLİ

Yunanların Türk katliamları
Ana maddeler: Yalova KatliamıMenemen Katliamıİzmit Katliamı ve 1922 Manisa yangını

Yunan birliklerinin geri çekilirken yaktığı bir Türk köyünde sıhhiyeciler yaralıları taşıyor (Ağustos 1922).

Justin McCarthy'ye göre Türk Bağımsızlık Savaşı boyunca 640,000 Türk sivil Yunan ordusu tarafından öldürüldü.[22][23] 14/15 Mayıs 1919 günü İzmir'in işgal edilmesinden sonra Yunan birlikleri şehrin Türk nüfusunun bir kısmını katletti.[24] İtilaf Devletleri'nin kaynaklarına göre 15 Mayıs 1919 günü 300 ila 400 Türk öldürüldü.[25][26] Yunan ordusu Anadolu içlerine doğru ilerledikçe bölgede yaşayan Türkler katliamlar, tecavüzler ve yıkımla karşı karşıya kaldı.[24] Bir Britanyalı askerî yetkili olan Harold Armstrong Yunan ordusunun İzmir'den Anadolu içlerine doğru ilerlerken sivilleri katlederek, yakarak, yağmalayarak ve tecavüz ederek gittiğini bildirdi.[27][28] Britanyalı tarihçi Arnold J. Toynbee, 15 Mayıs 1919 günü İzmir'in Yunanlar tarafından işgalinden sonra organize bir şekilde katliamların yürütüldüğünü yazdı. Toynbee, Yunanların İzmitYalova ve Gemlik bölgelerinde yürüttüğü zulme tanıklık ettiğini ve söz konusun bölgelerde evlerin yağmalandığını ve yakıldığını belirtti.[29] Marjorie Housepian'a göre Yunan işgali altındaki İzmir'de 4000 Müslüman idam edildi.[30] Menemen Katliamı'nda 200 Türk sivil öldürüldü. Bir köyde Yunan ordusu köye zarar vermemeleri için 500 altın lira talep etti. Ödeme yapıldı, ancak köy yine de yakılıp yıkıldı.[31] Bergama Baskını sonucu, 80.000[32]-100.000[33] Türk sivil bölgeyi göç etmeye zorlandı.


Savaş boyunca yakılan kasabalar

birçok kaynağa göre, Yunan ordusu savaşın son kısmında Anadolu'dan çekilirken bir yakıp yıkma taktiği izledi.[34] Ortadoğu tarihçisi Sydney Nettleton Fisher'a göre; "Geri çekilme sırasında Yunan ordusu bir yakıp yıkma taktiği izledi ve öfkelerini savunmasız Türk köylülerinden bilinen her yolda çıkardı."[34] Norman M. Naimark'a göre,"Yunan geri çekilişi yerel halk için işgalden daha yıkıcıydı".[35]James Loder Park, dönemin İstanbul ABD Konsolos yardımcısı, Yunanların Anadolu'yu boşaltmasından hemen sonra bölgeyi gezdi ve İzmir'i çevreleyen, gezdiği yerlerdeki durumu ve 1922 Manisa yangını gibi olayları rapor etti.[36]

Kinross'a göre, "Bölgedeki kasabaların çoğu harabeye dönmüştü. Uşak'ın üçte biri artık yoktu. Alaşehir, yamaçları tahrif eden karanlık bir kavrulmuş boşluktan başka bir şey değildi. Köyün ardına köy, Yunan askerleri tarafından kül yığını haline getirildi. Tarihi kutsal şehir Manisa'daki 18,000 binadan sadece 500'ü ayakta kaldı."[37]


Yalova Katliamı sırasında Narlı köyünde öldürülmüş yaşlı bir adam.

Yalova Katliamı'nda yakılmış kasabaların haritası

Ölüm sayısı açısından Türklere yönelik en büyük katliam olan Yalova Katliamı'nda ErmenilerinRumların ve Çerkeslerin[38], Yunan ordusu ile işbirliği yaptığı görüldü. OrhangaziYenişehir ve Armutlu katliam sırasında yakıldı. Armutlu'da kadınlar sistematik olarak tecavüze uğradı.[39] İstanbul Hükümeti'nin hayatta kalanlar ile yaptığı bir soruşturma sonucu ölü, kayıp ve yaralı sayısı toplam 35 olarak belirlense de, diğer Osmanlı ve Türk belgeleri ölü sayısını 5,500-9,900 olarak tespit etti.[40][41][42]


Kapaklı'da yaralı bir kadın

"Durmuş", elleri kesilmiş, yaralı bir erkek çocuk.

Geri çekilme sırasındaki Yunan vahşeti örneklerinden birinde, 14 Şubat 1922'de Aydın Vilayeti'nin Türk Karatepe köyünde, köy Yunanlar tarafından kuşatıldıktan sonra tüm sakinler camiye konuldu ve cami yakıldı. Ateşten kaçmayı başaran az sayıda kişi vuruldu. Toplam 385 kişi öldürüldü.[43][44] İtalyan konsolosu M. Miazzi, Yunanların 60 kadın ve çocuğu katlettiği bir köyü ziyaret ettiğini rapor etti. Bu rapor, daha sonra Fransız konsolosu Captain Kocher tarafından doğrulandı.[45]


Ebeveynleri öldürülmüş iki küçük Müslüman yetim.

Mart-Nisan 1921'de, Bilecik kasabası geri çekilen Yunan ordusu tarafından yakıldı. 208 kişi öldürüldü.[46] Yunan ordusunun acelesi, yıkımın seviyesini azalttı.[47]

24 Haziran 1921'de İzmit'te, çoğunlukla erkeklerden oluşan 300 kadar kadar sivil Yunan ordusu tarafından idam edildi.[48][49] Bununla birlikte şehir yağmalandı ve bir bölümü ateşe verildi.[50][51]

5 Eylül 1922'de Salihli Yunan ordusu tarafından ateşe verildi. Şehirdeki binaların %65'i yok oldu[36] ve en az 76 kişi yanarak öldü. Ayrıca, 100 kız tecavüz etmek için kaçırıldı.[52]

4 Eylül'de ise Turgutlu kasabası Yunanlar tarafından ateşe verildi. 6 Eylül'e kadar süren yangın sonucu şehrin %90'ı yok oldu ve 1.000 kadar kişi öldü.[36]

Yunan ordusu tarafından çıkarılan yangınlar sonucu Uşak'ta 200[53]Alaşehir'de 3000 kişi yanarak öldü.[54]

1922 Manisa yangını boyunca 3500 kişi yanarak ölürken, 855 kişi Yunan askerleri tarafından vurularak öldürüldü. Ayrıca Türk kaynaklarına göre, 300 kız tecavüz edilmek için kaçırıldı.


1922 Manisa yangını'ndan sonra bir sokak.

Gülfem Kaatçılar İrem, küçük bir kız olarak Manisa'daki yangına tanık oldu ve ailesi ile tepelere kaçtı, onun hatırladıkları:

"Sabaha karşı milislerden kaçtıktan sonra, tepelerde gizlemek için kuru bir dere yatağına tırmandık. Biz tırmanırken, şehir yanıyordu, ve biz onun ışığı ile aydınlatıldık ve ısısı bizi ısıttı. Şehir üç gün ve üç gece yandı. Ben evlerin pencere camlarını bomba gibi patladığını gördüm. Üzüm reçeli gibi köpüren, birbirine yapışmış. Havada kendi ayakları ile ölü inekler ve atları, balonlar gibi. Eski ağaçlar kökleri ile devrildi. Ben bu şeyleri unutmadım. Isı, açlık, korku, koku. Üç gün sonra, aşağıda vadide toz bulutları göründü. At sırtında Türk askerleri; biz onları tepelerde bizi öldürmeye gelen Yunanlar sanıyorduk. Ben yeşil ve kırmızı bayraklar taşıyan üç asker hatırlıyorum. İnsanlar ağlıyor, atlarının toynakları öpüyordu "Bizim kurtarıcılarımız geldi diye."[55]

Johannes Kolmodin, İzmir'deki İsveçli bir doğubilimci idi. Kendisi mektuplarında Yunan ordusunun 250 Türk köyünü yaktığını yazdı.[56] Ayrıca 30.000'den fazla bina Yunan ordusu, yerel Rumlar ve onların Ermeni destekçileri tarafından yakıldı.[57][58][59][60][61]

Savaşın son aşamasında, bilirkişilerin oluşturduğu Tetkik HeyetiAydın ve çevresinde incelemelerde bulunmuş ve rapor vermiştir. Bu rapor, "Tetkik Heyeti Raporu" olarak bilinmektedir.

Madde 32: Alevler içinde kalan mahalleden kaçmaya çalışan kadın erkek, çocuk, Türklerin büyük bir kısmı mahalleyi şehrin kuzey kısmına bağlayan bütün yolları tutan Yunan askerleri tarafından sebepsiz olarak öldürülmüşlerdir.[62]
 
Madde 40: Aydın Vilayeti’nin Yunan kuvvetleri tarafından işgali, mahsul ve mülk bakımından büyük maddi hasarlar yaratmıştır.[62]
 

KATLETMEDEN ÖNCE IRZLARINA GEÇTİLER
 McCarthy, İtalyan Konsolusu M. Miazzi'nin Bursa'da bir Türk köyünü ziyaret etmesinin şu şekilde rapor edildiğini yazıyor: "Burada Yunanlılar 60 kadın ve çocuğu işkenceye tabi tuttuktan sonra katletmişlerdi. Öldürülmeden önce çoğunun ırzına geçilmişti. Kadınların memeleri kesilmişti. Sonradan bu olay yöreyi ziyaret eden Fransız konsolosu Yüzbaşı Kocher tarafından da doğrulandı."



ÇATILARDAN TOP ATEŞİNE TUTTULAR
McCarthy, Aydın'ın 27 Mayıs'ta işgal edilmesinden sonra çatılara makineli tüfekler yerleştirilerek Türk mahallelerinin top ateşine tutulduğunu ve yakıldığı ifade ediyor: "Silah sesleri ve çığlıkları duymak tüyler ürperticiydi. Aydın'daki olaylar sonucunda şehirde yaşayan 30 bin Türk'ten geriye 5 aile kalmıştı. Şehrin civarındaki 81 köy de yakıldı."



MÜSLÜMANLARIN MEZARLARINI ÇİĞNEYİP KİRLETTİLER
Türklerin evleriyle hükümet binaları harap edildi. Müslümanların dini binaları ve kuruluşlarıyla İslamiyet'in en belirgin sembolleri belirgin bir şekilde hakarete maruz kaldı. Yunan işgalciler Manisa'ya girer girmez şehirdeki tüm camilerle derviş tekkelerini, din okullarını ve Müslüman mezarlarını çiğneyip kirletti. Aydın vilayetine bağlı Karatepe Köyü 14 Şubat 1922'de hem Yunan birlikleri hem de yerli Rum çeteleri tarafından sarılmıştı. Tüm yerli halk köyün camisine tıkıldı ve cami ateşe verildi. Alevlerin arasından dışarı kaçmayı başarabilen birkaç kişi de kurşunlandı.

İşte CHP’nin görmediği Yunan vahşetiİŞTE CHP'NİN GÖRMEDİĞİ YUNAN VAHŞETİ
CHP’li Tunç Soyer bunları bilir mi? Yunan zulmü Türklere tarihin en dehşet veren işkencelerini uyguladıCHP'Lİ TUNÇ SOYER BUNLARI BİLİR Mİ? YUNAN ZULMÜ TÜRKLERE TARİHİN EN DEHŞET VEREN İŞKENCELERİNİ UYGULADI

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum