Başkan Erdoğan'dan 'Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda önemli açıklamalar! Türkiye öncülüğünde kritik Rusya-Ukrayna görüşmesi

11 Ocak 2023 - 23:30

Başkan Erdoğan'dan 'Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda önemli açıklamalar! Türkiye öncülüğünde kritik Rusya-Ukrayna görüşmesi

Giriş Tarihi: 11.1.2023  15:20 Son Güncelleme: 11.1.2023  17:12

Son dakika: Başkan Erdoğan'dan başörtüsü teklifi çıkışı: TBMM üzerine düşeni yapmazsa son söz milletin

Taliban'ın kız öğrenci kararı... Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse bunu İslam'la açıklamasın

Erdoğan'dan Taliban'ın kararına tepki: İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 'Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuştu. Erdoğan, ''‘Gelişmiş’ diye ifade edilen ülkelerin salgın döneminde sadece kendilerini korumak adına sergiledikleri bencillikleri bugün utançla hatırlıyoruz. Aşı ve maske gibi salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan tıbbi malzemelerin nasıl bir rekabet unsuru haline dönüştürüldüğünü halen unutmadık. Hatta bu süreçte kendi halkları içindeki dezavantajlı kesimleri dahi hizmet yelpazesinin dışında tutacak kadar vicdanını yitiren ülkeler gördük" diye konuştu.

Başkan Erdoğan’dan ’Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı’nda önemli açıklamalar! Türkiye öncülüğünde kritik Rusya-Ukrayna görüşmesiCumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ‘’Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı’'nda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, "Bugün NATO'da, Avrupa Konseyinde veya BM çatısı altında beraber olduğumuz bazı ülkeler, Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür." diyerek sert çıktı. Başörtüsüne anayasal güvenceyle ilgili de "Şayet Meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimiz verecektir." dedi. Öte yandan konferans kapsamında Türkiye-Rusya-Ukrayna ombudsmanları 3'lü buluşma gerçekleştirdi. Ukrayna ve Rusya ombudsmanları, yaralı ve askerlerin değişimi konusunda iki ülke arasında 'kavuşma koridoru' açılması için Türkiye Ombudsmanı Şeref Malkoç başkanlığında bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taliban'ın kız öğrencilerle ilgili aldığı karara tepki göstererek "Gayri insani ve gayri İslami buluyoruz. Bir defa bizim dinimizde böyle bir şey yok. Kimse bize İslam'la bize tanımlamasın. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor" dedi. Erdoğan, başörtüsü düzenlemesine ilişkin "Meclis gereğini yapmazsa son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimizin kendisi verecektir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Taliban'a rest çekti Bu işin takipçisi olacağızSon dakika haberi: Başkan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Terörle mücadele konusunda ikiyüzlü tavır sergileyen Batı'ya tepki gösteren Başkan Erdoğan, "Türkiye'nin terör mücadelesine şaşı bakanlar gerçeği görecek. Avrupa'da yuvalanan terör yandaşlarında karşı tedbir almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecektir." ifadelerini kullandı. Başörtüsü için anayasa teklifini de değinen Erdoğan, "TBMM görevini yerine getirmezse son söz millette." dedi.

Son dakika: Başkan Erdoğan’dan başörtüsü teklifi çıkışı: TBMM üzerine düşeni yapmazsa son söz milletin

Son dakika haberi: Başkan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Paris'te PKK yandaşlarının düzenlediği saldırıları örnek göstererek terörle mücadelenin önemine dikkat çeken Başkan Erdoğan, "Türkiye'nin terör mücadelesine şaşı bakanlar gerçeği görecek. Avrupa'da yuvalanan terör yandaşlarında karşı tedbir almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecektir." ifadelerini kullandı.

Ankara'da Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı! Erdoğan'dan önemli açıklamalarBaşkan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

"Yerel siyasetçilerden medyaya kadar hemen herkes insan hak ve özgürlüklerinden bahsediyor. Dünyanın birçok yerinde insan hakları ve muhafazasıyla ilgili kararlar alınıyor, beyanatlar veriliyor. Tüm bunlar konuşulurken insanların bazı hakları göz göre göre ihlal ediliyor. Suriye ve Filistin'de, Arakan'da bu ihlallerin üzerine hep yenileri ekleniyor.

Gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin salgın döneminde sadece kendilerini korumak için hareket etmesini bugün utançla karşılıyoruz. Bu süreçte kendi halkları içindeki dezavantajlı kesimleri dahi hizmet dışında tutan ülkeleri gördük.

Bazı medya kuruluşları ve siyasetçilerin de söylemleriyle bu nefret iklimini körüklediklerine şahit oluyoruz. İfade hürriyeti ksivesi altında kutsallarının aşağılandığı vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Kimi zaman medya kimi zaman siaysetçiler bu toplum kesimleri için İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ndeki hakalrını kullanmak giderek zorlaşıyor.

Gerek insan haysiyetini korumakla görevli kuruluşlar, gerek insan hakları veren kimi ülkeler bu hak ihlalleri karşısında derin suskunluk içerisinde.

Benzer bir durum doğrudan insanımızın hayatına kıymış, sivillere dönük terör eyleminde bulunmuş teröristler için de geçerlidir.

"TÜRKİYE'NİN TERÖR MÜCADELESİNE ŞAŞI BAKANLAR GERÇEĞİ GÖRECEK"

Kısa süre önce Paris'te yaşanan hadiseler bunun en son örneğini teşkil etmiştir. Teröristler sadece sokakları arabaları ateşe vermekle kalmamış. İyi terörist kötü terörist ayrımının yanlışlığını gösteren bu olayların, terörle mücadelede yeni bir dönemi başlatacağını düşünüyorum.

Türkiye'nin terör mücadelesine şaşı bakanlar gerçeği görecek. Avrupa'da yuvalanan terör yandaşlarında karşı tedbir almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecektir.

"DİPLOMATİK TEMASLAR MEYVESİNİ VERDİKÇE SURİYE'YE GERİ DÖNENLERİN SAYISI ARTACAKTIR"

Kapımıza gelip ülkemize sığınan hiçkimseyi geri göndermedik. Ülkemizdeki Suriyelilerin ülkeleirne geri dönüşleri güvenli şekilde hızlanmıştır. Briket evler yapmaya başladık. Niye? Bunlar insan değil mi? Kar kışta bu çadırlardan bu insanları kurtaralım istedik.

Türkiye Rusya ve Suriye olarak yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini Suriye'ye geri dönenlerin sayısı daha da artacaktır

"GIDA VE ENERJİ KRİZİNİN ÇÖZÜMÜNE KATKI SAĞLIYORUZ"

Onca görüntüye, şahide rağmen göçmenlere zulmü reva görenler hakkında maalesef hiçbir adım atılmıyor. Biz insan haklarını sözde değil, elimizi taşın altına koyarak savunmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Aynı ilkeli tutumla diğer alanlarla da çalışmaya devam ediyoruz. Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirmek suretiyle milyarlarca insanının hayatını etkileyen gıda ve enerji krizinin çözümüne katkı sağlıyoruz.

Son Dakika: Başkan Erdoğan'dan Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda önemli açıklamalar | Video

 

Sayın Putin'in biz tahılı gönderebiliriz, sizler de bunun nakliyesini yapıyorsunuz. Biz de nakliyesini yaparız dedik. Bir şart koştu; durumu iyi olan Avrupa ülkelerine değil fakir Afrika ülkelerine bunu gönderelim dedi. Ben de bu teklifi kabul ettim, biz de bunları un fabrikalarımızda una çevireceğiz ve çuvallara doldurarak fakir Avrupa ülkelerine bunları göndermeye biz de varız dedik, süreci başlattık. Şeref bey bir teklifte bulundu; özellikle yaralılar için de bir koridorun açılması. Biz buna varız. Sadece Rusya-Ukrayna değil, aynı şekilde Suriye'den, Azerbaycan'dan, Libya'dan, yaralıları getirmek suretiyle hastaneleri getirip tedavilerini yaptırıp geri döndürüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunları yapmaya devam edeceğiz.

SAVAŞTA YARALILARIN TAHLİYESİ

Rusya-Ukrayna savaşında yaralılar için de bir koridor açılmasına biz varız.

BAŞÖRTÜSÜ İÇİN ANAYASA TEKLİFİ

Öncelikle; Afganistan'da son dönemdeki özellikle başörtülü kızları üniversitelerde, okullarda okutulmasının engellenmesi anlayışını biz gayri islami buluyoruz. Bizim dinimizde böyle bir şey yok. Bu kızlar buralarda eğitim öğretimini almalıdır. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor. Aksine beşikten mezara ilmi tavsiye ediyor.

TBMM görevini yerine getirmezse son söz millette."

Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğandan önemli açıklamalarAFGANİSTAN'DAKİ TALİBAN YÖNETİMİNE SERT TEPKİ: GAYRİ İSLAMİ BULUYORUZ

Türkiye'de de 20 yıldır gerçekleştirdikleri sessiz devrimlerle her kesimden vatandaşın temel insan haklarıyla ilgili taleplerini yerine getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Son olarak kadınlarımızın başörtüsü ve aile kurumuyla ilgili bir Anayasa değişikliği teklifini Meclisimize sunduk. Ancak burada bir konunun üzerinde de durmak istiyorum. O da şu; Afganistan'da son dönemdeki özellikle başörtülü kızların üniversitelerde, okullarda okutulmasını engelleme anlayışını biz gayriinsani buluyoruz, gayri İslami buluyoruz. Bir defa bizim dinimizde böyle bir şey yok. Bu kızlar buralarda eğitim öğretimini almalıdır. Onlara mani bir şeyi kimse bize İslam'la tanımlamasın, anlatmasın. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor, tam aksine 'Beşikten mezara kadar ilmi tahsil ediniz' diyen bir dinin mensuplarıyız. Böyle bir şeyi yapamazsınız. Gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek bizler bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız.

Hak ve özgürlükleri daha da genişletme irademizin sembolü olan bu düzenlemeyle özellikle acı hatıralarımızın olduğu kılık kıyafet meselesini kesin ve kalıcı bir çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Türk demokrasisinin olgunluk seviyesini de gösterecek bu önemli teklif konusunda Meclisimizin gerekli adımı atacağına yürekten inanıyorum. Şayet Meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse elbette son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimizin bizatihi kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiçbir milletvekilimizin sorumluluktan kaçarak böyle ağır bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum. Türkiye Yüzyılı'na demokrasi ve kalkınma eksiklerimizi tamamlamış, çok daha büyük hedeflere yönelmiş olarak güçlü bir başlangıç yapmakta kararlıyız."

Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenirken "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" düsturunu ilke edindiklerine, hazırladıkları her programı, hayata geçirdikleri her düzenleme ve projeyi bu ilke rehberliğinde planladıklarına, uyguladıklarına ve neticelendirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, böylece ülkedeki tüm vatandaşlara eşit davranan, farklılıkları zenginlik olarak gören, kuşatıcı, özgürlükçü bir devlet anlayışını hakim kıldıklarını söyledi.

Erdoğan, "Ülkemiz de milletimiz de temel hak ve hürriyetlerin önümüzdeki sembol kavramı demokrasiyi Türkiye'ye çok görenlere cevabını, 15 Temmuz'da canını ortaya koyarak, istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak vermiştir." dedi.

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUMUZ, YARGININ YÜKÜNÜ DE HAFİFLETİYOR

Dünyada, yönetim sistemini halkın iradesi ve demokratik yöntemlerle değiştirebilen ender ülkelerden biri olduklarına işaret eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmek suretiyle hem 200 yıllık yönetim tartışmalarına nokta koyduk hem de vesayet heveslilerine adeta davetiye çıkaran yürütmedeki çift başlılığa son verdik." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, milli iradenin temsilcisi Meclis'i güçlendirmek için oluşturdukları yapılardan birinin de Kamu Denetçiliği Kurumu olduğunu söyleyerek, "İdarenin hizmet kalitesini yükseltmeye ve insan haklarının geliştirilmesini sağlamaya yönelik bu kurumumuz, 10 yıldır devlet ile vatandaşının kucaklaşmasının sembolü olarak görevini başarıyla ifa ediyor. Haksızlığa uğradığını düşünen insanlarımızın, ilgili kurumla dostane bir çözüm yolu bulmasını sağlayan Kamu Denetçiliği Kurumumuz, yargının yükünü de hafifletiyor." diye konuştu.

KAMU DENETÇİLİĞİMİZDEN GELEN KARARLARA UYMA ORANI YÜZDE 80'E YAKLAŞTI

Uyuşmazlıkları sulh yoluyla çözüme kavuşturarak devlet ile vatandaşı arasındaki güven ilişkisini tahkim eden Kamu Denetçiliği Kurumu'nun, Meclis adına bir hak arama kapısı olarak vazifesini yerine getirdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kuruluşundan bugüne 207 binin üzerinde başvuru alan ve bunların 75 bini için tavsiye, 16 bine yakını için dostane çözüm kararı veren kurumumuz, telefonla, mektupla veya bizzat başvuruyla gelen yaklaşık 1 milyon kişiye de hizmet sunmuştur. Ayrıca hazırladığı raporlar, yaptığı çalıştaylar, toplantılar ve diğer faaliyetlerle kurumumuz ilkokuldan üniversiteye tüm gençlerimize, muhtarlıklarımızdan belediyelerimize tüm kurumlarımıza ulaşıyor.

Türkiye Yüzyılı için hayal ettiğimiz insan haklarına saygılı, adaleti ve hakkaniyet duygusunu güçlendirici, erdemli devlet işleyişi hedefimize ulaşmamızda da kurumumuza önemli görevler düşüyor. Özellikle devlet sistemimizdeki kurumlarımızın, Kamu Denetçiliğimizden gelen kararlara uyma oranı yüzde 80'e yaklaşmıştır. Bu vesileyle tüm kurumlarımızdan, Kamu Denetçiliğimizin kararları konusunda daha fazla hassasiyet beklediğimizi belirtmek istiyorum."

Başkan Erdoğan, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun, dünyadaki diğer ombudsmanlıklar ve insan hakları temsilcilikleriyle kurduğu yakın ilişkiyi takdirle takip ettiklerini dile getirerek, "İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki oluşumlara da ayrıca önem veriyoruz. Hiç şüphesiz 21. yüzyılda insan hakları sorunlarının tartışılacağı bu konferans da gerek katılımcıları gerek tartışma başlıkları itibarıyla kurumumuzun gelecekteki çalışmalarına ışık tutacaktır. Konferans çerçevesinde ortaya koyacağınız kıymetli fikirlerin, kurumumuz yanında biz siyasetçilere de yeni ufuklar kazandıracağına inanıyorum." dedi.

4 OTURUMDA 40'A YAKIN ARKADAŞIMIZ KONUŞACAK

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumunca Sheraton Otel'de düzenlenen, iki gün sürecek "21. Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği" konulu uluslararası konferansın açılışında konuştu.

Avrupa Birliğinin (AB) "İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Ombudsmanlığın Rolünün Güçlendirilmesi Teknik Yardım Projesi" kapsamında bir arada olduklarını belirten Malkoç, iki gün sürecek toplantıda 21'inci yüzyılda insan haklarının geleceğini tartışacaklarını söyledi.

Toplantıya 41 ülkeden 70'e yakın ombudsman ve insan hakları savunucusunun katıldığını bildiren Malkoç, "4 oturumda 40'a yakın arkadaşımız konuşacak. Tecrübe paylaşımında bulunacağız." dedi.

Dört oturumun yarın başlayacak ilk toplantısında dijitalleşmenin insan hakları üzerindeki etkisini tartışacaklarını belirten Malkoç, ikinci oturumda savaş, çatışma ve göç ortamında insan haklarını, üçüncü oturumda Kovid-19 sürecinde insan hakları ihlallerini, dördüncü ve son oturumda ise 21'inci yüzyılda insan haklarının korunması ve gelişmesinde ombudsmanların rolünü masaya yatıracaklarını dile getirdi.

Kamu Denetçiliği Kurumunun çalışmalarına başlamasının onuncu yılı olduğunu vurgulayan Malkoç, şöyle devam etti:

"Aramızda çok farklı ülkelerden ombudsmanlar var. Belki onlarda yirminci, otuzuncu yıl olmuş olabilir ancak şunu ifade edeyim biz bu on yılda çok önemli mesafeler aldık. Hakikaten denetçi arkadaşlarımızla, kurumumuzda çalışan uzmanından diğer bütün görevlilere varana kadar bütün arkadaşlarımızla çok sıkı çalışmalar sonucunda çok önemli mesafe aldık. Dünyadaki ombudsmanlar arasında Türkiye ombudsmanları faaliyetleriyle, raporlarıyla, yaptığı organizasyonlarla hissedilir bir noktaya geldi. Emeği geçen bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Ombudsmanların klasik çalışma alanı, idareyle insanlar arasında ortaya ihtilaflar çıktığında bunu mahkemeye intikal etmeden dostane şekilde çözmek, çözüme ulaştırmak. Yani devlet, millet kaynaşmasını temin etmek. 10 yıl zarfında 207 bin 403 yazılı şikayet başvurusu aldık. Bu başvurulardan 205 bin 639'unu karara bağladık. Yazılı başvuruları karara bağlamamızın yanı sıra, özellikle mail yoluyla, mektup yoluyla, faksla telefonla veya kurumumuza gelerek yüz yüze 1 milyona yakın insan bize müracaatta bulundu. Onlara hukuki destekte bulunduk, yol gösterdik ve yardımcı olduk."

Kurumun önemli faaliyetlerinden birisinin de üniversitelerle yaptıkları çalışmalar olduğuna değinen Şeref Malkoç, Türkiye Ombudsmanlığı olarak sivil toplum kuruluşlarıyla, medyayla, üniversitelerle çok yakın birliktelikleri olduğunu ve çok önemli programları birlikte yaptıklarını söyledi.

Türkiye'de üniversitelerde 8 milyon öğrenci olduğunu hatırlatan Malkoç, "Bu öğrencilere öğrencilik yıllarında hukukun üstünlüğünü, hak arama yollarını, demokrasinin gelişmesini anlatabilirsek, onlar da iş hayatına atıldığında öyle zannediyorum hem hak arama yolları konusunda hem de hukuk konusunda daha da bilinçli olacaklardır. İşte bu anlamda 150 üniversitede ombudsmanlık kulüpleri kurduk. Bu yılın başında üniversiteler başlamadan bir ay önce bu üniversitelerdeki kulüp başkanlarını bir haftalık eğitime aldık. Üniversitelerde ombudsmanlık konusunda arkadaşlarını nasıl bilgilendirecekler, öğrencilerle üniversite yönetimi arasında ihtilaflar çıktığında buna nasıl çözüm bulmaya çalışacaklar, bu anlamda onları eğitime tabi tuttuk." diye konuştu.

OMBUDSMANLARIN ROLÜ VE SORUMLULUĞU DA GİTTİKÇE AĞIRLAŞMAKTADIR

21'inci yüzyılın savaşların, çatışmaların, göçün, iklim sıkıntılarının, çevre sorunlarının çokça yaşandığı bir yüzyıl olduğunu vurgulayan Malkoç, bu anlamda ombudsmanlara çok önemli görevler düştüğünü dile getirdi.

"Bunun için, bu tür toplantılardan edineceğimiz tecrübe, kendi ülkemizdeki iklim konusunda çalışan veya çevre konusunda duyarlılığı olan veya göçmenler konusunda gayret sarf eden birçok kuruluşa öncülük yapacaktır." diyen Şeref Malkoç, şunları kaydetti:

"Bu anlamda ombudsmanların rolü ve sorumluluğu da gittikçe ağırlaşmaktadır. Ama ben şuna inanıyorum ki biz ombudsmanlar olarak, insan hakları savunucusu olarak bu konuda gereken gayreti gösterip toplumlara öncülük yapacağız. Ben bu kanaatteyim, umut ediyorum bunu hep beraber başaracağız. Çünkü savaş insanlık için bir felakettir, esas olan barıştır. Biz şu açıdan şanslıyız, toplumlara, insanlarımıza hukuku ve hakkaniyeti ve hak arama yollarını anlatıyoruz. Bu açıdan bütün ombudsman arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Umut ediyorum bu tecrübe paylaşımından sonra her birimiz ülkelerimizde bu anlamda daha etkin ve daha çok faaliyette bulunacağız."

Kamu Denetçiliği Kurumunun, Türkiye'de yaşanan sıkıntılarla ilgili bazı raporları bulunduğunu bildiren Malkoç, Türkiye'nin, dünyada en fazla göçmen barındıran ülke olduğuna dikkati çekti. Türkiye'de 3,5 milyon civarında Suriyeli olduğunu anımsatan Malkoç, Türkiye'deki Suriyelilerle kapsamlı bir rapor hazırladıklarını belirtti.

Bakanlıkların ve kurumların bu rapordaki önerilerin büyük çoğunluğunu yerine getirdiklerini söyleyen Malkoç, şöyle devam etti:

"Pakistan'dan, İran'dan, Afrika'dan, Suriye'den, Irak'tan gelip Türkiye'de bulunan göçmenlerin bir kısmı Ege Denizi üzerinden Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya geçmek istiyor. Ege Denizi'ne açılan bu göçmenlerin Yunan kolluk kuvvetleri tarafından yakalanıp çok büyük eziyetlere ve insan hakları ihlallerine muhatap olduklarını gördük. Yunan kolluk kuvvetlerinin bu mağdur, mazlum insanlara yapmış olduğu vahşeti anlatan bir rapor hazırladık. Bu raporu hazırlarken yüzlerce göçmenle, bu mağduriyeti yaşayan göçmenlerle ve ölenlerin yakınlarıyla görüştük. Umut ediyorum ki bu yayınlar, bu çalışmalar, bu gayretler 21'inci yüzyılda insan haklarının daha kamil manada uygulanmasına sebep olacak."

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc ile Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı da açılış nedeniyle görüşlerini aktardı.

Konuşmaların ardından toplantı, "21'inci yüzyılda insan hakları sorunları" oturumu ile devam etti.

TÜRKİYE-RUSYA-UKRAYNA OMBUDSMANLARI 'KAVUŞMA KORİDORU' İÇİN GÖRÜŞTÜ

UKkrayna ve Rusya ombudsmanları, yaralı ve askerlerin değişimi konusunda iki ülke arasında 'kavuşma koridoru' açılması için Türkiye Ombudsmanı Şeref Malkoç başkanlığında bir araya geldi.

Ankara'da düzenlenen '21'inci Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği' konulu konferans kapsamında; çocuk ve insan hakları, yaralılar ile askerlerin değişimi hakkında yol haritasının belirlenmesi için Türkiye-Rusya-Ukrayna ombudsmanları 3'lü görüşme yaptı. Türkiye Ombudsmanı Şeref Malkoç başkanlığında, Ukrayna Ombudsmanı Dr. Dmytro Lubinets ve Rusya Federasyonu Ombudsmanı Tatiana Moskalkova'nın katıldığı görüşme, basına kapalı gerçekleştirildi. Görüşmeye daha sonra TBMM Başkanı Mustafa Şentop da katıldı. Görüşmenin ardından basın mensuplarına değerlendirme yapılması bekleniyor.

GÖRÜŞME SONRASI AÇIKLAMA
Türkiye-Rusya-Ukrayna ombudsmanları görüşmesinin ardından Rusya Federasyonu Ombudsmanı Tatiana Moskalkova, açıklama yaptı. Moskalkova, "40'tan fazla esirin iade edilmesine karar verdik. Bazı Ukrayna vatandaşlarının Rusya'da bulunan ailelerine gelmesi konusunda Lubinets'ten yardım istedim. Bazı ağır hastalıkları olan insanlara da yine ombudsmanların yardımı gerekiyor; çünkü insani koridorlar zaman zaman zor çalışmakta. Uluslararası Kızıl Haç Komitesi'nin çalışması konusunda görüşmeler yaptık. Onların esirlerin ziyaret edilmesi hakları var. Onların ailelerine mektupların gönderilmesi konusunda yardımcı oluyorlar" diye konuştu.

'22 KAYIP KİŞİYİ BULMUŞLAR'
Moskalkova, tıbbi yardım konusunda da sorunlar olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Bizim ombudsmanların taleplerine göre tıbbi yardım konusunda da meseleler var. Kaybolan insanlarla ilgili mesele var. Bizim askerlerimiz ve özel servislerin yardımıyla insanları aramaya çalışıyoruz. Geçen senenin kasım ayında bir esir değişimi vardı. Ben de vardım orada, Lubinets de vardı. Brüksel şehrinde de küresel ombudsman konferansı vardı. Kaybolmuş insanların listesini birbirimize verdik ve bu insanları arama konusunda mümkün olduğu kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şu anda neticeler var, diyebilirim çünkü bazı insanları bulduk. Mesela esirler arasında bulunan ve başka kaybolan insanları bulduk. Lubinets de kendi tarafından bazı Rus esirlerin bulunma yerlerinin tespit edilmesi konusunda yardımcı olmuştur. 22 kişiyi bulabilmişler ve artık vatana dönmüşler. Başka insani konular hakkında da konuşuyoruz. Yaralılara yardım meselesi var. Esirlerin değişmesi, sivillerin dönmesi. İnsani koridorlar duruma göre yapılabilir. Onların oluşturulması konusu iki ülkenin askeri bakanlıklarının görevidir. Koridorlar olmayınca yetkilerimiz çerçevesinde somut insanlara yardım etme imkanlarımız oluyor."

'TÜRKİYE EN GÜVENLİ YERLERDEN'
Moskalkova, esir ve yaralıların Türkiye'ye gelip gelemeyeceklerine ilişkin, "Türkiye şu anda en uygun yerlerden biridir bu konuda. Onun için başka ülkelere Türkiye üzerinden gidebiliyorlar insanlar. Görüşmeler devam edecek. Devamlı olarak irtibattayız. Somut adımlarla ilgili çok net tarihler hakkında konuşamıyoruz ama ne gibi eylemler bekliyoruz birbirimizden, onun hakkında anlaştık. Bu insanlara yardımın mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde verilmesini konuşuyoruz" diye konuştu.

MALKOÇ: YARIN ORTAK YOL HARİTASI OLUŞACAK
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ise Rusya-Ukrayna savaşında çok fazla ölü ve yaralı olduğunu belirterek, "Rusya ve Ukrayna ombudsmanlık ile görüşerek çocukların, kadınların, yaralıların karşılıklı olarak değişimini görüşme konusunda Türkiye'de bir araya getirdik. Çok önemli bir mesafe alındı, görüşmeler devam ediyor, umut ediyorum ki yarın ortak bir yol haritası oluşacaktır. İnsani koridor açmak istiyoruz. Umut ediyorum ki güzel bir çalışma programı öne çıkacak" dedi.

UKRAYNA OMBUDSMANI: TÜRKİYE'NİN BÜYÜK DESTEĞİ OLDU
Ukrayna Ombudsmanı Dmytro Lubinets, 3'lü görüşme arasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Lubinets, görüşmeyi değerlendirerek, "Dün gece Rusya ombudsmanı ile ilk toplantımızı yaptık. Bugün ikincisini gerçekleştirdik. İlk olarak insani problemlere değindik. Bu insani problemlerden birisi askeri esirlerin değişimi. Yaralı kadın ve çocukların durumu hakkında konuştuk. 2014 yılından bu yana Ukrayna'nın işgal edilen topraklarında bazı mahkumlar, sivil tutuklular var. Bu tutuklu sivillerin serbest bırakılmasını da konuştuk; çünkü Ukrayna tarafında bunlar suçlu değil. Bu işgallerden sonra problemler oldu. Çocuklar ailelerinden ayrılmak zorunda kaldı. Çocukları ailelerine kavuşturmak için çözüm önerileri sunduk. Tutuklu askerlerle ilgili çok sorunlar var ama sorunlar çözülmüyor, Rusya gerekenleri yapmıyor. Mahkumların nerede tutulduğu bizim için çok önemli. 3'lü görüşme bizim için çok önemli. Türkiye ombudsmanı Şeref Malkoç çok güzel bir çalışma yürütüyor. Türkiye'nin büyük destek ve yardımı oldu. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ediyoruz. Çünkü herkes biliyor tahıl koridoru çözümü Türkiye'nin desteği ile oldu, diğer insani problemlerin çözümünde Türkiye'nin desteğinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Toplantılarımız devam edecek. Bizim resmi mektuplarımız var. Rusya tarafına vereceğiz, onlar da bize verecek. Binlerce kişinin değişimi söz konusu" dedi.

TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI

24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla başlayan savaşın en önemli sonuçlarından biri küresel gıda krizi. Bu gıdaların başında da tahıl geliyor. Ukrayna, dünyanın dördüncü büyük tahıl ihracatçısı. Dünyanın en büyük buğday ihracatçılarından biri de Rusya. Ukrayna ve Rusya, Afrika'nın buğday ihtiyacının yüzde 40'ını sağlıyor. Savaştan önce Ukrayna ihracatını yüzde 90 oranında deniz yoluyla yapıyordu.

Limanların kısıtlanmasıyla kara yolu tercih edildi, tırlar ve trenler kullanıldı. Avrupa Birliği, hem Baltık Denizi hem de Romanya'daki Constanta limanı aracılığıyla Ukrayna'nın ihracatına destek olmaya çalıştı.

Ancak Ukrayna'nın tren vagonlarının Avrupa'ya göre daha geniş olması, ciddi bir engel haline geldi. Bu durum, sınırda tahılın Ukrayna vagonlarından Avrupa tipi vagonlara aktarılmasını gerektirdi. Bu nedenle tahılın sınırı geçerek Avrupa'ya ve Baltık limanlarına ulaşması üç haftalık süreyi buldu.

Dünyanın en önemli iki tahıl üreticisinin ürünlerini ihraç edememeleri, gıda fiyatlarında artışa neden oldu ve özellikle yoksul Afrika ülkelerinde yaşayan milyonlarca insanın hayatını tehlikeye soktu.

Gıda koridorunun oluşturulmasıyla birlikte Ukrayna, tamamen kendi denetiminde olan Odessa, Pivdennyi ve Chornomorsk limanlarından ihracata başlayabilecek.

Anlaşmaya göre gıda yüklü kargo gemiler, kılavuz gemiler aracılığıyla mayınlı limanlardan Karadeniz'e ulaşacak ve önceden belirlenen rotalardan dünya pazarlarına taşınacak.

Bu süreçte, Rusya'nın ateşkes uygulayacağı ve gemilerin güvenliğini tehlikeye atmayacağı basına yansıyan haberlerde yer almıştı.

Başkan Erdoğan’dan önemli açıklamalar!BAŞKAN ERDOĞAN'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR!

Uluslararası Ombudsmanlık KonferansıULUSLARARASI OMBUDSMANLIK KONFERANSI

Gözler Erdoğan Putin zirvesinde!GÖZLER ERDOĞAN PUTİN ZİRVESİNDE!

İstanbul’daki tarihi görüşme sonrası ilk açıklamaİSTANBUL'DAKİ TARİHİ GÖRÜŞME SONRASI İLK AÇIKLAMA

Rusya ile Ukrayna arasında ateşkesRUSYA İLE UKRAYNA ARASINDA ATEŞKES

İstanbul’da kritik görüşmeİSTANBUL'DA KRİTİK GÖRÜŞME

İstanbul’daki tarihi görüşme sonrası ilk açıklamaİSTANBUL'DAKİ TARİHİ GÖRÜŞME SONRASI İLK AÇIKLAMA


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum