CHP'li Gürsel Tekin: HDP'liler neden bakanlık yapmasın?

CHP'li eski milletvekili Dursun Çiçek'in "Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2'inci tura kalırsa HDP'ye bakanlık vaat edilebilir" yönündeki açıklamalarına CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'den destek geldi. "HDP'liler neden bakanlık yapmasın?" diyen Gürsel Tekin, iktidar olmaları halinde terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP'lilere bakanlık verebileceklerini söyledi..

CHP'li Gürsel Tekin: HDP'liler neden bakanlık yapmasın?
Giriş Tarihi: 17.05.2021  11:03 Güncelleme Tarihi: 17.05.2021  11:24 
CHP’li eski milletvekili Dursun Çiçek’in "Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2’inci tura kalırsa HDP’ye bakanlık vaat edilebilir" yönündeki açıklamalarına CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’den destek geldi. "HDP’liler neden bakanlık yapmasın?" diyen Gürsel Tekin, iktidar olmaları halinde terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP’lilere bakanlık verebileceklerini söyledi.

Cumhuriyet Halk Parti'li (CHP) eski milletvekili Dursun Çiçek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin "2'inci turda HDP'ye bakanlık vaat edilebilir.

Sicili temiz, İYİ Parti ve diğer milliyetçi kesimin, kimsenin itiraz edemeyeceği, PKK ile bağlantısı olmayan biri 2. tur için vaat edilebilir" açıklamasında bulunarak Millet İttifakı'nın kapalı kapılar ardındaki pazarlığını deşifre etmişti.


CHP'Lİ TEKİN'DEN ÇİÇEK'E DESTEK
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'e, Çiçek'in bu sözleri hatırlatılarak, iktidar olmaları halinde HDP'ye bakanlık verilip verilmeyeceğine dair bir soru yöneltildi.

"NEDEN BAKANLIK YAPMASINLAR?"
Bu soruya "TBMM yasama organı, burada başkan vekilliği yapan bir insan neden bakanlık yapmasın?" cevabını veren Tekin, HDP'lilere bakanlık verebileceklerini ifade etti.

İşte 'Millet İttifakı' gerçeği! CHP itiraf etti: HDP'ye bakanlık veririz
Giriş Tarihi: 17.05.2021  08:32 Güncelleme Tarihi: 17.05.2021  08:43 
HDP'nin müttefiki CHP'li Dursun Çiçek, son zamanlarda muhalefet yandaşı gazeteciler tarafından sıkça dile getirilen bir projeyi televizyonda açıkça anlattı. Çiçek, Millet İttifakı'nın seçimi kazanması halinde HDP'ye bazı bakanlıklar verilebileceğini söyledi. Sabah Gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, bugünkü köşesinde konuya ilişkin "Erdoğan kaybetsin diye şeytanla bile ittifak edecek hale geldiler." derken yine Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok ise HDP'ye verilebilecek bakanlıklara ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu. Sabah Gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın'ın konuya iişkin yazısı şöyle:

Nefretten gözü dönmüşlere laf anlatmak mümkün olmuyor. Ve insan ülkemizde nefret siyasetine dayananların geldiği noktaya bakınca hayretler içinde kalıyor.
Korkunç bir fotoğrafla karşı karşıyayız. Kendini sözüm ona milliyetçi diye tarif edenler hiç çekinmeden PKK'nın uzantısı HDP ile ortaklığı savunabiliyor. Erdoğan kaybetsin diye şeytanla bile ittifak edecek hale geldiler.
Cumartesi akşamı bir televizyon kanalında kendini milliyetçi olarak tarif eden eski bir CHP milletvekiliyle tartışırken gözüm korktu. Millet İttifakı gerekirse 2023 seçimleri için HDP'ye bir iki bakanlık vaat edebilirmiş. Bu zamana kadar şaka yollu takılıyorduk ama işin şakası yokmuş. Kazanırlarsa gerçekten HDP'ye bakanlık vereceklermiş. Sözün bittiği yer işte burası. Bunu normal mantıklı bir insanın kafası almaz.
40 yıldır mücadele ettiğimiz bir terör örgütünün siyasi uzantısı bir partinin hükümete girmesinde bir sorun yokmuş.


Şaşırmadım. Bu noktaya geleceklerini biliyordum. Ama ne bileyim. Bunu bu kadar net duyunca ülkemin geleceği adına endişelendim. Israrla tekrar sordum. Aynı cevabı aldım. Çok normalmiş.
Muhalefetin halleri bana fantastik film sahnelerini hatırlatıyor. Bu tür filmlerde sık kullanılan bir tema vardır. Bir karakter sırf kazanmak uğruna ruhunu şeytana satar. Sonra da iyi ile kötünün savaşı başlar. Türkiye için maalesef bu bir fantastik film olmaktan çıktı. Seçim kazanabilmek, daha doğrusu Erdoğan'a kaybettirmek için her şey mubah görülüyor. İşin ilginci filmlerde ruhunu şeytana satanlar kimliklerini de sattıklarını bilirler. Artık eski karakterin öldüğünü düşünürler. Ama Türkiye'deki muhalefet hala milliyetçilik numarası çekmeye devam ediyor. Belki kendilerini de kandırıyor.
Dikkat ederseniz ne istediklerini de bildikleri yok. Sadece ne istemediklerini biliyorlar. Zaten o ruhunu şeytana satan film karakterinin de durumu böyle değil midir? Nefret onun da gözünü kör etmiştir.

Topluma kör bir karanlık vaat ediyorlar.
Düşünsenize Türkiye'nin terörle mücadelesi ne hale gelir? Bu fantastik filmi uzun süredir seyrettiğimiz için farkına varmıyor olabiliriz ama ufak bir karşılaştırma yapmanızı tavsiye ederim. Mesela Amerika'da kabineye DEAŞ'lı bir bakan alındığını düşünün. Saçma geldi değil mi? Ama Türkiye'de muhalefer sayesinde biz bunları konuşur olduk maalesef.


Belki HDP'li birini savunma bakanı veya içişleri bakanı yapmayı düşünüyor olabilirler. Artık daha açık konuşmaya başladıklarına göre yakında onu da duyabiliriz. Şaşırmayın. Bu işin varacağı yer zaten burasıydı. İçinizi bir ürperti sarabilir ama şaşırmaya gerek yok. Kılıçdaroğlu da PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini zaten söylüyordu. Yakında PKK'ya dair de benzer açıklamalar duyabiliriz.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok'un yazısı şöyle:

HDP'YE HANGİ BAKANLIK EN ÇOK YAKIŞIR?
CHP'li Dursun Çiçek, son zamanlarda muhalefet yandaşı gazeteciler tarafından sıkça dile getirilen bir projeyi televizyonda açıkça anlattı.
Millet İttifakı'nın seçimi kazanması halinde HDP'ye bazı bakanlıklar verilebileceğini söyledi.
Peki niye bakanlık? Neden HDP'ye de Millet İttifakı'nın öz evlatları İyi Parti ve Saadet Partisi gibi Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı falan verilmiyormuş dersiniz?
Bunun cevabını da HDP'liler versin.
Onlar düşünürken gelin biz HDP'ye hangi Bakanlığın daha çok yakışacağını bulamaya çalışalım.
Hayır Milli Savunma, İçişleri Bakanlığı, Adalet ya da Milli Eğitim... diye espri yapmayın lütfen. "Seçmenin bu kadarını da yemeyeceğini" CHP'liler de kabul ediyor.
Dursun Beyin, "iyi niyetle aranırsa içlerinde mutlaka teröre bulaşmamış bir iki isim bulanabilir" diye hatırlaması da bu yüzden zaten.
Hayır, Hazine de olmaz... O makam Ali Babacan'a ayrılmış durumda.
Dışişleri mi?
Gerçi Kılıçdaroğlu Dışişleri bakanlığı dönemindeki performansını "çapsız" diye özetlemişti ama önemi yok... Davutoğlu ne güne duruyor?
Duyduğuma göre Demirtaş'ın gönlünden Kültür Bakanlığı geçiyormuş... Saz çalıyor, öykü yazıyor, resim yapıyor ya.
Turizmi de ayırıp sırtını YPG'ye dayayan Figen Yüksekdağ'a verdiniz mi, Türk solunun gönlü tamamdır.
Gelecek sezona kalmaz Çeşmeyi Bodrum'u hendek truizmine açarlar.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
SKANDAL HDP AÇIKLAMASI! EN ÇOK HANGİ BAKANLIK YAKIŞIR?
CHP'Lİ ÇİÇEK'TEN SKANDAL HDP AÇIKLAMASI: BAKANLIK VEREBİLİRİZ
Karabağ savaşı Türkiye'yi gözde yaptı! ABD Türkiye'den alımları artırdı
Giriş Tarihi: 06.05.2021  12:07 Güncelleme Tarihi: 06.05.2021 12:11
Dağlık Karabağ savaşının gidişatını kökünden değiştiren ve Azerbaycan'a 44 günde zaferi getiren Türk üretimi silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) dünya çapında yol açtığı yankı büyüyor. ABD'den Ukrayna'ya birçok ülkede ses getiren Bayraktar TB2 SİHA'lar bu kez Almanya'yı sarstı. Almanya Savunma Bakanı, "Dağlık Karabağ'da tarihin ilk SİHA savaşı yaşandı. SİHA’lar, bombardımanlarla savaşın seyrini değiştirdi. Sonuçları, kaybeden taraf için çok ağır oldu" derken, ordunun SİHA talebinin karşılanmaması büyük bir krize yol açtı
.

Azerbaycan'ın işgalci Ermenistan'dan topraklarını kurtardığı Karabağ savaşı sonrasında dünyanın gözü Türkiye'ye çevrildi. Teknolojisiyle dikkat çeken Türkiye, ürettiği silahlarla gözdeler arasına girdi. Türkiye'nin ihracat istatistikleri de merak uyandırdı. Savunma ve havacılık sanayi sektöründen yapılan ihracatın ülkelere göre dağılımı incelendiğinde, ABD'nin ilk sırada yer aldığı görüldü.

BU ALBÜMÜ PAYLAŞ
  Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden derlediği bilgiye göre, ülkenin nisan ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 109 artışla 18,8 milyar dolar oldu. GALERİ DEVAM EDİYOR Bu tüm zamanların en yüksek nisan ayı ihracat rakamı olarak kayıtlara geçti. Ocak-nisan döneminde ise Türkiye'nin ihracatı 68,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu dönemde Türkiye'nin savunma ve havacılık sanayi ürünü ihracatının aylar itibarıyla düzenli arttığı görüldü.
Sektörde ocakta 166 milyon 997 bin dolar, şubatta 233 milyon 225 bin dolar, martta 246 milyon 973 bin dolar ve nisanda 302 milyon 549 bin dolarlık ihracat yapıldı.

  Böylece savunma ve havacılık sanayi ürünü ihracatı, yılın ilk 4 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47,7 artışla 949 milyon 744 bin dolar oldu. Geçen yılın ilk 4 ayında söz konusu sektörde 642 milyon 870 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti.
Savunma ve havacılık sanayi sektöründen yapılan ihracatın ülkelere göre dağılımı incelendiğinde, ABD'nin ilk sırada yer aldığı görüldü.
Ocak-nisan döneminde bu alanda ABD'ye yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56 artarak 386 milyon 113 bin dolara ulaştı.
  AZERBAYCAN'A SEKTÖRÜN İHRACATI YÜZDE 1234 ARTTI
Söz konusu dönemde ABD'nin ardından 117 milyon 315 bin dolarlık dış satım yapılan Azerbaycan ikinci sırayı aldı. Geçen yıl Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan'ın topraklarını Ermenistan işgalinden kurtardığı harekat esnasında Türkiye'nin ürettiği silahlı ve silahsız insansız hava araçları etkili rol oynamıştı. Türkiye'nin Azerbaycan'a yılın 4 ayında yaptığı savunma ve havacılık sanayi ihracatı, geçen yılın ocak-nisan dönemine göre yüzde 1234 arttı. Geçen yılın aynı döneminde bu ülkeye 8 milyon 795 bin dolarlık ihracat yapılmıştı. Bu ülkelerin ardından söz konusu ihracatta 90 milyon 299 bin dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 57 milyon 827 bin dolarla Bangladeş ve 50 milyon 14 bin dolarla Almanya sıralandı.
  SEKTÖRÜN İHRACATINDA İSTANBUL ZİRVEDE
İstanbul, ocak-nisan döneminde en fazla savunma ve havacılık sanayi ürünü ihracatı gerçekleştiren il olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde kentten ihracat yıllık bazda yüzde 86,8 artarak 387 milyon 547 bin dolara çıktı. Bu ili 204 milyon 490 bin dolarla Ankara, 131 milyon 732 bin dolarla Konya, 88 milyon 739 bin dolarla Eskişehir, 39 milyon 663 bin dolarla İzmir takip etti.   Karabağ savaşı Türkiye'yi gözde yaptı! ABD Türkiye'den alımları artırdı
  Alman basınından SİHA'lar için övgü dolu sözler: Ambargo yüzünden havada süper güç oldu!

Türkiye’nin yerli ve milli gururu SİHA’lar dünya gündeminde hala en çok konuşulanlar arasında yer alıyor. Özellikle son olarak Dağlık Karabağ’daki başarısıyla dünyanın gözdesi haline gelen SİHA’lara bir övgü daha geldi. Jungle Welt isimli gazetedeki analizde, "Batı Ankara'ya ambargo uyguladı, onlarda daha iyisini yaptı. Havada süper güç oldular" denildi.
 
Türkiye'nin geliştirdiği silahlı ve insansız hava araçları, Almanya'yı karıştırmış durumda. Türk SİHA'larının Dağlık Karabağ'daki başarısından sonra, Almanya'da Savunma Bakanlığı başta olmak üzere hükümet, partiler, partilerin savunma uzmanlarının tek konusu Türk SİHA ve İHA'ları oldu.


Her parti, Almanya Savunma Bakanlığı'na "SİHA ve İHA'lara karşı ne yapıyorsunuz? Bütçeniz nedir? Çalışmalarınız nedir?" sorularını yöneltti. Savunma Bakanlığı, Liberal Parti'nin (FDP) soru önergesine, "Bunların öneminin farkındayız" cevabını verdi ama bir bütçeleri olmadığını da belirtti.



Bu açıklamanın üzerine FDP Savunma Komitesi Başkanı Alexander Müller de "Bu cevap, SİHA ve İHA'lara karşı askerlerimizi ve kendimizi savunmada muazzam bir boşluk olduğunu gösteriyor" diyerek, savunma bütçesinin genişlemesine engel olarak gördüğü Sosyal Demokrat Parti'ye bayrak açtı.
 
JUNGE WELT GAZETESİ: SÜPER GÜÇ OLDU
Almanya'da bu tartışmalar sürerken, ülkenin sol görüşlü etkili yayın organlarından Junge Welt gazetesi, "Türkiye süper güç oldu" manşetini attı. Gazete, bu duruma gerekçe olarak "batının uyguladığı ambargoları" gösterdi.



Junge Welt, "Her şey gayri resmi boykotla başladı. 2016 yılında Türkiye, NATO'dan savaş İHA'ları almak istedi. Ancak ABD ve İsrail, bunları tedarike etmedi. Sonra Türk firmaları işe koyuldu ve TAI-Anka ile Bayraktar İHA'ları, uluslararası sektörün en gelişmiş ürünleri oldu. Türkiye, bugün ambargo koyanlara minnettar" diye yazdı.


"TÜRKİYE BELİRLEYİCİ BİR ROL ÜSTLENDİ"
Gazete, Türk ve İsrail İHA'larının Dağlık Karabağ Savaşı'nda belirleyici rol oynadığına değinerek, "Burada sadece bir savaş için silah üretme ve teslim etme yeteneği değil, aynı zamanda askeri açıdan umut verici bir şekilde kullanma yeteneği de görüldü. Bu da Ankara'ya bölgesel ortamda belirleyici ve gerçek güç artışı sağladı" yorumunu yaptı.

 
Gazete, ilk başta ROKETSAN'ın bazı savaş başlıklarını Almanya'dan aldığı, ancak sonra da kendisinin üretme kapasitesinin olduğunun görüldüğünü de iddia etti.


TÜRK SİHA'LARININ TEMELİ "CL-89" İDDİASI
Bu gelişmeler olurken, "NetzPolitik" isimli yayın organı da ilginç bir iddia öne sürdü. Türkiye'nin ürettiği SİHA ve İHA'ları çok geniş şekilde işleyen haber portalı, "1972'den itibaren Almanya'da roket gibi fırlatılan İHA'lar, CL-89'lar vardı.



Bu birinci nesil insansız hava araçları Türkiye'ye ihraç edildi ve 1994'te Türk personel eğitildi. Çok sayıda kaza nedeniyle bu sistem devre dışı bırakıldı. Ancak Türkiye'nin SİHA ve İHA keşif programının da temelini oluşturdu" diye yazdı.


Alman gazetesi Junge Welt: Türkiye SİHA konusunda bizim ambargomuz yüzünden süper güç oldu

Son dakika.. Almanya: Türkiye tarihin ilk SİHA savaşını kazandı

Dağlık Karabağ savaşının gidişatını kökünden değiştiren ve Azerbaycan'a 44 günde zaferi getiren Türk üretimi silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) dünya çapında yol açtığı yankı büyüyor. ABD'den Ukrayna'ya birçok ülkede ses getiren Bayraktar TB2 SİHA'lar bu kez Almanya'yı sarstı. Almanya Savunma Bakanı, "Dağlık Karabağ'da tarihin ilk SİHA savaşı yaşandı. SİHA’lar, bombardımanlarla savaşın seyrini değiştirdi. Sonuçları, kaybeden taraf için çok ağır oldu" derken, ordunun SİHA talebinin karşılanmaması büyük bir krize yol açtı.
 
Amerika'nın Sesi'nin haberine göre, Ermenistan'a diz çöktüren ve yaklaşık 30 yıldır işgal altında tuttuğu topraklardan çekilmesine yol açan SİHA’lar, Almanya'da siyaset, ordu ve medyada bir numaralı gündem oldu.Medyadaki yorumlarda Dağlık Karabağ savaşı neredeyse 'Yalnızca SİHA’larla kazanılan ilk savaş' olarak tanımlandı, konvansiyonel silahların artık SİHA’lar karşısında bir rolü olmayacağı ifade edildi.Analizlerde, muharebe tankları, toplar ve hava saldırı sistemleriyle, kara kuvvetleri ağırlıklı klasik savaş senaryolarında, SİHA’ların katkısıyla ciddi bir paradigma değişikliği yaşandığı ön plana çıkarılıyor.Alman ordusunda "Silahlandırılmış insansız hava araçları kullanmalı mı, kullanmamalı mı?" tartışmaları yeni bir ivme kazandı. Federal Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, Türk SİHA’ların başarısını öve öve bitiremedi: 5"Karabağ’da, tarihin ilk SİHA savaşı yaşandı. SİHA’lar, bombardımanlarla savaşın seyrini değiştirdi. Sonuçları, kaybeden taraf için çok ağır oldu."Alman ordusunun hava savunma ve saldırı sistemlerinin bu konuda eksikliğine vurgu yapan Bakan Kramp-Karrenbauer, ordu mevcudundaki insansız hava araçlarının silahlandırılması ve yeni SİHA’ların alınması talebinde bulundu.


  Almanya Genelkurmay Başkanı Eberhard Zorn ise, SİHA’ların, yurtdışında değişik misyonlarda görev yapan Alman askerlerin korunması açısından gerekli olduğunu belirtti ve "Alman ordusu olarak SİHA'ları kendi savunmamız ve kendimizi korumak için kullanmak istiyoruz" dedi.
Almanya Savunma ve Stratejik Araştırmaler Enstitüsü (GIDS) Başkanı Gert Estenhofer, savunma sisteminin çağın gereklerine cevap verebilmesi için, insansız hava araçlarının silahlandırılması gerektiğini aktarıyor:"Türkiye bu konuda çok yüksek bir teknik düzeye ulaştı. Biz SİHA’ların gerekliliğini tartışırken, Ankara yıllardır başarılı bir teknoloji oluşturdu. Değişik tipte araçlar geliştirdiler, sunulan arz alışveriş merkezlerindeki tezgahları hatırlatıyor."
Alman ordusunda yaklaşık 580 insansız hava aracı bulunuyor. Orduya ait insansız hava araçlarının silahlandırılması ve yeni SİHA’ların satın alınması Alman siyasetinde yıllardır tartışmalı bir konu. Koalisyon hükümetinde Birlik Partileri CDU/CSU İsrail’in geliştirdiği SİHA modeli Heron TP’nin alınmasını talep ederken koalisyon partneri SPD, bunu engelleyen taraf olarak biliniyor.Droneların geliştirilmesi ve orduya SİHA tedarik edilmesi, Birlik Partileri’yle SPD arasında üç yıl önce imzalanan koalisyon sözleşmesinde yer almasına rağmen son olarak, SPD Genel Başkanı Norbert Walter-Borjans, "Alman ordusunda SİHA'ların kullanımını için gerekli tartışmalar anayasa hukuku açısından ve etik olarak tatmin edici değil. O yüzden bizim buna onay vermemiz söz konusu olamaz" diyerek sosyal demokratların tavrını netleştirdi ve silahlandırılmış yeni İHA’ların bu yasama dönemi bitmeden alınmasının önünü kapattı. SPD’nin Federal Savunma Politikaları sözcücü Eva Högl, bundan kısa bir süre önce SİHA’ların alınmasından yana tavır belirtirken etik olarak da bir engel görmediğini, insansız hava araçlarının caydırıcı etkisi olacağını savunmuştu. SPD genel başkanının son açıklaması, gelecek yıl sonbaharda yapılacak genel seçime yönelik yatırım olarak değerlendirilirken aynı zamanda hükümette krize neden oldu. CDU’nın savunma politikaları sözcüsü Hennig Otte, "Sosyal demokratlar askerlerimize ihanet ediyor. Yıllardır yapıcı ve nesnel olarak yapılan ve SİHA’ların önemini belgeleyen tartışmalara rağmen, SİHA’lara karşı çıkmaları, askerlerimizin güvenliğini tehdit ediyor" dedi. Savunma Bakanlığı’ndan kaynaklar da Bakan Kramp-Karrenbauer’in SPD’nin tutumuna kızdığını ve bakanlığın bütçesinden bir bölümünü, 2015 yılında Almanya’nın Fransa, İspanya ve İtalya’yla başlattığı ortak SİHA projesi "Eurodrone"nın canlandırılması için ayırmayı hedeflediği belirtiliyor. Almanya’nın Fransa’yla geliştirmeyi hedeflediği ilk silahlı insansız hava aracı "Euro Hawk" projesi, 12 yıl sürdükten ve 660 milyon Euro harcandıktan sonra 2018 yılında rafa kaldırılmış, geçen yıl Kanada’nın projeyi satın almak için Almanya’ya teklif sunduğu belirtilmişti.
 
Bayraktar TB2'ler Ermenistan'ın kullandığı Rus Pantsir hava savunma sistemlerini Dağlık Karabağ'da yok etti. Amerikan Washington Post gazetesinin 'Türkiye'nin sınır dışındaki askeri eylemleri, kendi ürettiği silahlı insansız hava araçlarından güç alıyor' başlıklı haberinin ardından Avrupa'dan da övgüler yükseldi.
  ABD'li yayın devi Bloomberg'deki yazı ise bir kez daha dünyanın dikkatini SİHA'lara çekti. Leonerd Berschitsky imzalı yazı, Türkiye'nin başı çektiği İHA ve SİHA teknolojisinin şu anda oynadığı rolü ve geleceği nasıl değiştireceğini gözler önüne seriyor. Yazıda şunlar kaydedildi:"Dağlık Karabağ'da bu sonbaharda, aynı insansız hava aracı Ermeni tankları, topları ve yine bazı Rus yapımı uçaksavar teçhizatı üzerinde çok etkili oldu. Son zamanlarda yaşanan iki çatışmanın - Libya ve Dağlık Karabağ'daki - büyük kahramanı insan bile değil. Bayraktar TB2 olarak adlandırılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın baş teknik sorumlusu olarak görev yaptığı bir Türk şirketi Baykar tarafından yapılan insansız hava aracı (İHA) veya silahlı insansız hava aracı (SİHA). 40Geçen yıl Libya'da TB2, Rus uçaksavar sistemi Pantsir'e karşı başarı elde etti ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Fayez al-Sarraj hükümetine, Pantsir'lerle silahlanan General Halife Hafter'in saldırısına karşı Trablus'u tutmasında yardım etti .Bu, Azerbaycan'ın kesin zaferine ve 1990'larda bir önceki savaşta kaybettiği topraklarının çoğunu, Moskova'nın arabuluculuğunda yaptığı bir barış anlaşmasıyla geri almasına yardımcı oldu.Ancak daha da büyük bir avantaj, Türkiye ve müttefiklerinin, Serrac hükümeti ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Azerbaycan rejiminin - saldırı-savunma dengesini bozmak için insansız hava araçları kullanmasından geliyor. Hem Libya hem de Karabağ savaşlarında, insansız hava aracı operatörleri, muhalif tarafın güvenlik açıklarını anlamak için pek çok risk aldılar ve yol boyunca bir veya iki İHA/SİHA kaybetmeyi dert etmediler.Ancak insansız hava araçları büyük güçler için baş belası olabilir, bunu Rusya'ya sormanız yeterli. Ermenistan Rus hava savunma sistemlerine güvendi ve bu kumarı kaybetti.Pantsir'in Libya'da etkisiz kalmasından sonra, Rus ordusunun resmi haftalık gazetesi Zvezda, hava savunma sisteminin Türk insansız hava araçlarına karşı küçük düşürücü aciziyetini hala reddetse de sistemin bir düşmanın girmeyi öğrenebileceği bir 'kör nokta'sı olduğunu kabul etmek zorunda kaldı."Geçen hafta Türkiye'den beş adet silahlı insansız hava aracı (SİHA) Bayraktar TB2 daha satın alacağını resmen ilan eden Ukrayna ise, tatbikatlarında Türk yapımı droneları test ediyor. Daha önce de Türkiye'den altı adet Bayraktar TB2 alan Ukrayna'nın Türk SİHA'larını nerede ve nasıl kullanacağına dair ilk işaretler de veriliyor.Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Ruslan Homçak, Bayraktar TB2'leri Donbass bölgesindeki Rus ayrılıkçılara karşı sahaya sürebileceklerinin sinyalini verdi.Ancak asıl sürpriz, Kırım. Yerel medya, yine General Homçak'a dayandırdığı haberinde yavaş yavaş bir drone sürüsüne kavuşan Ukrayna ordusunun Bayraktar TB2'yi ilk kez doğrudan Rusya'ya karşı kullanabileceğini yazdı. 50Haberlere göre, yeni alınan Bayraktar TB2'ler Karadeniz ve Azov Denizi üzerinde uçarak 2014 yılında Rusya'nın işgal ve ilhak ettiği Kırım'ı gözetleyecek. 300 kilometre kadar uçabilen droneların Ukrayna'daki Rus hedeflerini belirleyeceğini aktaran yerel medya, Genelkurmay Başkanı Homçak'ın söz konusu açıklamayı Shiroky Lan eğitim alanındaki tatbikat sırasında yaptı.

Ukrayna medyası Kırım'daki Rus hedeflerinin izlenmesinın yanı sıra Bayraktar TB2'lerin kullanımıyla Donbas'taki tablonun değişebileceğini yazıyor.Haberlere göre, Dağlık Karabağ savaşının kaderini değiştiren ve neredeyse hiç düşürülemeyen SİHA'lar Donbas'ta Ruslar karşısında ciddi bir test verecek.Ukrayna ve Rusya, son olarak 2018 yılında Kerç Boğazı'nda karşı karşıya geldi. Boğazı geçmeye çalışan Ukrayna ordusuna ait iki küçük tekneye Rus donanması el koydu ve Ukraynalı askerler gözaltına alındı. Ayrıca karasularını ihlal etmekle suçladığı Ukrayna'nın Azov denizine erişimini engellemek isteyen Rusya, Kerç Boğazı'nın girişine bir tanker yerleştirdi, savaş uçaklarını bölgede uçurdu.Ukrayna ordusu alarma geçirilirken Rusya da Kiev yönetimine gözdağı için Kırım'a S-400 füze savunma sistemi yerleştirmişti.Avrupa Konseyi Dış İlişkiler (ECFR) kıdemli politika üyesi ve analisti Gustav Gressel ise, hafta başında Avrupa'nın Türk SİHA'larının Dağlık Karabağ'da yaptıklarından şüphesiz bir şekilde ders alması gerektiğini söyledi. 'Türk SİHA'larının başarısı Avrupa'yı endişelendirmeli' diyerek AB ülkelerini uyaran Gressel, Dağlık Karabağ savaşının yalnızca 44 günde sona erdiğini hatırlattı: "Ermenistan binlerce askerini kaybetti, hakeza tank ve zırhlı araçlarını da. Azerbaycan ordusunun zaferinde Türk droneları kilit rol oynadı.Türkiye'de geride kalan 10 yılda drone teknolojisini çarpıcı bir şekilde geliştirdi, ABD'nin bazı sınırlamaları ve ambargolarına rağmen. Bu sınırlamalar Türkiye'yi kendi teknolojisini üretmeye yöneltti. Bayraktar TB2 ve Anka-S droneları daha önce Suriye ve Libya'da başarılı sınavlar verdi, Dağlık Karabağ savaşı ise Avrupa'nın kendini savunması için öğrenmesi gereken derslerle doluydu. 60Bunlardan ilki, strateji ve politikanın önemi. Ermenistan bu yaz Rusya'dan satın aldığı sekiz Su-30 savaş uçağını Moskova izin vermediği için kullananamadı bile. Buna karşın Azerbaycan'daki üste birçok Türk F-16'sı bekledi, Bayraktar TB2'ler ise gökyüzündeydi.İkinci ders bilgisayar ve networklerin önemi. Tıpkı Suriye ve Libya'da olduğu gibi, Rus hava savunma sistemleri SİHA'lar karşısında hezimete uğradı.Ermenistan'ın elindeki 1980'lerden kalma sistemler küçük ve yavaş droneları yakalayamadı. Azerbaycan'ın Bayraktar TB2'leri ve İsrail'den satın aldığı dronelar neredeyse hiçbir engelle karşılaşmadan Dağlık Karabağ semalarında uçtu.Bu nedenle, gelecekte savaşma ihtimali olan ordular arasında - yalnızca ABD, Çin, Rusya değil, Türkiye, İsrail ve Güney Afrika gibi bölgesel güçler - bu deneyim kesinlikle yapay zeka ve otonom ölümcül silah sistemleri konusunda daha fazla araştırmaya teşvik edecektir.Üçüncü ders, düşmanın gücü 'çevresinde' savaş. Dağlık Karabağ'daki çatışmalardan önce Ermenistan ordusu taktik olarak daha iyi görünüyordu. Daha iyi ve motive olmuş askerlere sahiptiler ancak SİHA'lar devreye girince her şey değişti. SİHA'lar Ermenistan birliklerinin mevzilerini belirledi, topçu atışlarıyla imha edildiler. Dronelar ayrıca hava savunma sistemlerini imha etti, Ermenistan ordusunun kullanacağı köprü ve yolları havaya uçurdu.Ermenistan sarp araziye sahip bölgeyi kolayca savunabileceğini düşünüyordu, bağlantı noktaları olan yollar kesilince cepheye sevkiyat yapılamadı. Şuşa'da binlerce askerin ölümüyle sonuçlanan muharebe Erivan'a ateşkesten başka seçenek bırakmadı. Batılı ülkeler şimdiye kadar daha çok drone savaşlarının teknik tarafına odaklandı ancak Dağlık Karabağ'da bu açı daha az heyecan vericiydi. Asıl heyecan verici taraf, Azerilerin SİHA'ları taktiksel kullanımıydı.Geleneksel muharebe operasyonlarına droneları yerleştirmeleri etkileyiciydi. Bu entelektüel yaratacılık, Azerbaycan'ın savaşma tarzını geliştiren ve zaferi getiren Türk askeri danışmanlara ayrılmalı.Avrupa Dağlık Karabağ savaşında çıkan derslere dikkatli bir şekilde bakmalı. Soğuk Savaş'tan bu yana çoğu Avrupa ülkesi hava savunma sistemlerini aşama aşama ortadan kaldırdı. 70Almanya ve Fransa dışında SİHA'ları yakalayabilecek hava savunma sistemine sahip hiçbir Avrupa ülkesi yok. Almanya ve Fransa'nın sahip oldukları da kısa menzilli.Droneların devrede olduğu modern hareketli bir savaşta birçok Avrupa ordusu Ermenistan'dan daha sefil bir duruma düşebilir. Bu onları düşündürmeli ve endişelendirmeli." Türk SİHA'larının dünyanın çeşitli yerlerinde başarılar elde etmesi, Almanya'da "Biz bu SİHA'lara karşı kendimizi savunabilir miyiz?" sorusunu akıllara getirdi. Siyasi partiler Alman Savunma Bakanlığı'na soru önergesi yöneltirken, ülke basını da Türk SİHA'larını inceleme altına aldı. Junge Welt isimli gazetedeki analizde, "Batı Ankara'ya ambargo uyguladı, onlarda daha iyisini yaptı. Havada süper güç oldular" denildi. Video Player  


00:00 | 00:00

Use Up/Down Arrow keys to increase or decrease volume. Türkiye'nin geliştirdiği silahlı ve insansız hava araçları, Almanya'yı karıştırmış durumda. Türk SİHA'larının Dağlık Karabağ'daki başarısından sonra, Almanya'da Savunma Bakanlığı başta olmak üzere hükümet, partiler, partilerin savunma uzmanlarının tek konusu Türk SİHA ve İHA'ları oldu.
"BU SİHA'LARA KARŞI NE YAPABİLİRİZ?"
Her parti, Almanya Savunma Bakanlığı'na "SİHA ve İHA'lara karşı ne yapıyorsunuz? Bütçeniz nedir? Çalışmalarınız nedir?" sorularını yöneltti.  Savunma Bakanlığı, Liberal Parti'nin (FDP) soru önergesine, "Bunların öneminin farkındayız" cevabını verdi ama bir bütçeleri olmadığını da belirtti. Bu açıklamanın üzerine FDP Savunma Komitesi Başkanı Alexander Müller de "Bu cevap, SİHA ve İHA'lara karşı askerlerimizi ve kendimizi savunmada muazzam bir boşluk olduğunu gösteriyor" diyerek, savunma bütçesinin genişlemesine engel olarak gördüğü Sosyal Demokrat Parti'ye bayrak açtı.
Junge Welt, haberinde Türk SİHA'larına geniş yer ayırdı
JUNGE WELT GAZETESİ: SÜPER GÜÇ OLDU
Almanya'da bu tartışmalar sürerken, ülkenin sol görüşlü etkili yayın organlarından Junge Welt gazetesi, "Türkiye süper güç oldu" manşetini attı. Gazete, bu duruma gerekçe olarak "batının uyguladığı ambargoları" gösterdi.
Junge Welt, "Her şey gayri resmi boykotla başladı. 2016 yılında Türkiye, NATO'dan savaş İHA'ları almak istedi. Ancak ABD ve İsrail, bunları tedarike etmedi. Sonra Türk firmaları işe koyuldu ve TAI-Anka ile Bayraktar İHA'ları, uluslararası sektörün en gelişmiş ürünleri oldu. Türkiye, bugün ambargo koyanlara minnettar" diye yazdı.

"TÜRKİYE BELİRLEYİCİ BİR ROL ÜSTLENDİ"
Gazete, Türk ve İsrail İHA'larının Dağlık Karabağ Savaşı'nda belirleyici rol oynadığına değinerek, "Burada sadece bir savaş için silah üretme ve teslim etme yeteneği değil, aynı zamanda askeri açıdan umut verici bir şekilde kullanma yeteneği de görüldü. Bu da Ankara'ya bölgesel ortamda belirleyici ve gerçek güç artışı sağladı" yorumunu yaptı.
Gazete, ilk başta ROKETSAN'ın bazı savaş başlıklarını Almanya'dan aldığı, ancak sonra da kendisinin üretme kapasitesinin olduğunun görüldüğünü de iddia etti.
CL-89
TÜRK SİHA'LARININ TEMELİ "CL-89" İDDİASI
Bu gelişmeler olurken, "NetzPolitik" isimli yayın organı da ilginç bir iddia öne sürdü. Türkiye'nin ürettiği SİHA ve İHA'ları çok geniş şekilde işleyen haber portalı, "1972'den itibaren Almanya'da roket gibi fırlatılan İHA'lar, CL-89'lar vardı. Bu birinci nesil insansız hava araçları Türkiye'ye ihraç edildi ve 1994'te Türk personel eğitildi. Çok sayıda kaza nedeniyle bu sistem devre dışı bırakıldı. Ancak Türkiye'nin SİHA ve İHA keşif programının da temelini oluşturdu" diye yazdı.
KAYNAK: JUNGE WELT







SİHA’lardan korkusuna entari giyen PKK elebaşı Murat Karayılan’dan bir itiraf daha: Bizi ortadan kaldıracaklar

Giriş Tarihi: 16.05.2021  08:19 Son Güncelleme:16.05.2021 09:33

PKK elebaşı Murat Karayılan'dan itiraf geldi: Öleceksiniz diye talimat verdik

Son dakika haberine göre; Terör örgütü PKK'nın elebaşlarından Murat Karayılan, 23 Nisan'da başlatılan Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım harekâtlarında ciddi darbeler aldıklarını ve teröristlere kaçmaları için talimat verdiklerini itiraf etti.

GÜNDEMSabah

SİHA’lardan korkusuna entari giyen PKK elebaşı Murat Karayılan’dan bir itiraf daha: Bizi ortadan kaldıracaklar

Kahraman Mehmetçik, düzenlediği dev operasyonlarla eli kanlı terör örgütüne ağır darbeler vurmaya devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda SİHA’lardan korktuğu için entari giydiği ortaya çıkan PKK elebaşı Murat Karayılan’dan bir itiraf daha geldi. Karayılan, 23 Nisan'da başlatılan Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım harekâtlarında ciddi darbeler aldıklarını ve teröristlere kaçmaları için talimat verdiklerini itiraf etti.

Son dakika haberi... Murat Karayılan, saklandığı delikten örgütün yayın organlarına Pençe harekâtlarında aldıkları ağır darbelerle ilgili, "Ciddi darbeler aldık, ağır kayıplarımız oldu.

Birçok bölgede yönetici düzeyindeki komutanlarımızı kaybettik. Bizi zayıflatarak tümden ortadan kaldırmak istiyorlar." sözlerini kullandı.

"ÖLECEKSİNİZ DİYE TALİMAT VERDİK"
Sabah'ta yer alan habere göre, Karayılan, "O kadar yoğun bir teknoloji kullanılıyor ki, 18 kayıp verip, 7 kişilik bir grupla irtibatımız kopunca telsizle eğer zorlanıyorsanız, geri çekilebilirsiniz, bulunduğunuz bölgeleri terk edin, yoksa öleceksiniz diye talimat verdik" itirafında bulundu.

KARAYILAN DAHA ÖNCE DE SİHA KORKUSUNDAN ENTARİ GİYMİŞTİ
Irak'ın kuzeyinde MİT ve TSK'nın gerçekleştirdiği nokta operasyonlarla aralarında Ali Haydar Kaytan gibi PKK'nın kurucu isimlerinin de yer aldığı çok sayıda üst düzey teröristin öldürülmesi elebaşı Murat Karayılan'ı da korkuttu.

Kuzey Irak'taki Gara Dağı'ndan kaçarak Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan PKK'nın sözde özel güç sorumlusu A.D. (34) önemli açıklamalarda bulundu.

Örgütten kaçabilmek için MİT'in internet sitesi üzerinden kendini ihbar ettiğini anlatan A.D. şunları anlattı: "Karayılan bir yere giderken, İHA ve SİHA'lardan kurtulmak için, Arapların yerel kıyafeti olan beyaz entari giyip sarık takıyor. Dikkat çekmemek için kalabalık korumayla gezmiyor. Yanına en güvenliği 3 kişiyi alıyor. Suikast girişimine karşı yüzünü sürekli kapatıyor."

TESLİM OLAN TERÖRİSTTEN FLAŞ İTİRAF
İçişleri Bakanlığı'nın terörle mücadeledeki başarısının, örgütü psikolojik yönden çok etkilediğini söyleyen A. D., Murat Karayılan "örgüte en büyük zararı yapılan nokta operasyonlarda aldık" ifadelerini kullandı. PKK'nın kurucu isminin öldürüldüğünü itiraf eden A. D. "Örgüt ölümünü halen gizliyor. Hatta öldükten sonra onu ölmemiş gibi göstermek için çok eski tarihli bir videosunu yeni görüntü gibi yayımladılar. Ölümü örgüt üst yönetiminde şok etkisi yarattı." dedi.

İNTİHARLAR VE AYRILMAK İSTEYENLER ARTTI
Örgütte intihar vakaları çok arttı. Çünkü kaçmak isteyenler başaramayınca son çare intihara yöneliyor. Ayrılmak isteyenleri tespit etmek için, Kasım 2020'de 'ayrılmak isteyenler rapor yazsın, değerlendirelim' talimatı gönderildi. Ancak, beklemedikleri yoğun bir taleple karşılaştılar. Ayrılmak isteyen yüzlerce kişiyi hemen ideolojik eğitime alınarak, 'giderseniz devlet işkence eder, müebbet verir' şeklinde kara propaganda yapılıyor.

Kamp yerlerini değiştirdiler ve Türk televizyon kanallarını izlemelerini yasakladılar. Mahmur Kampı çevresindeki hakim tepelere hava harekatı gerçekleştirildiğinde, kamptakiler hemen araçlarla bombalanan alanlara giderek 'Türkiye uçakları sivilleri vuruyor' şeklinde kamuoyu oluşturmaya çalışıyordu.

KAYTAN ÖLDÜ AMA GİZLİYORLAR
Son dönemde birçok terörist şehir merkezlerinde eylem yapmak için örgüte başvuruyor. Teslim olmak için bu öneride bulunduğu tespit edilenler ise gönderilmiyor. Çünkü eylem için gönderilenlerin tümü teslim olup geri dönmedi. Şırnak Valiliğine bomba yüklü 10 maket uçak gönderilmek istendi.

Ancak uçak havalanmadan patlayıcı infilak edince havacılık eğitimi alan iki terörist parçalanarak öldü. PKK'nın kurucularından Ali Haydar Kaytan SİHA ile Kandil bölgesinde öldürüldü. Örgüt ölümünü halen gizliyor. Hatta öldükten sonra onu ölmemiş gibi göstermek için çok eski tarihli bir videosunu yeni görüntü gibi yayımladılar. Ölümü örgüt üst yönetiminde şok etkisi yarattı."

PKK elebaşı Murat Karayılan'dan itiraf geldi: Öleceksiniz diye talimat verdik

Son dakika haberine göre; Terör örgütü PKK'nın elebaşlarından Murat Karayılan, 23 Nisan'da başlatılan Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım harekâtlarında ciddi darbeler aldıklarını ve teröristlere kaçmaları için talimat verdiklerini itiraf etti.

Murat Karayılan, saklandığı delikten örgütün yayın organlarına Pençe harekâtlarında aldıkları ağır darbelerle ilgili, "Ciddi darbeler aldık, ağır kayıplarımız oldu. Birçok bölgede yönetici düzeyindeki komutanlarımızı kaybettik. Bizi zayıflatarak tümden ortadan kaldırmak istiyorlar." sözlerini kullandı.

"ÖLECEKSİNİZ DİYE TALİMAT VERDİK"

Karayılan, "O kadar yoğun bir teknoloji kullanılıyor ki, 18 kayıp verip, 7 kişilik bir grupla irtibatımız kopunca telsizle eğer zorlanıyorsanız, geri çekilebilirsiniz, bulunduğunuz bölgeleri terk edin, yoksa öleceksiniz diye talimat verdik" itirafında bulundu.

TERÖRİSTLERE 'PENÇE' DARBESİ!

PKK'YA KOMANDO PENÇESİ: ÖLDÜRÜLDÜLER

MSB AÇIKLADI: 72 TERÖRİST EX!

MSB PAYLAŞTI! HAREKATTAN YENİ GÖRÜNTÜLER